Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Acts - 072 (Apostolic Council at Jerusalem)
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 2 - Diğer Uluslara Verilen Vaazların Raporları Ve Antakya'dan Roma'ya Kadar Kurulan Kiliseler - Kutsal Ruh Tarafından Görevlendirilen Elçi Pavlus'un Hizmeti (Elçilerin İşleri 13 - 28)

B - YERUŞALİM’DEKİ ELÇİLERLE İLGİLİ KONSEY TOPLANTISI (Elçilerin İşleri 15:1-35)


Elçilerin İşleri 15:1-5
Yahudiye’den gelen bazı kişiler Antakya’daki kardeşlere, “Siz Musa’nın töresi uyarınca sünnet olmadıkça kurtulamazsınız” diye öğretiyorlardı. Pavlus’la Barnaba bu adamlarla bir hayli çekişip tartıştılar. Sonunda Pavlus’la Barnaba’nın, başka birkaç kardeşle Yeruşalim’e gidip bu sorunu elçiler ve ihtiyarlarla görüşmesi kararlaştırıldı. Böylece kilise tarafından gönderilenler, öteki uluslardan olanların Tanrı’ya nasıl döndüğünü anlata anlata Fenike ve Samiriye bölgelerinden geçerek bütün kardeşlere büyük sevinç verdiler. Yeruşalim’e geldiklerinde inanlılar topluluğu, elçiler ve ihtiyarlarca iyi karşılandılar. Tanrı’nın kendileri aracılığıyla yapmış olduğu her şeyi anlattılar. Ne var ki, Ferisi mezhebinden bazı imanlılar kalkıp şöyle dediler: “Öteki uluslardan olanları sünnet etmek ve onlara Musa’nın Yasası’na uymalarını buyurmak gerekir.”

Bazen Şeytan, Tanrı’dan gelmiş gibi görünerek insanlara yasaya uymalarını, uydukları zaman Mesih’in kurtuluşunun yanında özel bir kutsallık kazanacaklarını söyler. Sanki O’nun kanı yetersizmiş gibi… Hristiyanlığa geçen, ama geleneklerine bağlı bazı Ferisiler Yeruşalim’den kalkıp Antakya’ya gittiler. Antakya Kilisesi’ndeki huzuru ve ahengi bozdular. Kendilerine toplantılarda öğretme yetkisi verilsin ve onlar da bu şekilde inananları kurtuluşta daha büyük doluluğa taşısın istediler. Onlar Mesih’in kanının kişinin kurtuluşunda tek başına yeterli olmadığını, ayrıca Musa’nın Yasası’na uymaları gerektiğini iddia ettiler. Tanrı, antlaşmanın belirtisi olarak bu buyruğu verdi. Onlar tüm yasanın Tanrı esini olduğunu ve tam olarak uymayan her kişinin mahkûm edileceğini iddia ettiler. Pavlus ve Barnaba kutsal bir öfkeyle doldular. İkili zaten Yeruşalim’e araştırmaya gitmişti. Elçiler de samimiyetle daha önce yaşadıkları tecrübelere dayanarak kurtuluşun yasayı bilmeye ve ona uymaya bağlı olmadığı konusu üzerinde durdular. Kurtuluş lütuftan gelir, yasaya uymanın sonucu değildir. Yine de Yeruşalim’den gelen Ferisiler kayıtsız şartsız Eski Antlaşma’ya itaat edilmesi gerektiğini talep ettiler. Pavlus ise Tanrı’nın Mesih’le yeni bir yasa bildirdiğini açıkladı. Mesih bizim için eski yasayı yerine getirip onu tamamlayarak müjde çağını başlattı.

Bu çatışmanın sonucunda kilise içinde şiddetli bir ruhsal mücadele patlak verdi. Yeni imanlılar rahatsız olmuştu, çünkü iki taraf da iddialarını yasaya dayamışlardı. Sonunda, daha önce kiliselerde birçok kez yapıldığı üzere bir heyet toplandı ve bu sorun imanda daha bilge ve tecrübeli olan kişilere, havarilere ve ihtiyarlara götürüldü.

Bu yüzden Pavlus ve Barnaba Antakya’daki kiliseye Lübnan üzerinden yelken açtı ve kıyıdaki kiliselerdeki kardeşleri ziyaret etti. Bu fırsatla biz de ilk defa Lübnan’da kiliseler olduğunu ve orada birçok kişinin sonsuz yaşama geçtiğini gördük. Bu kardeşler de Tanrı’nın, Yahudi olmayanları da nasıl çağırdığını dinleyip bunu sevinçle karşıladılar. Bu imanlılar Fenikeliler için çok sevindiler, çünkü Fenikeliler çok gezen ve çok şey keşfeden, gören insanlardı. Fenikeliler Yahudi dinini, yasasını ve nasıl dünyaya açılmadıklarını biliyorlardı. Hemen Müjde’nin bu anlayışına tutundular ve İsa’yı, Kutsal Ruh’un verdiği özgürlüğü övdüler. Bu özgürlük tüm insanlar içindi ve bu yeni nesle parlamıştı.

Yolcular, Samiriye bölgesinde Tanrı’nın mucizevî işlerine tanıklık ettiler. Bu yeni ruhsal deneyimleri duymak imanlılara cesaret verdi. Kendilerini Mesih’in kurtarışını dünyaya duyurma konusunda gayrete getirdi.

İki elçi Yeruşalim’e vardıkları zaman elçilerin kalanları, imanlılar ve ihtiyarlar onları karşılamak için adeta birbirleriyle yarıştı. Hepsi bu toplantının önemini hissetmişti. Çünkü gelenler Filistin dışından gelen ilk temsilciler topluluğuydu. İman konusundaki sorunlara açıklama ve aydınlatma istemişlerdi. Bir zamanların yasa uzmanı olan Saul kendini alçalttı. Antakya’daki kilise adına kendi öğretişinin doğru olduğunu onaylamalarını istedi. Bu sefer tüm Yeruşalim’deki kilise eski düşmanlarını gözledi, Tanrı onu ulusların kurtuluşunda çalışması için elçi olarak çağırmıştı.

Toplantı öğretisel prensiplerin analiziyle başlamadı. Onun yerine dinleyenler ilk olarak Pavlus ve Barnaba’nın tecrübelerini, Mesih’in Suriye ve Anadolu’da nasıl çalıştığını, yeni kiliselerin kurulduğunu dinlediler. Tanrı’nın zaferi dinleyenler tarafından onaylandı ve hiçbiri Tanrı’nın Kutsal Ruhu’nun diğer uluslarda nasıl etkin olduğunu reddedemediler. Saygı duyulan, ihtiyatlı Barnaba’nın tanıklığı Yeruşalim’deki kalabalığı özellikle etkiledi, çünkü o zaten onlardan biriydi ve oradan gönderilmişti.

Antakya’dan gelen temsilcilerin anlattıkları bitince, bazı imanlılar, ki bunlar geçmişti katı Ferisiler’di, ayağa kalktı. Mesih’e imanları haricinde kendilerine olan inançları daha ölmemişti. Yahudi olmayan Hristiyanlar’ın sadece sünnet edilmesini değil, tüm eski yasayı da kabul etmelerini talep ettiler. Bu taleple gelen fanatik Ferisiler aslında Mesih’in zaferinde yeniden doğmuştu, ama diğer uluslara kurtuluşu paylaşmaya sıcak bakmıyorlardı. Onlar körü körüne yeni gelenlerin Yahudileştirilmesini, en azından Musa’nın yasasının yanında yeni bir yasanın eklenmesini istiyorlardı. Bu taleple onlar İsa’nın işlerini, yani Tanrı’nın işlerini, Musa’nın işleriyle, yani Tanrı’nın peygamberinin işleriyle aynı kefeye koymuş oluyorlardı. Bunu yaparak Yeni Antlaşma’yı tamamen yanlış anladıklarını gösteriyorlardı. Bu antlaşma eski yasanın yargısını tamamen Tanrı’nın sevgisiyle yerine getirmişti.

Dua: Rab İsa, sen bizim gözlerimizi aç ki senin yüceliğini görebilelim, öyle ki biz artık kendimize inanmayı, kendi zayıf gücümüze güvenmeyi bırakalım ve sadece senin zaferine güvenelim. Kutsal Ruh’un aracılığıyla Kutsal Kitap’ı anlamamıza yardım et. Senin yaptığın yeni antlaşmana iman edelim ve ona göre yaşayabilelim. Amin.

Soru 72: Niye Antakya’daki kilisedekiler bu sorunu kendi aralarında çözmek yerine Yeruşalim’deki elçilerin bir çözüm bulmasını istemişlerdir?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on September 28, 2012, at 11:05 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)