Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- The Ten Commandments -- 01 Introduction: The All-Importance of the Ten Commandments
This page in: -- Afrikaans -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Baoule -- Bengali -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- Farsi -- Finnish? -- French -- German -- Gujarati -- Hebrew -- Hindi -- Hungarian? -- Indonesian -- Kiswahili -- Malayalam -- Norwegian -- Polish -- Russian -- Serbian -- Spanish -- Tamil -- TURKISH -- Twi -- Ukrainian -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Next Lesson

TOPIC 6: ON EMİR’İN BAŞLANGICI - Allah kendisini açıklıyor

01 -- GİRİŞ


Uçakla Delhi’den Kaşmir Beldesi’ne, Srinagar’a giden kişi, çok geçmeden panoramada, Kuzey Hindistan’ın sisleri arasından bir bir ortaya çıkan karlarla kaplı Himalaya Dağları’nı görür. Derin vadiler eşliğindeki heybetli dağ kütleleri her an daha da belirginleşir. Doruklar çoğu kez bulutlarla örtülüdür. Beş bin metrelik dağlar, sekiz bin metre yüksekliğindeki bu dağların arasında birer cüce gibi kalırlar.

Srinagar’a girişiyle birlikte yolcu, şaşırtıcı bir kültür ve din karışımının karşısında bulur kendisini. Bu ülkede Hindular, Budistler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar bir arada yaşamaktadırlar. Tapınaklar, kiliseler, camiler ve reklâm panoları halkın ilgisini çekmek çabasındadır. Beş devletin (Hindistan, Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Çin) burun buruna olduğu bu bölgedeki gerilimi, yerli halkla konuşan dikkatli bir yolcu hemen fark edecektir.

Bu iç içe yaşayan din ve dünya görüşlerinin düzenlerini, geleneklerini birbiriyle karşılaştıran kişi, içlerinde bazılarının tıpkı sekiz bin metrelik Himalaya dağları gibi sivrildiğini, seçkinleştiğini görür.

İnsanlık tarihinin doruklarından birini de On Emir teşkil eder. Diri Allah, Çoban Musa’yla konuştu, ona istemini duyurdu. Emirlerini taş levhalara yazdırdı. Allah’ın Sina Dağı’nda kendisiyle antlaşma yaptığı bu din önderini Yahudiler, derin bir saygıyla anarlar. Musa’nın yazıları, bugün de -3300 yıl sonra- düzenli olarak sinagoglarda okunur.

Allah’ın Musa’yla yapmış olduğu bu antlaşma, Mesih İmanlıları için de vazgeçilmez bir temeldir. İsa izleyicilerine, “...gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecektir.” diye bildirdi. (Matta, 5:18) Müslümanlar Musa’ya, Allah’ın yasasını insanlara aktaran “Kelimullah” (Allah ile konuşan) derler. Onlar için Musa, Allah’ın elçisidir. Yalnız dini değil, siyasi otoriteye de sahip bir komutandır. Kısaca Musa, İslâm dinine göre dünyanın ileri gelen şahsiyetlerindendir.

Musa’nın insanlık alemine sunduğu On Emir, Eski Antlaşma’da seçkin bir yere sahiptir ve insanlığın temel taşlarından birini oluşturur. Bunları kendisine yaşamında ilke edinen ve başkalarına da öğreten kişi bilgelik kazanır. Bu emirleri görmezlikten gelen, unutan ya da sadece yüzeysel bir biçimde uygulayan bir ulus yozlaşır, yok olur. On Emir’i etraflı bir şekilde incelemek; yaşamda kişinin -olmazsa olmaz- donanımıdır.

Kaşmir’de insan On Emir üzerinde daha derin düşünmek ihtiyacını duyuyor. Eski dünya dinleriyle modern ideolojilerin çarpıştığı bu ülkede, Allah’ın Eski Antlaşması’ndaki temel yasasına dönmek kaçınılmaz oluyor. Bu kitapta, “dünyanın çatısı” da denilen Kaşmir Bölgesi’ndeki sohbetlerimizin bir özetini sunmak istiyoruz. Konuştuğumuz gençler, değişik dinlerden olup gerçeği aradıklarını, onun için yaşadıklarını söylediler. On Emir’in günümüz için ne ifade ettiğini sordular. Dileyen herkes bu incelemeden kendisi için dersler çıkarabilir.

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on March 12, 2014, at 09:09 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)