Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Acts - 088 (Founding of the Church in Corinth)
This page in: -- Albanian? -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 2 - Diğer Uluslara Verilen Vaazların Raporları Ve Antakya'dan Roma'ya Kadar Kurulan Kiliseler - Kutsal Ruh Tarafından Görevlendirilen Elçi Pavlus'un Hizmeti (Elçilerin İşleri 13 - 28)
C - İKİNCİ MÜJDELEME YOLCULUĞU (Elçilerin İşleri 15:36 - 18:22)

8. Korint’te Kilisenin Kurulması (Elçilerin İşleri 18:1-17)


Elçilerin İşleri 18:1-4
Bundan sonra Pavlus Atina’dan ayrılıp Korint’e gitti. Orada Pontus doğumlu, Akvila adında bir Yahudi ile karısı Priskilla’yı buldu. Bunlar, Klavdius’un bütün Yahudiler’in Roma’yı terk etmesi yolundaki buyruğu üzerine, kısa süre önce İtalya’dan gelmişlerdi. Akvila ile Priskilla’nın yanına giden Pavlus, aynı meslekten olduğundan onlarla kalıp çalıştı. Çünkü meslekleri çadırcılıktı. Pavlus, her Şabat Günü havrada tartışarak hem Yahudiler’i hem Grekler’i ikna etmeye çalışıyordu.

İnsanların aşırı dindarlığını dikkate alan ve sonrasında Mesih’i vaaz etmek için bunu başlangıç noktası yapan vaaz etmenin zekice yolu, Atina’da Pavlus’un işine pek de yaramadı. Yunan filozofların Mesih’in ölümden dirilişini alaya almaları, Yahudi Yüksek Konseyi’nin Mesih’i ve O’nun kurtarışını alaya almalarıyla aynı ruh halindeydi. Böylece Pavlus bu kibirli kenti, Rab’bin talimatları doğrultusunda terk etti (Mat.10:14). Yahudi hukukçular ve Yunanlı filozoflar aynı hastanede hasta olarak bulunuyorlardı. İlk grup Tanrı’nın yasalarını kendi güçleriyle uygulamak istediler. İkinci grubun Tanrı’yı tanıma amaçları ise kendi hayal güçlerine bağlıydı. Her ikisi de imkânsızdır. Hukukçular rahat bir şekilde verilen kurtuluşu istemediler. Filozoflarsa kendi zihinlerinin, esin yoluyla gelen vahiylerin altında kalmasını istemiyorlardı. Onlar bencil ve ki-birliydiler ve kendilerini isteyerek Tanrı’nın acımasından uzak tutuyorlardı.

Dünyasal insanlar, Tanrı’nın Ruhu’yla aydınlanmadıkça gerçek Tanrı’yı tanıyamaz. Böyle bir kişi, Ruh’a itaat etmeden ve sevmeden Tanrı’nın yasasını uygulayamaz. Filozoflar, hayalperest düşüncelerine rağmen, aptal ve cahil olarak, Yahudi hukukçular ise kendi içsel dünyalarında katılaşmış olarak kaldılar. Kendisiyle alay edilmiş olan Pavlus, putlar ve bu putlardan ciddi şekilde etkilenmiş düşünürlerin şehrini terk etti. Pavlus, bu ateist ruhun dalgasının kilise tarihinin gelişimi boyunca kiliseye zarar vereceğini ve yozlaştıracağını önceden hissetmişti. Bunlar Tanrı’ya itaat etmeyen ruhlardı.

Pavlus, diri Rab kendisini güvenilir bir Yahudi çifte yönlendirdiğinde çok sevindi. Bu inanlı çiftten biri pek konuşmayan, fakat sürekli dua eden ve elleriyle çalışan biriydi. Büyük ihtimalle Roma’da Hristiyan olmuşlardı. Başkentte, Sezar Klavdiyus zamanında (İ.Ö. 41-54), Yahudiler’e karşı resmi bir eziyet başladığında, bu iki çadırcı, zenginliğiyle ünlü ama ahlaksızlığıyla da adı çıkmış bu liman şehrine, Korint’e kaçtılar. Şehrin vatandaşları dünyanın dört bir yanından geliyordu. Pavlus, bağış kabul etmediği için, kendisinin ve birlikte çalıştığı arkadaşlarının geçimlerini sağlamak adına bu sadık çiftin yanında iş buldu.

Böylece, Pavlus bu şehirde gündüzleri bir çadırcı olarak çalıştı ve işten sonra da vaaz verdi. Akşamları, tatillerde ve Şabat’larda hiç dinlenmedi; bu zamanını kurban olarak sundu ve Rab’de güçlendi. Oradaki ilk günlerinde Yahudi sinagoglarında öğretilerini paylaşmadı. Atina’daki acı tecrübeleri, belki de sistemini ve vaaz alışkanlıklarını tekrar gözden geçirmek için Korintliler’e yazdığı ilk mektubunda da gördüğümüz gibi (1:18–2:16) dua ve Rab’le geçirdiği zamanları artırmış olabilir. Bu ayetleri dikkatli bir şekilde okuduğunuzda Pavlus’un neler yaşadığını hissedebilirsiniz.

Elçilerin İşleri 18:5-8
Silas’la Timoteos Makedonya’dan gelince, Pavlus kendini tü-müyle Tanrı sözünü yaymaya verdi. Yahudiler’e, İsa’nın Mesih olduğuna dair tanıklık ediyordu. Ama Yahudiler karşı gelip ona sövmeye başlayınca Pavlus, giysilerini silkerek, “Başınıza geleceklerin sorumlusu sizsiniz!” dedi. “Sorumluluk benden gitti. Bundan böyle öteki uluslara gideceğim.” Pavlus oradan çıktı, Tanrı’ya tapan Titius Yustus adlı birinin evine gitti. Yustus’un evi havranın bitişiğindeydi. Havranın yöneticisi Krispus bütün ev halkıyla birlikte Rab’be inandı. Pavlus’u dinleyen Korintliler’den birçoğu da inanıp vaftiz oldu.

Silas ve Timoteos Pavlus’a geldikten sonra, ruhunda her zamankinden fazla bir baskı oluştu. Bu kardeşlik ilişkisi, daha çok vaaz vermesine neden oldu. İki kardeşten birinin Makedonya’daki kiliselerden yüklü bir miktar bağış getirmesinden beri (2Ko.11:9), elçi vaaz vermek için oldukça fazla zaman bulmuştu. Yahudi sinagogunda, Yahudiler tarafından reddedilmiş olan çarmıha gerilmiş Nasıralı İsa’nın, yasada gerçek Mesih olarak gösterildiğini anlattı. Sonrasında bir gelenek gibi, her zamanki şekilde, Yahudiler’in çoğu tarafından nefret edilen biri oldu. Onlar Pavlus’u reddettiler ve onun müjdesine küfrettiler. Bu durumda Pavlus’un, “Başınıza gele-ceklerin sorumlusu sizsiniz. Kurtuluşun tüm sözlerini size söylediğim için sorumluluk benden gitti” diyerek kendisini onlardan ayırdığını görüyoruz. Bu betimleme gösteriyor ki, çarmıha gerilmiş Olan’ı reddedenler, intihar edenlerde de olduğu gibi, en sonunda son yargıya uğrayacaklardır. Mesih’i reddederek, gönüllü bir şekilde kurtuluşun bereketini de reddetmişlerdir. Onlar için başka bir telafi şansı yoktur ve bu nedenle de kendilerini yok edilmeye mahkûm etmişlerdir.

Bu olaydan sonra Pavlus’un ilgisini Korint’teki Yahudi olmayanlara yönelttiğini görüyoruz. Ancak, Yahudiler’in sinagogundan çok da uzaklaşmadı. Hemen yanında Yustus isimli dindar bir adamla bir oda kiraladı. Pavlus Mesih için ‘insan tutan balıkçı’ olmaktan korkmuyordu. Sadece Yahudiler’in sinagogunun kapısına dadanmış olanları yakaladı ve onları odasında yaptığı toplantılara getirdi. Toplantıları hafta boyunca devam etti. Yahudiler’in sinagogunun yöneticisini ziyaret ederek onurlandırdı ve bir inanlı olana kadar gerçek ve sevgi konularında onu aydınlattı. Bu Korintliler için bir mucizeydi. Eski Antlaşma halkının en yetkin üyelerinden biri Hristiyan olmuştu. Kendisinin, eşinin, çocuklarının ve hizmetkârlarının, Pavlus tarafından vaftiz edilmesini kabul etti. Mesih’in topluluğuna girmişti (1Ko.1:14). Onun Hristiyanlığa geçmesinden sonra birçokları onu izledi ve Korint kilisesi gösterişli ve kuvvetli bir şekilde büyüdü.

Elçilerin İşleri 18:9-17
Bir gece Rab bir görümde Pavlus’a, “Korkma” dedi, “Konuş, susma! Ben seninle birlikteyim; hiç kimse sana dokunmayacak, kötülük yapmayacak. Çünkü bu kentte benim halkım çoktur.” Pavlus, orada bir buçuk yıl kaldı ve halka sürekli Tanrı’nın sözünü öğretti. Gallio’nun Ahaya Valisi olduğu sıralarda, hep birlikte Pavlus’a karşı gelen Yahudiler onu mahkemeye çıkardılar. “Bu adam Yasa’ya aykırı biçimde Tanrı’ya tapınmaları için insanları kandırıyor” dediler. Pavlus tam söze başlayacakken Gallio Yahudiler’e şöyle dedi: “Ey Yahudiler, davanız bir haksızlık ya da ciddi bir suçla ilgili olsaydı, sizleri sabırla dinlemem gerekirdi. Ama sorun bir öğreti, bazı adlar ve kendi yasanızla ilgili olduğuna göre, bu davaya kendiniz bakın. Ben böyle şeylere yargıçlık etmek istemem.” Sonra Gallio onları mahkemeden kovdu. Hep birlikte, havranın yöneticisi Sostenis’i yakalayıp mahkemenin önünde dövdüler. Gallio ise olup bitenlere hiç aldırmadı.

Pavlus Yahudiler’in sinagogunun baş yöneticisinin Hristiyanlığa geçmesinden dolayı öfkeleneceklerini biliyordu. Soru belli olmuştu: Korint’te kalmalı mıydı, yoksa kaçmalı mıydı? Yeni doğmuş bebek kilise için hangisi daha iyi olurdu? Dua ederek Rab’bine sordu ve Rab’bi ona cevap verdi. Görevi için onu yeniledi ve müjdeyi açıkça, tam olarak ve cesurca vaaz etmekle görevlendirdi. Tavsiyemiz, Tanrı’nın isteğinin açık bir şekilde belirmesi için, bu göksel sözleri içinizde saklamanızdır.

Mesih sizleri, tanrısal sevgide korku olmadığı için, her türlü korkudan korur. Mesih sizin yanınızdadır, yani güçlü olun ve sessiz kalmayın. Konuşun ve ölümden dirilmiş olan O’nun gerçeğine tanıklık edin. Bizlerin imanı bir din ya da felsefeyle alakalı değil, topluluğuna katıldığımız bir insanla ilgilidir. Mesih ölümden dirildi! Gerçekten dirildi! O, gündelik olarak, çağın sonunda bile, kendi görüntüsüyle tüm hizmetkârlarını kabul eder. Bu O’nun elçileri, hizmetkârları ve izleyicileri için muhteşem bir tesellidir. Sizler, aklayan, sizlere eşlik eden ve sizleri günahlarınızdan arındıran Rabbiniz’in gözünde asla dışlanmadınız, soyutlanmadınız ya da unutulmadınız; O sizi asla terk etmez! Ölüm anınıza kadar içinizde yaşamaya devam eder. Mesih’in sevgisinin akışında O’nun istekleri hariç size hiçbir şey olmayacaktır. O sizin rehberinizdir. Kötü olanın hiçbir planı size ulaşamaz, çünkü Rabbiniz sizi korur.

Sizinle birlikte olan Tanrı’nın topluluğu, çevrenizdeki birçok insanı kazanmayı amaçlar. Onları sizin aracılığınızla çağırır ve kurtarır. Onlar, Tanrı’nın sözünü sizin sesinizden duyarlar ve imanla yenilenmek için O’na gelirler. Onlar Kutsal Ruh’un sevgisiyle bir kiliseye katılırlar ve Tanrı’nın dostluğuna kabul edilmiş olurlar. Onun kutsal topluluğunun üyeleri, karanlıktan O’nun eşsiz ışığına çağıranın muhteşem erdemiyle çağırmaya devam edeceklerdir. Şüphesiz ki, Rab şehrinizde kendisini arayan veya öven her bir yüreği bilir. Yani umutsuz olmayın, sadece Mesih’in zaferinin bugün kavranacağına inanın. Tanrı’ya güvenenler, O’nun zafer gösterisinde O’na eşlik edeceklerdir.

Rab İsa, Antakya, Konya, Hatun Saray (Listra), Filipi, Selanik ve Veriya’da olanların aksine, Korint’te Pavlus’a hiç kimsenin zarar veremeyeceğini bildirdi. Her kim ona zarar vermek isterse Rab’bin eline düşecektir. Böylece elçi bu kötülük dolu şehirde, Yahudiler’in sinagogunun hemen yanı başında müjdeyi vaaz ederek, günahtan arınmış olanlara arkadaşlık ederek rahatsız edilmeden 1,5 yıl yaşadı.

İ.Ö. 53 yılında Gallio, başkenti Korint olan Ahaya eyaletinin valisi oldu. Gallio Roma tarafında tüm Ahaya’nın valisi olarak atandığında, Yahudiler Hristiyanlara karşı eziyetleri alevlendirmek için bir ayaklanma başlattılar. Pavlus’u Sezar’ın bir düşmanı olarak ya da tanrısal krallığın propagandasını yapıyor diye suçlamadılar. Onu Yahudilik ve Roma yasalarına karşı gelen bir dinin propagandasını yapmakla suçladılar. Yahudilik zaten yasal din olarak onaylanmıştı. Ancak vali Gallio prensipte Yahudiliğe karşıydı. Eski Antlaşma insanlarını Roma’dan kovan Klavdius Sezar’ın partisindendi. Vali şiddetli bir şekilde şikâyetleri reddetti ve Pavlus’un kendisini sa-vunmasına da izin vermedi. Mesih kendi hizmetkârını korudu ve böylece Pavlus kendisini savunmak için bir kelime bile söylemeye ihtiyaç duymadı.

Pavlus’a karşı valiye yapılan şikâyetin artmasının arkasında olan Yahudi sinagogunun yeni yöneticisi, başarısız olmuştu. Sinagogdaki öğretmenler, bu yeni Yahudi yöneticiyi topluluklarını yeni valinin önünde utandırdığı için dışarıya aldılar ve Gallio’nun önünde şiddetli şekilde dövdüler. Bu rabbi (öğretmen), Mesih’in Pavlus’u koruyan elini ondan uzaklaştırmayı denedi. Ancak planı ters tepti. Rab kendi seçilmişlerini koruduğu sürece, Tanrı’nın kilisesinin kuruluşunu hiç kimse durduramaz. Kardeşlerinizin ortasında gece gündüz konuşun ve Rabbiniz’e şükredin.

Dua: Rab İsa Mesih, hizmetkârın Pavlus’u Korint’te koruduğun, onu güçlendirdiğin ve onda hazır bulunduğunu ona gösterdiğin için sana teşekkür ederiz. İmanımızı güçlendir, sevgimizi çoğalt ve bizleri diri umudunda sabit tut. Kötü yola gidenlerin karşısında cesurca tanıklıkta bulunabilmemiz için bizlere yardım et. Amin.

Soru 88: Pavlus’un Korint’te aldığı Mesih’in kişisel sözü neydi?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on September 28, 2012, at 11:16 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)