Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- The Ten Commandments -- 13 Conclusion: The Law and the Gospel
This page in: -- Afrikaans -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Baoule? -- Bengali -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- Farsi? -- Finnish? -- French -- German -- Gujarati -- Hebrew -- Hindi -- Hungarian? -- Indonesian -- Kiswahili -- Malayalam? -- Norwegian -- Polish -- Russian -- Serbian -- Spanish -- Tamil -- TURKISH -- Twi -- Ukrainian? -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba?

Previous Lesson

TOPIC 6: ON EMİR’İN BAŞLANGICI - Allah kendisini açıklıyor

13 -- Yasa (Şeriat) ve İncil’e Göre On Emir’in Özeti



Yasa (Şeriat) ve İncil’e Göre On Emir’in Özeti Yahudiler İsa’ya yasa’nın en önemli emrin hangisi olduğunu sordular. İsa şöyle cevap verdi:

“‘Allah’ın Rabb’i bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün kuvvetinle seveceksin.’ İşte ilk ve en önemli emir budur. İlkine benzeyen ikinci emir de şudur: ‘komşunu kendin gibi sev.’ Şeriatın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki emire dayanır.” (Tesniye, 6:5; Levililer 19:18)

İsa’nın bu cevabı On Emir’in eşsiz bir özetidir. Birinci bölüm, Allah’la olan ilişkimizi betimliyor, Yaratanımıza karşı görev ve şükrümüzü kapsıyor. İkinci bölüm ise, insanlarla olan ilişkilerimizi anlatıyor, onlara karşı yükümlülüklerimizi açıklıyor.

Cevabın olumsuz değil, olumlu oluşu dikkat çekicidir. İsa neyi yapmamamız gerektiğini söylemedi, yeni yasaklar getirmedi. Yaşam görevimizi, neyi yapmamız gerektiğini veciz bir biçimde gösterdi bize. Her iki emir de tek bir sözcükle özetlenebilir: Sevgi. Kendimize sormalıyız: Allah’ı ne kadar seviyoruz? İnsanlara, düşmanlarımıza olan sevgimiz ne ölçüde gerçek?


13.1 - Allah’ı Seviyor muyuz?

Allah’ı sevmek, öylesine kapsamlı, vazgeçilmez ve açık bir emir ki, O’nu gerçekten uyguladığımız takdirde, kendimize ayıracak ne zamanımız, ne paramız, ne de planlarımız kalır. Bedenimiz, ruhumuz, istek, ümit ve arzularımız, kısaca her şeyimiz Allah’a sevgi damgasını taşısın. O, Kutsal, Yaratan, Kurtarıcı ve Yenileyen, yaşamımızın merkezi ve temeli olmalıdır. Bizim için tek önemli varlık, O olmalıdır. Rabbimiz kıskanç bir ilah; kendisine gösterdiğimiz sevgiyi bir başkasıyla paylaşmak istemiyor. O halde, Allah’ı gerektiği gibi seviyor muyuz? O’nu ne kadar seviyoruz? Şükran duygusuyla, O’nu ve sözünü sürekli düşünerek istemini öğrenmekle bu sevgimizi gösteriyor muyuz? Varlığımız, O’nun bize bağışladığı yaşama şükür ifadesi olmalıdır. Bizim için sağladığı günahlardan bağış lütfu için O’nu davranışlarımızla övmeliyiz. Tüm yaşamımız, O’nun içimize yerleştirdiği esenlik ve teselli için hamt dualarıyla dolu olmalı. Kendi gücümüzle Allah’ı gerçek anlamda sevemeyiz. Bu emir bağlamında Rabbimiz’in yardımına gerek duyuyoruz. Pavlus şöyle diyor: “Bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Allah’ın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür.” (Romalılar, 5:5) Evet, Allah kendisini sevebilmemiz için bile bize yardım ediyor. Kutsal Ruhu aracılığıyla bize kendi sevgisini bağışlıyor.


13.2 - İnsanları Kendimiz Gibi Seviyor muyuz?

Tanrısal sevgi ruhu, çevremizdeki insanlara Allah’ın gözüyle bakmamıza yardımcı olur. Bu sayede onlara İsa’nın lütfunu, O’nun helak olanlara sevgisini duyurabilir; söz, dua ve davranışlarımızla dostlarımıza şefkatle eşlik edebiliriz. Başkalarını kendimiz gibi sevmek, onları sınırsız sevmek demektir. Aç olduğumuz zaman, besin bulabilmek için her şeyi yapabiliriz. Korkulu anlarımızda bu ruh halinden kurtulmak amacıyla her yolu deneriz. Aynı biçimde aç olanları doyurmalı, ümitsizleri koruyup teselli etmeli, yorgunlara dinlenme imkânı vermeliyiz. İsa her insanı, kendisiyle özdeşleştirecek denli sevdi. Hesap günü huzuruna gelenlere şunu söyleyeceğini bildirdi: “‘Sizler, Babam’ın kutsadıkları, gelin! Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış egemenliği miras alın! Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız. Çıplaktım, beni giydirdiniz; hastaydım, benimle ilgilendiniz; zindandaydım, yanıma geldiniz.’ O vakit doğru kişiler O’na şu karşılığı verecekler: ‘Ya Rab, biz seni ne zaman aç görüp doyurduk, ya da susamış görüp içecek verdik? Seni ne zaman yabancı gördük de içeri aldık, ya da çıplak görüp giydirdik? Seni ne zaman hasta ya da zindanda görüp yanına geldik?’ Kral da onlara şu karşılığı verecek: ‘Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.’” (Matta, 25:34-40)

İsa, kişiliğinde Allah ve insan sevgisini birleştirir. O’nun sevgisinde Allah’a ve muhtaç olanlara, kurtulmak amacıyla sevgi ve hizmette bulunmayız. Tam tersine; Allah’a ibadetimizi, yoksul ve muhtaçlara hizmetimizi, Allah’ın bizim için sağladığı kurtuluşa şükür olmak üzere yerine getiririz. Sevgimizin temeli, İslâm’da olduğu gibi amellere dayanan doğruluk değil, Mesih’teki kusursuz kurtuluştur.


13.3 - Yasa Konusunda Daha Derin Bir Anlayış

Mesih’te kusursuzca tamamlanan Kurtuluş’a ilişkin müjde, Kutsal Yasa’nın derinliğini kavramamızı sağlıyor -ama aynı zamanda peşi sıra getirdiği yükü de. Aslında On Emir Allah tarafından insanlara bir yaşam yardımı olarak düşünülmüştü. Bu emirler, hayatın uçurumlarına düşmekten koruyan kılavuz niteliğindeydi. Yasa’ya uygun olarak yaşayanlar esirgendi, hedeflerine kavuşarak mutlu oldu. İsa varlıklı gence, “Emirleri yerine getir, sonsuz yaşama kavuşursun” demişti. Allah’ın buyruklarına göre yaşayan bir halk, bolluk, bereket alır.

Yasa’yı dikkatle inceleyen bir kişi, kendi dindarlığını değerlendirmede gerçekçi olur, iyi işlerinin bile dürüst olmadığını anlar. Yasa’nın çekirdeğini, insanın kendisini tamamen Allah’a teslim edip kendi istemiyle günahtan yüz çevirmesi oluşturur.

Allah defalarca, “Kutsal olacaksınız, çünkü ben kutsalım” diyor. O, seçtiklerinin insana özgü dindarlığıyla yetinmez; doğal dindarlığa, din tutuculuğuna diğer dinlerde de rastlanır. Sonsuz Allah, biz söz dinlemez asileri kendi benzerliğine dönüştürmek istiyor. Söz ve davranışlarımızda O’nun sıfatlarını yansıtmalıyız.

Göklerdeki Babanız nasıl kusursuzsa, siz de kusursuz olmalısınız” diyerek İsa, öğrencilerini seçerken bu tanrısal amacı vurguladı. Bu sözle temelde anlatılmak istenen, düşmanları sevmek, her koşul ve durumda Tanrısal merhametle davranmaktır.


13.4 - Şeriat Bizi Mahkûm mu Ediyor?

Üçlük’te bir olan Allah’ın bu istemini duyup “ciddiye alan” insan, dehşete kapılır. Çünkü, kim Allah gibi sevebilir ve kim Allah kadar kutsal olduğunu söyleyebilir? Yasa bizi ışığıyla aydınlatıyor, yüzümüze Tanrısal aynayı tutuyor. Yasa vasıtasıyla tüm eksikliklerimiz meydana çıkıyor. O, kendinden hoşnut günahlıların yüzeyselliğini yüzlerine vuran, onları bu uykularından uyandıran bir terbiyecidir. Tanrısal mahkemenin kararı her insan için mahkûmiyettir. Tek bir emri dahi çiğneyen, Yasa’nın tümünü çiğnemiş sayılır.

Günlük yaşamdaki küçük, büyük putlarımızı itiraf edip Allah’ın adını kötüye kullanışımızı düşünecek olduğumuzda, çoktan ölümü hakettiğimizi görürüz. Ailemize duyduğumuz eksik sevgi, çevremizdeki geçimsiz insanlara beslediğimiz nefret ve ahlaki çöküntümüzü Mesih’in kutsallığıyla kıyaslarsak, Allah’ın Egemenliği’ne girme şansımızın olmadığını anlarız.

Yasa bize gerçek yüzümüzü gösterir; bizi gerçek tövbeye götürür. Gerçek yasa anlayışı, gururumuzu, kibrimizi kırar. Ürküntü içinde Kutsal Allah’ın huzurunda durur, O’nun adaletine değil, merhametine ümit bağlarız. Mesih İmanlıları olarak, Yasa’nın hâkimiyeti altında değil, lütuf içinde yaşadığımız için böylesi bir yasa anlayışına sahip olabiliyoruz.

Vaftizci Yahya’nın yanına gelen İsa öğrencilerini, günahlarını itiraf edenlerin arasından seçti. Kendilerinden emin ve memnun olanlarla Mesih bir işe kalkışamazdı. Yalnızca günahını itiraf eden, Tanrısal yargıdan kurtulmak isteyen, vaftizin simgelediği gibi “eski insanı” Yasa’nın boğduğu kişiye İsa yardım edebilir. Böyle birini Yasa’nın yok eden hükmünden sevinç ve sevgi dolu ruhsal yaşamına sevk eder.


13.5 - İsa Aracılığıyla Yasa’nın Yerine Getirilişi

Yasa konusunda Mesih ne yaptı? O, insanlık tarihinde ilk kez Yasa’yı gerçek anlamda uyguladı; Babasını tüm yüreğiyle sevdi, dünyaya yüreğinde yer vermedi, her zaman alçakgönüllü, kanaatkâr kaldı. İncil’in ilk dört bölümünde İsa, “Baba” adını 168’den fazla zikrediyor. Baba, O’nun yaşamının odak noktasıydı. Baba ve Oğul’un sevgisi eşsiz bir birlik içinde gösteriyor kendisini. Bu sayede İsa, “Ben ve Baba biriz. Baba bende, ben de Baba’dayım” diyebildi. Allah’ın kutsallığına beslenen sevgi İsa’yla somutluk kazandı. “Beni görendedi, “Baba’yı görmüştür.” Kuran’ın da tanıklık ettiği gibi O, annesinin sözünden çıkmadı, serkeşlik yapmadı. (Meryem, 32)

İsa düşmanlarını da sevdi, arkalarından konuşmadı; sevgi yoluyla gerçeği doğrudan onlara haber verdi. Yaşamının çokları için bir kurban olarak bağışlanacağını bildiğinden, O, Muhammet ya da Davut gibi evlenmedi. Her an kutsallığını korudu. Bir bineğe dahi sahip değildi. Kudüs’e ödünç bir eşeğin sırtında girdi. O’nun biz günahlılar için kurtulmalık ölümü, Yasa’nın yerine getirilişiydi. “Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.” (Yuhanna, 15:13).

Tüm insanlık için Yasa’yı tamamlamak, dünyanın günahına kurtulmalık kurban olmak hedefiyle İsa, Kutsal Ruh’tan doğdu. Bundan ötürü O, Yasa’nın sonudur. “O’na inanan, aklanmıştır” (Romalılar, 10:4). Mesih’in kurtulmalık kurbanını kabul edenler üzerinde Yasa’nın hiçbir söz hakkı kalmamıştır. Onlar Mesih’e iman sayesinde şeriatın suçlamasından azat edilmişlerdir. Oğul’un özgür kıldığı, gerçekten özgürdür. Kutsal Allah’ın adil öfkesi Mesih izleyicilerine erişmez. Onlar, halkların bir bir boy göstereceği ilahi mahkeme gününden aklanarak çıkacaklar. Bu aklama, lütuf sayesindedir. Mesih, eşsiz kurbanı aracılığıyla, kendisininkileri sonsuza dek yetkin kıldı.

Mesih’in kurtulmalık ölümünü kabul etmeyen, O’nun kutsallığını, kurbanını inkâr eden kişi Yasa’nın hükmü altındadır ve kendi “doğruluğuyla” başının çaresine bakmak durumundadır. Bu, değirmene su taşımaya benzer. İşin imkânsızlığı ortadadır. Yahudilerin ve Müslümanların çoğunluğu Çarmıha Gerilen’i kabul etmiyor, Yargı Günü’ne şefaatçiden yoksun gidiyorlar. İnkâr ettikleri Yargıç’ı dehşet içinde tanıyacak, kendilerine yaklaştığında haykıracaklar: “Dağlar, üzerimize düşün! Ve tepeler, bizi örtün!” (Esinleme, 6:13; Luka, 23:30). İnançsızlık içinde kişisel kararıyla kendisini Allah’ın Kuzusu’ndan ayıran kişi, günahları, fesatları için yargı talebinde bulunuyor demektir. Kutsal Mesih’in ışığında duracak olan kişi, tek bir itirazla karşılaşmaz. Yasa’ya güvenenleri ise, Yasa’nın kendisi yargılayacak. İsa günah konusunda, kendisine inanmayanların “yargıç”a gideceğini bildirdi (Yuhanna, 3:18-19; 16:8-9)

Ya Mesih İmanlıları? Katı yürekli, tövbeye yanaşmayan insanlardan daha mı iyi onlar? Asla! Ama onlar günahlarını pişmanlıkla itiraf edip Allah’a döndüler. Kusurlarını onarma yolunu seçtiler. Kendilerinden utanır, nereden geldiklerini unutmazlar.


13.6 - İçimizdeki Yasa

Ama Allah’a şükürler olsun! Yasa’nın tamamlayıcısı İsa, Yasa’yı yüreklere, Ruhu’nu onların içine yerleştirerek öğrencilerine acıdı. Aklanmalarının ardından onlar, ne yasasız, ne de yasa kölesi olmalılar. Bundan ötürü İsa, kendininkilere yeni bir yasa bağışladı: “Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin. Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır.” (Yuhanna, 13:34-35) İsa’nın bu buyruğunda On Emir özetlenmiş ve uygulanabilir hale getirilmiştir. Pavlus şöyle yazıyor: “Sevgi, komşuya kötülük etmez. Bu nedenle sevgi, Kutsal Yasa’nın yerine getirilmesidir.” (Romalılar, 13:10).

Yeni Yasa, suçlayan, zorlayıcı, yerine getirilmesi imkânsız bir ödevler yığını değildir. İsa izleyicilerine, buyruğunu yerine getirebilme gücü verir. Tevrat yasaları hakkında derin bilgiye sahip olan Pavlus, “Çünkü yaşam veren Ruh’un yasası, Mesih İsa sayesinde beni günahın ve ölümün yasasından özgür kıldı” diyor. (Romalılar, 8:2) Mesih’in Ruhu, öğrencilerinde gerçek ürünler doğurur: “Sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve öz denetim... Çünkü ışığın meyvesi her tür iyilik, doğruluk ve gerçekte görülür.” (Galatyalılar, 5:22; Efesliler, 5:9)


13.7 - Dünyaya Müjde’yi Yaymak -Yasa’nın Bu Yolla Yerine Getirilişi

Mesih’in sevgisi biz lütufla kurtarılanları, çevremizdeki insanlar için yaşamaya, Mesih’in aklayışını ve sunduğu sonsuz yaşamı onlara da bildirmeye sevk ediyor. Bu açıdan, dünya çapında Müjde’yi yayma faaliyetleri, her türlü hayır işleri Mesih sevgisinin beslediği dalgalara benzetilebilir. O’nun öğrencileri Kutsal Yasa ve Müjde’yi duyurmak amacıyla dünyanın dört bir yerine giderler. Bir yandan Kutsal Yasa her günahı açığa çıkarıp -her insanı- mahkûm ederken, Müjde bize İsa’yı gösteriyor, O’nun lütfundan kaynaklanan karşılıksız aklayışını bize bağışlıyor. Bunun dışında İncil, Kutsal Ruh’ta sürdürülecek bir yaşam için gerekli gücü veriyor. Bundan böyle Yasa’nın altında değiliz, Kutsal Yasa içimizde. “Yasa koyucu” ve adaletin gerçek tamamlayıcısı Mesih bize acıdı. Bundan dolayı biz de tüm çaresizlere, umutsuzlara sesleniyor; Yahudi ve Müslümanlar kardeşlere de şu gerçeği duyuruyoruz: “Kederlenmeyin! Rabb’in sevinci gücünüzdür.” (Nehemya, 8:10) Duyun, kavrayın! Kurtuluşunuz hazır. Yasa’nın mahkûmları olarak yaşamak zorunda değilsiniz artık. İsa, yöneltilen suçlamaların tümünü üstüne aldı. “Rab doğruluğumuzdur.” (Yeremya, 23:6) O’nu tanıyın, O’na iman edin! O, beden almış Yasa’nın kendisidir. O’nun kanı sizi tüm günahlarınızdan arıtır. Kendinizi nasıl seviyorsanız, Allah’ı ve çevrenizdeki insanları da öyle sevebilmeniz için, O size sevgisini ve gücünü bağışlıyor. “Sevgi, Kutsal Yasa’nın yerine getirilmesidir.” (Romalılar, 13:10).


13.8 - Yarışma

Sevgili okuyucu, aşağıdaki sorularla sana elindeki bu kitabın özetini soruyoruz. Bundan amacımız öğrendiklerini sınamaktır. Göndereceğin cevaplar karşılığında, kitaplarımızdan birini hediye olarak yollayacağız. Cevap mektubunda adresini açıkça yazmanı dileriz.

  1. Geçmişte Allah’ın adı nasıl kötüye kullanıldı? Günümüzde bu nasıl gerçekleşiyor?
  2. Allah adını tanıyor olmamız bize neler sağlar?
  3. Müslümanların çoğunluğu “Allah” adını nasıl kullanır?
  4. Allah’ın adını kötüye kullananlara karşı Kutsal Kitap’ın tehditleri nelerdir?
  5. Allah’a gerçek tanıklık nasıl yapılabilir?
  6. Kutsal Kitap’ta Allah’ın dinlenme gününün nasıl bir önemi vardır?
  7. Sebt gününü nasıl anlamalıyız?
  8. Mesih İmanlıları neden Sebt günü yerine Pazar’ı kutsuyorlar?
  9. Müslümanların Cuma gününün de kutsal bir dayanağı var mıdır?
  10. Ana babamıza ve başkanlarımıza karşı Allah’ın buyruk ve yasaları nelerdir?
  11. Bir imanlının çekebileceği sıkıntılar neler olabilir?
  12. Bir imanlının kendi ailesinin reddedici tutumuna karşı ne yapabilir?
  13. Neden her insan katil olabilir?
  14. Neden sadece bedensel yaşama son vermek katil değildir?
  15. Öç hakkında İsa ne diyor? Muhammed’in bu konudaki tutumu nedir?
  16. Evlilik kurumunun tanrısal amacı nedir?
  17. Zina işleyen bir kadını, cezalandırması için yanına getirdiklerinde İsa yasayı nasıl uyguladı?
  18. İslâmi bir evlilikte eşler haklara sahip midir?
  19. Neden aynı anda hem Allah’ı hem de serveti sevemeyiz?
  20. İslâm’da cihat’tan amaç neden yalnızca dini yaymak değildir?
  21. Hırsızlık ve zinaya karşı İslâm ne gibi cezalar öngörür?
  22. Mutlak Gerçek(Allah) ile yalan’ın (Şeytan) kendisi kimdir?
  23. Kuran’da Allah, düşmanlarının hilesini nasıl bozuyor?
  24. İslâm, insandaki açgözlülüğe hangi gerekçeyle anlayış gösteriyor?
  25. İsa neden yasa karşısındaki umudumuzdur?
  26. İsa On Emir’i nasıl özetledi?
  27. Yasa’nın anlama ve gayesi nedir?
  28. Yasa’yı tutmakla kendimizi kurtarabilir miyiz?
  29. Yüreğimize nasıl bir yasa yerleştirildi?
  30. Müjde’yi her insana duyurmaya bizi iten nedir?

Waters of Life
P.O.Box 600 513
70305 Stuttgart
Germany

Internet: www.waters-of-life.net
Internet: www.waters-of-life.org
e-mail: info@waters-of-life.net

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on March 12, 2014, at 09:14 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)