Previous Lesson -- Next Lesson
2. Efes’te Yeniden Ruhsal Canlanış (Elçilerin İşleri 19:1-20)
Elçilerin İşleri 19:1-7
Apollos Korint’teyken Pavlus, iç bölgelerden geçerek Efes’e geldi. Orada bazı öğrencileri bularak onlara, “İman ettiğiniz zaman Kutsal Ruh’u aldınız mı?” diye sordu. “Kutsal Ruh’un varlığından haberimiz yok ki!” dediler. “Öyleyse neye dayanarak vaftiz oldunuz?” diye sordu. “Yahya’nın öğretisine dayanarak vaftiz olduk” dediler. Pavlus, “Yahya’nın yaptığı vaftiz, tövbeyle ilgili bir vaftizdi” dedi. “Halka, kendisinden sonra gelecek Olan’a, yani İsa’ya inanmalarını söyledi.” Onlar bunu duyunca, Rab İsa’nın adıyla vaftiz oldular. Pavlus ellerini onların üzerine koyunca Kutsal Ruh üzerlerine indi ve bilmedikleri dillerle konuşup peygamberlik etmeye başladılar. Aşağı yukarı on iki kişiydiler.
Pavlus’un Müjde’yi duyurmak için başkentlere, haberleşme ve ticaret merkezlerine uğramak bir alışkanlığıydı. Bunun için de Antakya, Konya, Filipi, Selanik ve Korint kiliselerinde bulunmuştur. Yeruşalim ve Roma arasında uzanan bu uzun şehirler zincirinde, Efes bir bağlantı halkası olmuştur.
Pavlus, Anadolu’nun iç ovalarından aşağı indiğinde, deniz kenarında, yaklaşık 25.000 kişi kapasiteli bir tiyatrosu da bulunan, bu güzel şehre ulaştı. Roma yetkililerine göre, Efes özerk bir bölgeydi. Şehrin sakinleri ticaret konusunda oldukça yetenekliydi. Efes’in tam ortasında, şehrin din merkezi olan tanrıça Artemis’in bir tapınağı vardı. Bu nedenle de bu şehre, dünyanın dört bir yanından hacı olmak için gelen gruplar ya da kişiler olurdu.
Pavlus bu büyük şehre geldiğinde, Vaftizci Yahya’nın öğretilerinden etkilenmiş 12 adam buldu. Bu da, günümüzde de farklı dinlere ev sahipliği yapmış olan ve birkaç farklı ırkı da içinde barındıran bu şehrin uluslararası ve kültürel bir öneme sahip olduğunu gösterir. Vaftizciler kendilerini Mesih’in gelişi için hazırlarlar. Yaygın bir şekilde tövbe etmeleri ve alçakgönüllülükleriyle tanınırlar. Muhtemelen, ölen, gömülen, dirilen ve en sonunda göğe yükselen Nasıralı İsa’yı, Apollos’tan duymuşlardır. Şimdi de gece gündüz O’nun görüneceğini umarak, O’nun ikinci gelişini beklemekteydiler.
Pavlus hemen bu imanlarının, tutkulu tövbelerinin, Kutsal Kitap’ı derinlemesine araştırmalarının ve İsa’ya zihinsel güvenin yeterli olmadığını gözlemledi. Bu öğrenciler Kutsal Ruh’un gücünde zayıftılar. Kendilerini, kendi doğruluklarıyla Mesih’in ikinci gelişine hazırlamak istediler. İmanımızın özü olan, lütfun gizemini anlamadılar. Aynı şekilde, bizler de utanmadan ve açık bir şekilde, birçok Hristiyan’ın Kutsal Kitap’ı okuduğunu, kiliselere devam ettiğini, samimi bir şekilde tövbe ettiğini ve imanla ilgili çok şey öğrendiklerini, ama yine de kurtuluşun özgürlüğü için yasanın boyunduruğundan henüz kurtulamadıklarını görmekteyiz. Onlar Mesih’in gücünü zayıflatıyorlar.
Kurtuluş gerçeğiyle ilgili bilginiz ve suyla yapılan vaftiz sizleri kurtarmaz. Sizi, Baba ve Oğul’dan gelen Kutsal Ruh kurtarır. İman etmenin amacı sadece dindar bir şekilde bir bilgiye sahip olmak değildir. Aynı zamanda yüreklerin yenilemesi ve yeniden doğuş gereklidir. Mesih’in ölümesi ve dirilmesi bizleri günahlardan arındırmak içindir. Böylece Kutsal Ruh aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olabiliriz. Yani sevgili kardeşlerim, Yeni Antlaşma’nın amacının, düşüncelere dalarak rahatlama, bilgi, sofuluk, dindarlık veya İsa’nın hayatını çalışmak olmadığından emin olun. Kurtuluşumuzun sonucunda Kutsal Ruh’la dolmalıyız.
Pavlus bu on iki adama açık yüreklilikle şunu sordu: “Kutsal Ruh’u Mesih’e iman ettiğinizde mi aldınız?” Benzer bir şekilde, biz de kişisel olarak soruyoruz: “Gerçekten Kutsal Ruh’u aldınız mı, yoksa hâlâ günahlarınızın içinde ölü müsünüz?” Bu sorudan kaçmaya çalışmayın. Durun, kendinize bir bakın ve ihtiyaçlarınızı itiraf edin. Diz çökün, kendinizi tamamen diri olan Mesih’e teslim edin ve O’nun vaatlerindeki iman aracılığıyla O’nunla bir bütün olun. Kutsal Ruh sizin üzerinize geldiğinde güç alacaksınız ve sizi değerli kanıyla kendisine ait olmanız için satın alan Rab’be tanıklık edeceksiniz.
Efes’teki on iki adam, İsa’nın adıyla ve Pavlus’un üzerlerine el koymasıyla vaftiz olduklarında Kutsal Ruh’la doldular. Tanrı’nın gücü bu tövbekârların içine aktı ve onları Rab’bin Ruhu’yla yeniledi. Şunu demek istiyorum: Eğer hali hazırda vaftiz olmuşsanız, tekrar vaftiz olmanıza gerek yoktur. Fakat vaftizinizde güçlü olmanızı ve Rab’bin Kutsal Ruh aracılığıyla size kişisel olarak verdiği vaatlerine inanmanızı istiyoruz.
O, samimi ve ısrarlı isteklerinizi, imanınız oranında karşılar. Mesih sizleri kendi erdemiyle doldurmak ister, böylece sonsuza dek yaşarsınız. Mesih de bunu açık bir şekilde söylemiştir: “Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır.” Mesih’ten Kutsal Ruh’u sizin üstünüze dökmesini isteyin. Tanrı yüreğinizde taht kuracak ve bedeniniz Kutsal Ruh’un bir tapınağı olacaktır. Yüreğiniz saf sevgiyle dolacak ve diliniz daha akıcı konuşacak ve bu dünyanın tüm kıtalarına yayılmış olan, saygın bir yaşam süren, hizmet eden ve coşkuyla ilahi söyleyenlerin arasına katılacaksınız. Ruh’un dokunduğu yüreklerden Tanrı’ya dökülen övgüler, günahlarınızın bağışlandığının açık bir işaretidir. Arkadaşlarınız ve akrabalarınız kurtuluşunuz için şükrettiğinizi duyuyorlar mı? Rabbiniz’i seviyor musunuz? Sürekli olarak O’na şükranlar sunuyor musunuz? Eğer Ruh sizde çalışmaya devam ederse, tüm sözleriniz değişecektir. Böylece kendinizi değil, Tanrı’yı yücelteceksiniz. Kendi gücünüze tanıklık etmeyecek, ama sizin kurtarıcınız olan övgüye layık Mesih’in gücüne tanıklık edeceksiniz. Rab sizde yeni bir yürek yaratacağı, yeni bir dil vereceği ve sizleri yeni yaratıklar yapacağı için, tüm kötü sözcükler yok olacak ve yalanlar uzaklaşıp gidecektir.
Bununla birlikte övgü ve yüceltme, Tanrı’nın bilgeliğinin bir onaylaması olacak olan yüreğinizdeki Kutsal Ruh’un döktüğü ikinci meyvedir. Birden göreceksiniz ki, Tanrı sizin Babanız’dır. Hiç kimse sonsuz Yaratıcı ve Sonsuz Güç olanın sizin Babanız olduğunu söyleyemez. Tanrı’nın bedensel olarak çocukları olduğunu düşünmek imkânsızdır. Fakat Kutsal Ruh’tan doğanlar, kendiliğinden sadece et ve kemikten olmadıklarını bilecektir. Onlar Mesih’in ölümü nedeniyle, Tanrı’nın çocukları olarak evlat edinildiklerini anlayacaklardır. Tanrı’nın özü, lütufla onlara gelmiştir. Kutsal Ruh onların hayatlarına girdiğinde, yüreklerini ve tüm insanların içindeki kötülüğü anlamaya başlayacaklardır. Mesih’in zaferi, haklı bir güvence vererek onların içindeki tüm karanlığı aydınlatır. Bu gücün bizlere verilmesi, gelecek olan sonsuz yaşamın, yok olmamanın ve zafer coşkusunun garantisidir. Böylece, Tanrı’nın krallığının kesin bir şekilde ve tam anlamıyla hüküm süreceğinin ön bildirimini yapabiliriz.
Bir kere daha sormak istiyoruz: “Kutsal Ruh’u aldınız mı? Babanız Tanrı’yı ve övgülere layık olan Mesih’i, Kurtarıcınızı, tüm kalbinizle ve tüm eylemlerinizle yüceltiyor musunuz? Tanrı’nın babalığından emin misiniz? Mesih’in ikinci gelişini bekliyor musunuz?” Eğer bunları yapıyorsanız, sizlerin Kutsal Ruh aracılığıyla yeniden doğduğunuzu ve bizimle tek bir beden olduğunuzun güvencesini verebiliriz.
Dua: Göksel Babamız, senin sevgili Oğlun aracılığıyla bizleri tüm kötülüklerden kurtardığın, tüm günahlarımızı bağışladığın, vicdanlarımızı Mesih’in kanıyla arındırdığın ve bizleri saf ve hoş görülü Kutsal Ruh’la doldurduğun için sana coşkuyla tapınırız. Tüm kalpleriyle seni arayan tüm gençleri meshet ve onları senin gücünle doldur. Hiç kimse senin Ruhun’u onlardan alamasın. Senin lütfuna, işlerine ve kurtarışına inanıyoruz. Amin. Gel, ya Rab İsa!
Soru 91: Efes’teki adamlar Kutsal Ruh’u nasıl aldılar? Bu Ruh’u siz nasıl alabilirsiniz?