Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Acts - 059 (Establishment of a Gentile Church)
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 1 - Yeruşalim, Yahudiye, Samiriye Ve Suriye’de Bulunan İSA MESİH'in Kiliselerinin Temelleri - KUTSAL RUH’un Yönetimindeki ve Elçi Petrus’un Liderliğindeki (Elçilerin İşleri 1 - 12)
B - Kurtuluş Mesajinin Samİrİye ve Surİye'ye Yayilmasi ve Yahudİ Olmayanlarin Hrİstİyan Oluşu (Elçilerin İşleri 8 - 12)

10. Yahudi Soyundan Gelmeyen İnanlıların Antakya'da Kurduğu Topluluk (Elçilerin İşleri 11:19-30)


Elçilerin İşleri 11:25-30
Sonra Barnaba, Saul’u aramak için Tarsus’a gitti. Onu bulunca da Antakya’ya getirdi. Böylece Barnaba’yla Saul bir yıl boyunca oradaki inanlılar topluluğuyla bir araya gelerek büyük bir kitleyi eğittiler. Öğrencilere ilk kez Antakya’da Mesihçiler adı verildi. O günlerde Yeruşalim’den Antakya’ya bazı peygamberler geldi. Bunlardan Hagavos adlı biri ortaya çıkıp bütün dünyada şiddetli bir kıtlık olacağını Ruh aracılığıyla bildirdi. Bu kıtlık, Klavdius’un imparatorluğu sırasında oldu. Öğrenciler, her biri kendi gücü oranında, Yahudiye’de yaşayan kardeşlere gönderilmek üzere yardım toplamayı kararlaştırdılar. Bu kararı yerine getirip bağışlarını Barnaba ve Saul’un eliyle kilisenin ihtiyarlarına gönderdiler.

Barnaba, Yeruşalim’den Antakya’ya geldiğinde aklına ilk gelen şey arkadaşı Saul oldu. Saul’un yaşadığı şehir olan Tarsus yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaydı. Barnaba ilk fırsatta ateşli arkadaşı Saul’u görmeye gitti. Antakya’daki kilisenin yasa ve Mezmurlar konusunda bilgili, iyi bir öğretmene ihtiyacı olduğunu biliyordu. Barnaba, Saul’u, o daha Hristiyanlara zulmederken tanıyordu. Uzun bir geçmişleri vardı. Fakat Barnaba, Saul’un tüm yüreğini Rab’be verdiğini biliyordu. Şam’da Saul’a görünen İsa Mesih, onun tüm hayatını değiştirmişti.

Kıbrıslı Barnaba, Saul’u bulana kadar araştırdı, soruşturdu ve sonunda buldu. Onu gördüğünde imanının gücünden hiçbir şey kaybetmemiş olmasına sevindi. Eski dostu olan bu ilahiyatçıyı kendisiyle gelmesi için ikna etti. Antakya’ya dönen ikili orada tüm yıl boyunca vaaz etti ve dersler verdi. Oradaki kardeşlerin gelişimlerine de çok yardımcı olan bu iki öğretmen, hem duada hem de imanda kiliseyi güçlendirdiler.

Bu kez Kutsal Ruh Barnaba’yı Saul’la elçiler arasında değil, ama Saul’la Antakya kilisesi arasında bir köprü gibi kullanıyordu. Barnaba’nın Saul’u bu kiliseye getirip hizmet etmesine ön ayak olduğu için çok sevinçliyiz. Saul orada Yahudi olmayan uluslar arasında çok önemli işler yaptı. Hatta akabinde kilise tarihini kökünden değiştiren yolculuklarda bulundu. Barnaba ve Saul, Kutsal Ruh aracılığıyla öyle bir topluluk meydana getirdiler ki, Antakya kilisesi, kilise tarihindeki en önemli kiliselerden biri oldu.

Yasa öğretmenleri ve Eski Antlaşma peygamberleri genellikle halktan ayrı bir şekilde yaşarlardı. Tanrı ile yakın bir iletişim içerisinde olmak için sakinliği tercih ederlerdi. Fakat Antakya’da, Saul Barnaba’dan yeni bir hizmet şekli öğrenmişti: Hizmette beraberlik, ortak bir şekilde sevgiyle itaat, sabırlı ve alçakgönüllü birliktelik. Barnaba, Saul’un hayatında ona öğreten bir baba figürü gibi olmuştu ve birçok konuda onun destekcisiydi (1Ko.13:1-8). Onların birlikte yaptıkları bu ateşli hizmet sonucunda kilise sayıda ve ruhta büyümeye başlamıştı.

Aslında Antakya’daki kilise üyelerine, “Mesihçi (Hristiyan)” diye hitap edilmeye başlanması şaşılacak bir olay değildir, çünkü Antakya kilisesi her şeyleriyle Mesih’i takip eden bir topluluktu. Rab, Kutsal Ruh’la mesh edeceğini vaat etmiş ve vaadini gerçekleştirmişti. Mesih kelimesinin hem mesh edilmiş hem de mesh eden anlamına geldiğini biliyor muydunuz? Eski Antlaşma’da krallar, başkâhinler ve peygamberler kutsal yağ ile mesh edilirlerdi. Bizler Mesih’in kralların Kralı, Başkâhin ve Tanrı’nın yaşayan Sözü olduğuna inanıyoruz. Mesih bugün seni de çağırıyor ve kendisine inananlara Kutsal Ruh’u ile doluluk vaadi veriyor. Bizler seçilmiş halk, kralın kâhinleri ve kutsal bir ulusuz, Rab’bin kendi topluluğuyuz ve O’nu yüceltmek için karanlıktan ışığa çağırıldık (1Pe.2:9).

Hristiyan kelimesinin ardında aslında Tanrı’nın bütün bereketi saklıdır. Hristiyan olanlar, Rab’bin ruhsal bedeninin bir parçasıdırlar ve Kutsal Ruh’un tapınağı olmuşlardır. Hristiyan ya da Mesihçi kelimesini derinlemesine düşündüğümüzde sevinçle dolacağımıza yürekten inanıyorum. Tanrı bizleri tanıkları olarak çağırmıştır ve kendi bedeninin bir parçası haline getirmiştir. Kardeşim, Tanrı’ya seni Mesihçi yaptığı için ve bunu sadece lütfu ile gerçekleştirdiği için şükrediyor musun?

Ancak Hristiyanlar, cennette değil dünyada yaşarlar. Rab şöyle demiştir: “Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim (Yu.16:33).” Kutsal Ruh, inanlıları Hagavos adında bir peygamber aracılığıyla uyarmış ve büyük bir kıtlığın geleceğini söylemiştir. Bu kıtlık Sezar Klavdius (İ.S. 41-54) zamanında gerçekleşmiştir. Hristiyanlar da diğer herkes gibi bu sıkıntıları yaşamıştır. Fakat bu sıkıntılarda Rab, Kutsal Ruh’u ile sevgisini halkının yüreklerine döküp daima bir esenlik vermiştir.

Bu peygamberlikten sonra Antakya’da bir mucize yaşanmıştır. Tanrı, halkına göndermek için göklerden ekmek yağdırmamıştır, bunun yerine Kutsal Ruh duaları işiterek, kendi ihtiyaçlarını karşılamaları gerektiği konusunda onları yönlendirmiştir. Bunun üzerine Antakya kilisesi, Yeruşalim’deki fakir kardeşlere yardım etmeye yönelmiştir. Oysaki Antakya’daki kilise bu iş için para biriktirmiş değildi. Paraları kendilerine dahi zor yeterken, Yeruşalim’deki kardeşlere yardım etmeye yönelmişlerdir. Acaba bu yapılmaması gereken aptalca bir cesaret gösterisi midir? Kutsal Ruh, kıtlığın geleceğini söylemiş, onlar da paralarını fakirlere kullanmak için ayırmışlardır. Gerçekten burada Kutsal Ruh’un sevgisinin bizlerin bencilliğinden daha güçlü olduğunu görüyoruz. Gerçek bir Mesih inanlısı olduğunu öğrenmek mi istiyorsun? O zaman kendine şunu sor: En son ne zaman maddi anlamda kendine dahi rahatsızlık verecek bir bağışta bulundun?

Kilise topladıkları paraları iki vaizin ellerine teslim etti. Bu iki kişinin paradan bir kuruş bile çalmayacaklarına emindiler. Hatta bu kişiler kendilerinden birçok şey vermişlerdi hizmet için. Özellikle Pavlus, kimseden para almayıp kendi işiyle meşgul olarak para kazanan bir insandı. Barnaba, Yeruşalim’deki kiliseye geliş nedenlerini açıklarken, oradaki fakirler için Antakya’da para toplandığını bildirdi. Yeruşalim’deki kiliseye anlattıkları bu durum aslında, Kutsal Ruh’un sevgisinin Antakya kilisesinde yetkinleşiyor olmasın-dan başka bir şey değildi!

Barnaba ve Saul’un bu paraları elçilere değil de, oradaki önderlere teslim ettiklerini okuyoruz. Luka bu önderlerin kim oldukları ve ne zaman atandıklarıyla ilgili bir şey söylemiyor bizlere. Önemli olan kiliselerin büyümesi, Müjde’nin yayılması ve Kutsal Ruh’un gücünün açıkca belli olmasıydı.

Dua: Ya Rab İsa Mesih, kiliseni Kutsal Ruh’un aracılığıyla kurup sana inananları sevginle mesh ettin. Bizlere gerçek birer inanlı olabilmemiz için yardım et! Bizleri hep Ruh’unla tazele ve tam bir adanmışlıkla sana bağlanmamızı sağla. Böylece ihtiyaçta olanlara gerektiği gibi yardım edebilelim. Senin adını sıkıntılarda, zorluklarda, kıtlıklarda inkâr etmememiz için bizlere destek ol. Amin.

Soru 59: Gerçek Hristiyan’ın işaretleri nelerdir?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on September 28, 2012, at 10:54 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)