Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Acts - 123 (Continuing the Journey to Rome; Beginning of Paul’s Ministries at Rome)
This page in: -- Albanian? -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson

Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 2 - Diğer Uluslara Verilen Vaazların Raporları Ve Antakya'dan Roma'ya Kadar Kurulan Kiliseler - Kutsal Ruh Tarafından Görevlendirilen Elçi Pavlus'un Hizmeti (Elçilerin İşleri 13 - 28)
F - SEZARİYE’DEN ROMA'YA GEMİYLE YOLCULUK (Elçilerin İşleri 27:1 - 28:31)

4. İlkbaharda Roma’ya Yolculuğa Devam Ettiler (Elçilerin İşleri 28:11-14)


Elçilerin İşleri 28:11-14
Üç ay sonra, kışı adada geçiren ve ikiz tanrılar simgesini taşıyan bir İskenderiye gemisiyle denize açıldık. Sirakuza Kenti’ne uğrayıp üç gün kaldık. Oradan da yolumuza devam ederek Regium’a geldik. Ertesi gün güneyden esmeye başlayan rüzgârın yardımıyla iki günde Puteoli’ye vardık. Orada bulduğumuz kardeşler, bizi yanlarında bir hafta kalmaya çağırdılar. Sonunda Roma’ya vardık.

Ne müthiş bir mucize! Tanrı öfkeli denizde şiddetli fırtına boyunca geminin dağılmasına izin vermedi. Gemi bilinmeyen, tehlikeli kıyılara doğru da sürüklenmedi. Başıboş sürüklenen gemiyi, birçok geminin kışı geçirdiği ünlü Malta Adası’na yöneltti. Şubat ortalarına doğru gemiler dünyanın her yerine doğru yelken açmaya başlardı. Pavlus, başında Zeus’un oğullarını temsilen ikiz tanrılar ve denizcilerin koruyucu tanrıları olarak kabul edilen gemi başı süslemesi bulunan bir gemiye binmekten korkmuyordu. Elçi tüm put ve tanrıların hiçlikten başka bir şey olmadıklarını biliyordu. Sadece Rab Harika Olan’dır! Böylece, Sicilya Adası’nın başkenti olan Sirakuza Kenti’ne doğru yola çıktılar. Oradan da İtalya’nın ucuna geçtiler. Oradan da Stromboli’yi geçerek Vezüv’e varana kadar devam ettiler. Daha sonraki Napoli yakınlarındaki bir liman kenti olan Puteoli’ye geldiler.

Orada imanda kardeş olan Hristiyanlar yaşıyordu. Elçi onlara geldiğinde, onu ve ona eşlik edenleri hoş bir şekilde karşıladılar. Onları bir hafta boyunca ağırladılar. Bu karşılamaya bakarsak, Pavlus’un İtalya’da da tanındığını görüyoruz. Her nereye giderse gitsin, Mesih’in elçisi olarak biliniyordu. Napoli yakınlarındaki bu duygu paylaşımında, Yüzbaşı Yulius’u görüyoruz. Elçinin imanı, huzuru, insanlara karşı hoşgörülü sevgisi ve ruhsal gücünden oldukça etkilenen yüzbaşının Hristiyan inancını seçebileceği anlaşılıyor. Sanki bu tutukluyu izlemeye hazır gibiydi. Mesih’in ne muhteşem zaferi!

Büyük grubu oradan Roma’ya götürecek geniş yola doğru yürüdüler. Luka ve Aristarhus elçiyi yalnız bırakmadılar, acı çekenler topluluğunda ona sadık kaldılar. Bu üç inanlı ile Mesih’in zafer geçişi dünya kültürünün başkentine ulaştı.

Dua: Rabbimiz İsa Mesih, Hades’in kapısı sana galip gelemeyeceği için sana tapınırız. Pavlus ve yanındakileri koruduğun ve onlarla birlikte gemide olan herkesi bereketlediğin için sana şükrederiz. Sende sadık kalalım ve böylece bizler de birçokları için bereket olabilelim.

5. Roma’da Pavlus’un Hizmetinin Başlaması (Elçilerin İşleri 28:15-31)


Elçilerin İşleri 28:15-16
Haberimizi alan Roma’daki kardeşler, bizi karşılamak için Appius Çarşısı’na ve Üç Hanlar’a kadar geldiler. Pavlus onları görünce Tanrı’ya şükretti, yüreklendi. Roma’ya girdiğimizde Pavlus’un, bir asker gözetiminde yalnız başına kalmasına izin verildi. Üç gün sonra Pavlus, Yahudiler’in ileri gelenlerini bir araya çağırdı. Bunlar toplandıkları zaman Pavlus kendilerine şöyle dedi: “Kardeşler, halkımıza ya da atalarımızın törelerine karşı hiçbir şey yapmadığım halde, Yeruşalim’de tutuklanıp Romalılar’ın eline teslim edildim. Onlar beni sorguya çektikten sonra serbest bırakmak istediler. Çünkü ölüm cezasını gerektiren hiçbir suç işlememiştim.

Pavlus Roma’daki kilise tarafından tanınıyordu. Hatta oradaki inananlara bugün de bilinen ve tüm Hristiyanlığın Okulu konumundaki en ünlü mektubunu yazdığı için, onun düşüncelerinin detaylarını da biliyorlardı. Roma’daki kardeşler; tüccarlar, Helenistik Yahudiler, imanlı askerler ve yenilenmiş kölelerdi. Gelişini duyduklarında, Pavlus ve beraberindeki arkadaşlarını karşılamak için hareketlendiler. Onları karşılamak ve almak için bu büyük şehrin kapılarından çıktılar. Pavlus, tüm yüreğiyle istediği bu kilisenin işbirliğiyle Müjde’yi İtalya’da, İspanya’da ve tüm dünyada vaaz etmek için teşvik aldı. Kardeşlerin sıcak karşılamaları, ona Tanrı tarafından hazırlanmış açık bir kapı olarak göründü. Müjde’nin tüm dün-yada bir ilerlemesi olacak bu gelişme için Tanrı’ya şükretti.

Pavlus Roma’da ayrıcalıkları olan bir tutuklu olarak kaldı. Yine de, tüm gece ve gün boyunca bileklerinden, tüm konuşmalarını duyabilecek ve tüm davranışlarını görebilecek bir askere zincirliydi. Pavlus özgür bir adam olarak vaaz etmedi, ama aksine, Rabbi’nin yüceliğine kendi zayıflığı üzerinden övgüler sunarak, alçakgönüllü bir tutuklu ve Mesih’in bir hizmetkârı olarak vaaz etti.

Elçilerin İşleri 28:17-27
Üç gün sonra Pavlus, Yahudiler’in ileri gelenlerini bir araya çağırdı. Bunlar toplandıkları zaman Pavlus kendilerine şöyle dedi: “Kardeşler, halkımıza ya da atalarımızın törelerine karşı hiçbir şey yapmadığım halde, Yeruşalim’de tutuklanıp Romalılar’ın eline teslim edildim. Onlar beni sorguya çektikten sonra serbest bırakmak istediler. Çünkü ölüm cezasını gerektiren hiçbir suç işlememiştim. Ama Yahudiler buna karşı çıkınca, davamı Sezar’a iletmek zorunda kaldım. Bunu, kendi ulusumdan herhangi bir şikâyetim olduğu için yapmadım. Ben İsrail’in umudu uğruna bu zincire vurulmuş bulunuyorum. Sizi buraya, işte bu konuyu görüşmek ve konuşmak için çağırdım.” Onlar Pavlus’a, “Yahudiye’den seninle ilgili mektup almadık, oradan gelen kardeşlerden hiçbiri de senin hakkında kötü bir haber getirmedi, kötü bir şey söylemedi” dediler. “Biz senin fikirlerini senden duymak isteriz. Çünkü her yerde bu mezhebe karşı çıkıldığını biliyoruz.” Pavlus’la bir gün kararlaştırdılar ve o gün, daha büyük bir kalabalıkla onun kaldığı yere geldiler. Pavlus sabahtan akşama dek onlara Tanrı’nın Egemenliği’ne ilişkin açıklamalarda bulundu ve bu konuda tanıklık etti. Gerek Musa’nın Yasası’na, gerek peygamberlerin yazılarına da-yanarak onları İsa hakkında ikna etmeye çalıştı. Bazıları onun sözlerine inandı, bazıları ise inanmadı. Birbirleriyle anlaşamayınca, Pavlus’un şu son sözünden sonra ayrıldılar: “Peygamber Yeşaya aracılığıyla atalarınıza seslenen Kutsal Ruh doğru söyledi. Ruh dedi ki, ‘Bu halka gidip şunu söyle: Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz. Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, kulakları ağırlaştı. Gözlerini de kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, kulakları duymasın, yürekleri anlamasın ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.’”

Luka Pavlus’un Roma’daki duruşmasından, nasıl yaşadığından, nasıl öldüğünden hiç bahsetmiyor. Elçilerin İşleri Kitabı’nın son kısmı kutsal insanlarla ilgili değil, ama Müjde’nin zafer geçişi ve Mesih’in tüm dünyadaki işlerinin kayıtlarıyla ilgilidir.

Pavlus hizmetine her zamanki gibi Yahudiler’in sinagogunda başladı. Başkâhin ve Yahudi önde gelenlerini kendi kiraladığı eve davet etti. Onlara, Yahudi Yüksek Kurulu’nun kendisi hakkında şikâyette bulunmuş olmasına ve haksız yere Romalılar’ın ellerine teslim edilmesine neden olmalarına ve ayrıca kendisinin öldürülmesini talep etmiş olmalarına rağmen, onların dostu olduğunu, düşmanları olmadığını göstermek istiyordu. Pavlus masum olduğuna dair ifade verdi. Romalılar onu serbest bırakmaya hazırlanıyorlardı. Tüm duruşmalara rağmen, bir Roma vatandaşı olarak ne onlardan intikam almak istiyordu, ne de hemşerilerine karşı Sezar’ın huzuruna bir şikâyetle getirmişti. Kendisini ulusuyla bir bütün olarak görmüş ve onları diri umut olan, kurtuluş ve esenlik getirerek Tanrı’dan gelen İsa Mesih’e iman etmeleri için zorlamıştı. Pavlus, İsa’ya olan imanı nedeniyle ‘bağlıyım’ dedi. Mesih’te onlara duyduğu sevginin bir göstergesi olarak onlara, zincirlerini gösterdi.

Roma’daki Yahudiler, Pavlus’la ilgili olarak kendilerini çevreleyen derin dini problemleri ve siyasi tehlikeleri gözlemlediklerinde, ona karşı Yeruşalim’den herhangi bir şikâyetin olmadığını gördüler. Aynı zamanda Roma’da onunla ilgili kötü bir şey de duymamışlardı. Roma’daki mevki sahibi Yahudiler, yine de, hem Yahudiliğin hem de Hristiyanlığın her yerde bir muhalefet olmasının yanı sıra, her ikisinin birbirinden ayrı olduğunu kabul ettiler. Roma’daki Yahudiler, kişisel olarak İsa’nın adını itiraf eden, Yeruşalimli bir Yasa uzmanı ve bir Ferisi olan Pavlus’un kendileri için gelmesi nedeniyle memnuniyet duydular. Mesih’le ilgili gerçeğin bir sonraki açıklaması için diğer bir önemli toplantının ne zaman olacağını sordular.

Bir müddet sonra kalabalık bir Yahudi grubu Pavlus’un evine geldi. Pavlus, Tanrı’nın krallığıyla İsa’nın krallığı arasındaki ilişkiden söz ederek onlara açıklamalarda bulundu. Bu, onlar için anlaması zor bir görüştü. Bazıları, Tanrı’nın Oğlu’nun basit bir adam haline gelebileceğine ve halkının, Tanrı’nın topluluğuna kabul edilebilmesi için bir ağacın üzerinde utanç içinde ölmesi gerektiğine inanamadılar. Rab’bin kendisi bir kapıdır. O, zaferi dünyada saklı olan, Baba’nın sağında oturan, muhteşem Olan’dır. İsa’nın gelişinde, Tanrı’nın krallığının İsrail olmadığı ortaya çıkacak. Bunun yerine, kökeni ister Yahudi ister Yahudi olmayan olsun, tüm inananlar, krallığı yüreklerinin derinlerinde taşıyacaklar.

Pavlus ne felsefe yaptı, ne de kendi şatafatlı düşüncelerini tanıttı. Yasa ve peygamberlikleri kullanarak müjdesini kanıtladı ve Mesih’le ilgili muhteşem vaatleri açıkladı. Mesih’e olan iman, kusurlu olan yasayı uygulamadan, kaybolmuş olanları ve günahkârları kurtarır. Bazı Yahudiler, Kutsal Ruh’un çağrısına eğilim göstererek dikkatle dinlediler. Diğerlerinin ise git gide yürekleri katılaştı ve inanmak istemediler. İnsanlar her nerede olurlarsa olsunlar, Mesih’e iman etmezlerse, Tanrı’nın bilgisi ve gücünde gelişip büyüyemezler. Tanrı’ya karşı tasarılar yapıp kurtuluş müjdesine karşı sağırlaşır ve kurtarıcıyı kabul etmezler. Bu nedenle de Mesih’e karşı muhalif olurlar. Bu kişiler yönlendirmeyi kabul etmeyerek hoş görülü Ruh’un çağrısını hissetmezler. Dolayısıyla kendilerini Tanrı’ya adamaya da istekli değildirler. Sen ne düşünüyorsun, sevgili arkadaşım? Sen Tanrı düşmanı mısın, yoksa seven, alçakgö-nüllü bir Hristiyan mısın?

Elçilerin İşleri 28:28-31
“Şunu bilin ki, Tanrı’nın sağladığı bu kurtuluşun haberi öteki uluslara gönderilmiştir. Ve onlar buna kulak vereceklerdir.” Pavlus tam iki yıl kendi kiraladığı evde kaldı ve ziyaretine gelen herkesi kabul etti. Hiçbir engelle karşılaşmadan Tanrı’nın Egemenliği’ni tam bir cesaretle duyuruyor, Rab İsa Mesih’le ilgili gerçekleri öğretiyordu.

Pavlus’un sesi bölünmüş Yahudiler’e marşlardaki trompet sesi gibi geliyordu. Tanrı kurtarışını Yahudi olmayanlara da gönderdi. Yahudiler Mesih’in lütfunu reddetti. Bu nedenle Kutsal Ruh hazır olan tüm Yahudi olmayanların yüreklerinde çalışıyor. Tanrı’nın sözünü kabul edenler, O’nun sesin duyabilmek için yeni kulaklara, buyruklara uymak için yeni güçlere sahip olabilirler. Bu kişiler, Mesih’in değerli kanıyla satın alınan Tanrı’nın çocuklarıdır. Tanrı onları sonsuz olan Kutsal Ruh’un lütfuyla kutsar.

Pavlus tam iki yıl Roma’da öğretmen, vaiz, peygamber ve elçi olarak hizmet etti. Gece gündüz bir askere zincirli olduğundan, büyük toplantılarda ya da cadde ve sokaklarda vaaz ederken görünme imkânı olmadı. Yine de kendisini ziyaret edenlerle kişisel olarak konuşabildi ve Tanrı’nın gücüne tanıklık etti. Kutsal Ruh’un tek bir sözle onu zincirlerinden kurtarabileceği kesin olmasına rağmen, yine de o şikâyet etmeden zincirlere dayandı ve onda Babası’nın cömertliğini gördü.

Pavlus Roma’da birçoklarına, kendisine ilk kez Şam yolunda görünen diri ve muhteşem Rab İsa’nın lütfunu bildirdi ve orada yedi yüz günden fazla kaldı. Elçi kendi yüceliğini ya da Elçilerin İşleri Kitabı’nın son ayetlerinde artık hiç görünmeyen kendi ismini yüceltmeyi aramadı. Yahudi olmayanların elçisinin tek bir amacı vardı: Baba’yı, Oğul’u ve Kutsal Ruh’u yüceltmek ve övmek. Tereddüt etmeden ve cesaretle hizmetini devam ettirdi ve Mesih onun önünde geniş bir kapı açtı. Onun mesajını duyurmasını hiç kimse engelleyemedi.

Ne kadar şaşırtıcı! Roma’da ne kilisenin büyümesiyle ilgili, ne de ikincil öneme sahip olabileceğinden Petrus ya da diğer papalardan bahsedildiğiyle ilgili hiçbir şey görmüyoruz. Önemli olan tek şey Müjde’nin çağrısı ve dünyanın tüm ülkelerine mesajları göndermek ve almaktı. Elçinin ölmesi bile gerekse mesaj yayılmalıydı.

Muhtemelen seçkin Romalı görevli Teofilos, Pavlus Roma’dayken onu şahsen tanıyordu ve onun duruşmaları süresince ona yardım etti. Ayrıca Luka’dan Elçilerin İşleri Kitabı’nı derlemesini de istedi. Böylece başlangıcından itibaren tüm dünyaya yayılmasına kadar olan süreçle ilgili olarak Hristiyanlıkla ilgili tüm gelişmeleri tam olarak bilebilecekti. Teofilos onu kişisel olarak tanıdığından, Luka Pavlus’un Roma’daki durumuyla ilgili bir şey yazmaya gerek olmadığını düşünmüştür.

Sevgili kardeşim, artık Elçilerin İşleri Kitabı’nı yorumladığımız bu serinin sonuna geldik. Senin huzurunda da diri olan Mesih’in lütfunu ve O’nun kurtuluş tasarısının tanıklığını verdik. Müjde’nin ışığını yüreğine ektik ve sana şunu anlatmaya çalıştık: “Elçilerin İşleri’nin tarihine devam et ve kurtuluş müjdesini çevrende bulunanlara da anlat ki birçokları kurtulabilsin. Diri olan Mesih sizleri de çağırıyor. Rab sizlere eşlik etmeye hazır. Seni hizmete başlamaktan alıkoyan nedir? Ulusundaki Mesih’in zafer geçişini görüyor musun? Diri olan Rab’bin senin önünden gittiğine ve seni beklediğine inan, dua et ve sevin!

Dua: Göksel Babamız, Oğlun bizleri seninle barıştırdığı için ve Kutsal Ruh tüm toplumların arasında devamlı bir kilise oluşturduğu için sana tapınır ve seviniriz. Günahkâr insanlarken, bizlerin zayıflıklarında yücelesin diye bizleri çağırdığın için sana şükrederiz. Egemenliğin çevremizdeki insanlara da açıklandı ve dünyamızın karmaşasının tam da ortasında senin isteğin oldu. Birçoklarını kurtar ya Rab. Bizleri gerçek hizmetlere yönelt ve kötü olandan uzak tut. Amin.

Soru 123: Luka neden Elçilerin İşleri Kitabı’nda Pavlus’un Roma’daki mahkemesinin tamamlanmasıyla ya da ölümüyle ilgili olarak hiçbir şeyden bahsetmedi?

Sorular – 8

Sevgili Okur,
Elçilerin İşleri Kitabı’yla ilgili bu çalışmayı buraya kadar okuduysanız aşağıdaki soruları yanıtlayabilirsiniz:

  1. Pavlus nasıl ve neden Sezariye’ye gönderildi?
  2. Pavlus’a karşı yapılan şikâyetlerin üç ana fikri nedir? Bu şikâyetin özeti nedir?
  3. Pavlus Eski Antlaşma’nın Hristiyan inancından ayrı olmadığını nasıl ve neden kanıtladı?
  4. Pavlus’un iki Roma valisinin yetkisi altında tutukluyken hangi davranışı sizi en çok etkiledi?
  5. Vali Festus Mesih’in ölümü ve dirilişini neden anlayamadı?
  6. Neden Mesih’in Şam yolunda Pavlus’la karşılaşmasını Elçilerin İşleri Kitabı’nın merkezinde buluyoruz?
  7. Mesih’in vaaz etmek için buyurduğu yedi ilke nedir?
  8. Roma’ya birlikte yolcuk eden üç Tanrı adamı kimdi?
  9. Tanrı gemide bulunan herkesi inançsız olmalarına rağmen neden kurtardı?
  10. Mesih’in elçiyi ve arkadaşlarını kurtardığı üç olay neydi?
  11. Pavlus’u ısıran yılan neyin işaretidir? Malta Adası’ndaki iyileştirmeden ne anlıyorsunuz?
  12. Luka neden Elçilerin İşleri Kitabı’nda Pavlus’un Roma’daki mahkemesinin tamamlanmasıyla ya da ölümüyle ilgili olarak hiçbir şeyden bahsetmedi?

Elçilerin İşleri Kitabı ile ilgili bu serinin tüm kitapçıklarını çalışmayı tamamlayıp, her kitabın sonundaki soruları cevaplayıp, cevaplarınızı bize gönderirseniz, ileride Mesih’in hizmetleri için sizleri teşvik etmek adına, size, en kısa zamanda;
Elçilerin İşleri Kitabını Anladığınızla İlgili Olarak; İleri Düzeyde Çalışma Sertifikası
göndereceğiz. Bitmek bilmeyen bir hazine alabilmeniz için, Elçilerin İşleri Kitabı testini bizimle birlikte tamamlamanız için sizi teşvik ediyoruz. Cevaplarınızı bekliyoruz ve sizin için dua ediyoruz.

Adresimiz:

Waters of Life
P.O.Box 600 513
70305 Stuttgart
Germany

Internet: www.waters-of-life.net
Internet: www.waters-of-life.org
e-mail: info@waters-of-life.net

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on September 28, 2012, at 11:41 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)