Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Acts - 079 (Founding of the Church at Philippi)
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 2 - Diğer Uluslara Verilen Vaazların Raporları Ve Antakya'dan Roma'ya Kadar Kurulan Kiliseler - Kutsal Ruh Tarafından Görevlendirilen Elçi Pavlus'un Hizmeti (Elçilerin İşleri 13 - 28)
C - İKİNCİ MÜJDELEME YOLCULUĞU (Elçilerin İşleri 15:36 - 18:22)

4. Filipi’de Kilisenin Kuruluşu (Elçilerin İşleri 16:11-34)


Elçilerin İşleri 16:11-15
Troas’tan denize açılıp doğru Semadirek Adası’na, ertesi gün de Neapolis’e gittik. Oradan da Filipi’ye geçtik. Burası bir Roma yerleşim merkezi ve Makedonya’nın o bölgesinde önemli bir kentti. Birkaç gün bu kentte kaldık. Şabat Günü kent kapısından çıkıp ırmak kıyısına gittik. Orada bir dua yeri olacağını düşünüyorduk. Oturduk, orada toplanmış kadınlarla konuşmaya başladık. Bizi dinleyenler arasında Tiyatira Kenti’nden Lidya adında bir kadın vardı. Mor kumaş ticareti yapan Lidya, Tanrı’ya tapan biriydi. Pavlus’un söylediklerine kulak vermesi için Rab onun yüreğini açtı. Lidya, ev halkıyla birlikte vaftiz olduktan sonra bizi evine çağırdı. “Beni Rab’bin bir inanlısı kabul ediyorsanız, gelin, evimde kalın” dedi ve bizi razı etti.

Tanrı’nın sevgisinin rüzgârı, O’nun elçilerini gemiyle Asya’dan Avrupa’ya götürdü. Böyle bir yolculuk genellikle 5 gün 5 gece sürerdi. Ancak eskiden alışılmış olan beklentilerin aksine, gemi iki günde gideceği yere vardı. Pavlus limanda beklemedi, hemen eyaletin merkezi olan Filipi şehrine doğru yola çıktı.

Sezar Avgustus, ünlü ve korkunç savaşların yer aldığı bu şehirde, Julius Sezar’ın katillerini yenmişti. Daha sonra da şehri genişletip yeniden düzenledi. Orayı vergiden muaf tuttu ve emekli askerler için uygun bir yer haline getirdi. Şehir, hem atmosferi hem de rejimiyle Suriye Antakyası’na çok benziyordu.

Pavlus, görümde gördüğü Makedonyalıyla buluşacağı için heyecanlıydı ve sabırsızlanıyordu. İlginç olan şu ki; Pavlus orada Mesih ve kurtuluş konusuyla ilgilenen kimse bulamadı. Onların hepsi rahatlık ve kolaylığın peşindeydi. Mesih’in hizmetkârları orada askerlik yapan ya da ticaretle uğraşan hiçbir Yahudi bulamadılar. Elçiler, gördükleri hayalin sadece bir takıntı olabileceğinden, aldıkları çağrının kendi arzularının sonucu olarak doğmuş olabileceğinden şüphelendiler.

Pavlus, sinagog olmayan şehirlerde, Yahudiler’in her Şabat Günü nehir kenarında toplu olarak dua etmek için bir araya geldiklerini biliyordu. Orada, dini hizmetleri esnasında ve öncesinde temizlenme ihtiyaçlarını gideriyorlardı. Elçi, şehirden 2 kilometre uzaklıktaki Gangites’in (Günümüzde, Yunanistan’da bulunan Karasu Nehri) kıyısına gitti. Orada dua etmeye gelmiş Yahudi ve Yunan kadınları gördü. Pavlus onları görünce düşünmeye başladı: “Benim burada bu kadınlarla ne işim var? Görümümde bir kadın değil, bir erkek gördüm. Ben yabancı kadınları aramıyorum.”

Kutsal Ruh, Yahudi olmayanların elçisini alçakgönüllü bir hale getirdi. Tanrı zengin ve fakir, büyük ve küçük, kadın ve erkek, köle ya da özgür, siyah ya da beyaz kimseyi ayırmıyordu. Sadece sözüne aç olan insanları doyurmak istiyordu. Kutsal Ruh burada, Pavlus aracılığıyla nehir kıyısında oturan kadınlarla konuştu.

Dinleyenlerden biri mor kumaş satan bir tüccardı ve aslen, Kutsal Ruh’un elçilerin vaaz etmesini yasaklamış olduğu, Küçük Asya’da bulunan Tiyatira şehrindendi. Ama o kadın şu an kurtuluş müjdesini duymak üzere Filipi’nin Makedonya şehrindeydi. Kadın, zamanın en değerli şeylerinden biri olan, mor kumaş üreten, zengin bir kadındı. Dikkatli ve zekiydi. Kısa zaman sonra elçilerden yayılan Tanrı’nın gücünü hissetti ve inandı. Müjde’yi dikkatle dinlediğinde Tanrı’nın sesini hissetti. Rab, kadının kalbini açtı ve ruhunu aydınlattı. O kişisel iyilikleri nedeniyle değil, Tanrı sözüne olan açlığı nedeniyle o anda yeniden doğmuştu. Bugün bile müjde, Tanrı’nın doğruluğunu arayanların yüreklerini yeniler. Gerçeğin Ruhu, İsa’ya inanan herkesin içinde yaşar.

Lidya, modaya uygun giyinen ve özenilen bir giyim tarzı olan bir kadındı. Tatlı, aklıllı ve bazı konularda uzmandı. Hemen kurtuluşun merkezini ve anlamını fark etti ve vaftiz olmayı istedi. Çarmıhta onun günahları için ölen İsa’nın, Tanrı’nın Oğlu olduğuna inandı. Bu yüzden suyla vaftiz edilmeyi kabul etti ve Kutsal Ruh’la doldu; sonsuz yaşamla gerçek sevgiyi yaşadı.

Ne harika! Pavlus, sadece bu kadını vaftiz etmekle kalmadı, tüm yakınlarını, eşini, çocuklarını, hizmetkârlarını, çalışanlarını da vaftiz etti. Pavlus, Tanrı’nın Ruhu’nun gücüne tüm kalbiyle inanıyordu ve aydınlatılan bu kadının diğerlerini de aydınlatabileceğini biliyordu. Tanrı’nın sevgisiyle ödüllendirilen bu kadın, bencil hizmetçilerini, Rab’bin özverili takipçilerine dönüştürebilirdi. Pavlus’un yüreği ne kadar büyük! Vaftiz için öyle çok uzun dersler vermedi, bir grup insanın tamamını, Mesih’in başlamış olan bu iyi işi devam ettireceğine inanarak insanları teşvik etti. Pavlus kendisinin değil, sadece Mesih’in bütün inananları kurtardığını biliyordu.

Bu olanlardan sonra zengin inanlı, Pavlus’a ve üç arkadaşına şehirde kalacakları geri kalan süreçte konuğu olmaları için teklif etti. Evini, müjdeciliğin bir merkezi olarak onlara açtı. Ancak Pavlus bunu kabul etmek istemedi. Pavlus ve arkadaşları kendi elleriyle bunu sağlamayı tercih ettiler. Ancak zeki kadın, Tanrı’nın adamları onun isteğini kabul edene kadar uğraştı ve onlar da sonradan Hristiyan olanları güçlendirmek için şehirde kaldılar. Pavlus, onun ev sahipliğini kabul etti ve sevgisi daha önceki duygularından ağır geldi. Sevgi, gerçekten de onun en büyük ilkesiydi.

Pavlus, görümünde bir adam görmüştü, fakat bulduğu bir kadındı. Elçi, otoriteyi erkeğe veren bir inançtan geliyordu, ancak Mesih Avrupa’da önce bir kadını seçti. Elçilerin Kutsal Ruh’u dinlemeleri sayesinde gelişen olaylarda, kadının özgürlüğünün sembollerini görüyoruz. Böylece Müjde Avrupa’ya elçilerin itaati sayesinde geldi ve ilk meyvesi mor kumaş ticareti yapan bir kadındı.

Dua: Rab, Lidya’nın yüreğini açtığın ve Kutsal Ruh’un dökülmesiyle onun özlemini çektiği cevapları verdiğin için sana şükrediyoruz. Sınırlı düşüncelerimiz için bizleri bağışla ve yüreklerimizi alçakgönüllükle ve sevgi yolunda genişlet. Böylelikle bayanların da Müjde’yi bütün saflığı ve bilgeliğiyle duymalarını sağlayabiliriz.Amin.

Soru 79: Lidya’nın hayatındaki mucize neydi? Pavlus neden onun bütün ailesini vaftiz etti?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on September 28, 2012, at 11:08 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)