Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Romans - 072 (Do not Enrage your Neighbor for Unimportant Reasons)
This page in: -- Afrikaans -- Arabic -- Armenian-- Azeri-- Bengali -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- ENGLISH -- French -- Georgian -- Greek? -- Hausa -- Hebrew -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Malayalam -- Polish -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish? -- Tamil -- Telugu -- Turkish -- Urdu? -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

ROMALILAR - RAB Doğruluğumuzdur!
Elçi Pavlusun Romalılara Mektubu
Bölüm 3 - Tanrı’nın Doğruluğu Mesih’i İzleyenlerin Hayatlarında Ortaya Çıkar (Romalılar 12:1 - 15:13)

9. Önemsiz Nedenlerle Komşunuzu Öfkelendirmeyin (Romalılar 14:13-23)


ROMALILAR 14:13-23
13 Onun için, artık birbirimizi yargılamayalım. Bunun yerine, hiçbir kardeşin yoluna sürçme ya da tökezleme taşı koymamaya kararlı olun. 14 Rab İsa’ya ait biri olarak kesinlikle biliyorum ki, hiçbir şey kendiliğinden murdar değildir. Ama bir şeyi murdar sayan için o şey murdardır. 15 Yediğin bir şey yüzünden kardeşin incinmişse, artık sevgi yolunda yürümüyorsun demektir. Mesih’in, uğruna öldüğü kardeşini yediklerinle mahvetme! 16 Size göre iyi olanın kötülenmesine fırsat vermeyin. 17 Çünkü Tanrı’nın Egemenliği, yiyecek içecek sorunu değil, doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruhta sevinçtir. 18 Mesih’e bu yolda hizmet eden, Tanrıyı hoşnut eder, insanların da beğenisini kazanır. 19 Öyleyse kendimizi esenlik getiren ve karşılıklı gelişmemizi sağlayan işlere verelim. 20 Yiyecek uğruna Tanrı’nın işini bozma! Her yiyecek temizdir, ama yedikleriyle başkasının sürçmesine yol açan kişi kötülük etmiş olur. 21 Et yememen, şarap içmemen, kardeşinin sürçmesine yol açacak bir şey yapmaman iyidir. 22 Bu konulardaki inancını Tanrı’nın önünde kendine sakla. Onayladığı şeyden ötürü kendini yargılamayan kişi ne mutludur! 23 Ama bir yiyecekten kuşkulanan kişi onu yerse yargılanır; çünkü imanla yemiyor. İmana dayanmayan her şey günahtır.

Pavlus farklı kiliselerde hizmeti sayesinde, izin verilen ve yasaklanan yiyeceklerle ilgili sürekli bir şekilde, inatçı farklılıkları biliyordu. İsa’nın açıklamalarını referans alarak (Markos 7:15-23; Luka 6:4), hiçbir şeyin kendi başına kirli olmadığını ama insanın yüreğinden gelenlerin insanı kirlettiğini, söyledi. İnananların, kendileri için iyi olan belirli yiyecekleri yemeleri iyidir. Sağlığına zararlı olacağını düşündükleri yiyeceklerden de kaçınmaları, ayrıca, iyidir.

Hıristiyanlar başkaları için iyi örnekler olmalıdırlar. Başkalarının günaha düşmelerine neden olabilecek her şeyden kaçınmalıdırlar. Sınırsız bir şekilde yiyip içen ve özgürlüğü nedeniyle böbürlenen inanan, zaten buna meyilli olanların yüreklerinde şüphe oluşmasına neden olur ve ilk etapta da kandırıldığını hisseder. O zaman, özgür olan o kişi hataya düşer ve yeni inanan kişinin kafasının karışmasına ve Mesih’teki imandan uzaklaşmasına neden olur. Sevgi; imanda güçlü olanın, seçim ve düşüncelerinde zayıf olana karşı böbürlenmemesini gerektirir. Ama aksine, onun yeni antlaşma önünde inatçı bir engel oluşturmaması için, sessizliğini korumalıdır.

Pavlus, Tanrı’nın krallığının yiyecek ve içeceklerle onaylanmadığını ama kiliselerdeki farklılıklara bir cevap olarak; doğruluk, esenlik ve coşku olarak adlandırılan, Kutsal Ruh’un meyveleri aracılığıyla göründüğünü bildirdi. Pavlus, kilise birliğini güçlendirmeyi çok istedi ve aslında, yiyecek ve içecek konusunun bu kadar büyütülmeyi hak etmediği ve kilisenin bu konuda farklı olması gerektiği gerçeği konusunda inananları yönlendirdi. Ruhun birliği, Mesih’in Ruh’u sevgisinde ve acı çekerkenki sabrında, dünyasal gerekliliklerin daha üzerinde açığa çıktığı için, ikincil konular olan; yiyecek, içecek, kıyafet, saç nasıl kesilmeli ya da para nasıl harcanmalı gibi konulardan çok daha önemlidir. Pavlus, Mesih’in bilgisi için bir kaynak olarak, önemsiz konuların üzerinde yükselmesi aracılığıyla ve İsa’nın insanlık için öldüğüne dikkat çekerek, kendimizi sevgiye bağlama gerekliliğinin tanıklığını verdi.

Kilisedeki Tanrı’nın esenliği, mutlak özgürlükten ve yasanın gereklerinden daha önemlidir. Eğer kilisedeki herhangi biri, kendi vicdanını rahatlatmak için ya da kendi ilkeleri veya engelleyici düşünceleri nedeniyle; et yemiyor ya da şarap içmiyorsa, bizim davranışlarımız nedeniyle başkalarının ihtiyaçlarını hissederek, imanı sürçme taşı olmasın diye, bizim için şikâyet etmeden sevgiyle uyumlu davranmamız bir gerekliliktir.

Ancak, vicdan rahatsızlığı duymadan yiyip içen yeni inanan, kilisesinin diğer üyeleriyle birlikte, hatalıdır. Çünkü kendinden emin bir iman, yüzeysel bir esenlikten daha önemlidir. Sevgide farkına varılan iman, kilisedeki işbirliğine galip gelir ve koşulsuz bir şekilde inatçılığında devam etmek isteyen kişi, ortaklık ruhunun yok edicisidir.

DUA: Rab İsa, öğrencilerini kaba balıkçılardan, aç gözlü vergi toplayıcılarından, Yasa uzmanlarından ve mistiklerin içinden seçip, onları, kabul ettiğin için sana tapınırız. Onları toplayıp, bir araya getirdin ve onlara bağışlamayla dolu mükemmel sevgiden, sabır ve esenlikten başka bir emir vermedin. Başkalarını, yedi kez değil ama günde yetmiş kere yedi kez bağışlayabilmemiz ve onların da bizleri hatalarımız ve günahlarımız için, günde yetmiş kere bağışlamaları gerektiğini unutmamamız için bizlere yardım et. Amin.

SORU:

  1. ”Tanrı'nın Egemenliği, yiyecek ve içecek sorunu değil, doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruh'ta sevinçtir. (Romalılar 14:17) ayeti ne anlama gelmektedir?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on October 25, 2012, at 12:23 PM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)