Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- John - 046 (Sifting out of the disciples)
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Bengali -- Burmese -- Cebuano -- Chinese -- Dioula? -- English -- Farsi? -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Kyrgyz -- Malayalam -- Peul -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Thai -- TURKISH -- Twi -- Urdu -- Uyghur? -- Uzbek -- Vietnamese -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

YUHANNA - Işık Karanlıkta Parlıyor
Mesihin İncilinin Yuhannaya Göre Yorumu

Bölüm 2 - IŞIK KARANLIKTA PARLIYOR (Yuhanna 5:1 - 11:54)
B - İsa Celile’de Yaşam Ekmeği Olduğunu Duyuruyor (Yuhanna 6:1-71)

5. Öğrenciler Halkasının Arıtılması (Yuhanna 6:60-71)


YUHANNA 6:60
60 Öğrencilerinin birçoğu bunu işitince, “Bu söz çetindir, bunu kim kabul edebilir?” dediler.

Sanırız İsa tanrısal ekmek ve bedeninin yenmesi gerektiğine ilişkin bu uzun vaazını bir defada vermedi. Kimi düşünceleri değişik fırsatlarda dile getirdi, aşama aşama derinleştirdi. Müjdeci Yuhanna değişik fırsatlarda söylenmiş bu düşünceleri tek bir vaaz halinde topluyor. Kefernahum havrasındaki son oturumda İsa, dinleyicilerine dolaylı bir biçimde Musa’dan daha üstün olduğunu, herkese bedenini yiyip kanını içmeleri gerektiğini öğretti.

Bu duyuru O’nun sadık öğrencilerinin anlayış kapasitesini bile aştı. Rableri’nin aklından kuşku duymaya başladılar. Evet, yaptıkları sonsuz antlaşma uyarınca Allah’a hizmet ve itaat etmeye kesin karar vermişlerdi; ama bir insanın cesedini yemek, tasarımı imkânsız bir gariplikti. Onlar şaşkınlık içinde bocalarken, kendilerine acıyan Rab, zihinlerini aydınlatıp bununla neyi simgelediğini bildirdi.

YUHANNA 6:61-63
61 Öğrencilerinin buna karşı söylendiğini anlayan İsa, “Bu sizi şaşırtıyor mu?” dedi. 62 “Ya İnsanoğlu’nun önceden bulunduğu yere yükseldiğini görürseniz...? 63 Yaşam veren, Ruh’tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır.

Öğrencilerinin aralarında hararetli bir tartışmaya girmeleri, imansızlarda olduğu gibi bir başkaldırı değildi. O’nun simgelerle neyi anlatmak istediğini anlayamamışlardı. Ama İsa, önce kurtarış planını ayrıntılı bir biçimde onlara anlatmayı uygun gördü.

O sadece, ruhsal anlamda bedeninin yenip kanının içilmesi için ölmekle kalmayacak, ardından bir zamanlar yanında bulunduğu Babası’nın katına çıkacaktı. Gökten Gelen, yeryüzünde geçici bir süre kalacaktı. O’nu gölün dalgaları üzerinde yürürken görmemişler miydi? Nasıl oluyor da, O’nun hâlâ insanüstü bir kişi olduğunu kavrayamıyorlardı? İsa, Kutsal Ruh’u izleyicilerine dökmek üzere Babası’nın yanına gidecekti. Gelişinin ve ölümünün amacıydı bu. O’nun fıziksel bedeni değil, Ruhu’dur yüreğimize giren.

Mesih, insan bedeninin faydasız olduğunu vurgulamaktan geri kalmadı. Evet, O insanları tanrısal yücelikte yaratmıştı; ama onlar daha sonra yoldan çıkıp bu doğayı yitirdiler. Günahsız bir yaşam sürme gücüne hiç birimiz sahip değiliz. İsa bile kendi insanlık bedenindeki zayıflıktan söz etti: “Uyanık kalın, dua edin ki, denemeye girmeyesiniz. Ruh canlıdır, ama beden zayıftır.

Allah’a hamdolsun, Mesih Kutsal Ruh’u sürekli bedeninde taşıdı. Bu, O’nun eşsiz varlığının sırrıdır. O, ölümü, dirilişi, ardından göğe yükselişi ve Ruh’un yüreklerimize yerleşmesi aracılığıyla bizlere ruh ve beden arasındaki uyumlu birliği bahşetti. O daha önce, Vaftizci Yahya’nın su vaftizini kastederek Nikodim’e, su ve ruhun imanlıyı Allah’ın Egemenliği’ne götürdüğünü belirtmişti. Yaşam ekmeğinden söz ederken, Rabb’in Sofrası’nda simgesel olarak sergilenen bedeninin yenmesi ve kanının içilmesiyle öğrencilerine yerleşeceğini bildirdi. Unutmamak gerekir ki, Kutsal Ruh kişinin yüreğine yerleşmediği sürece bu simgeler de yarar sağlamayacaktır. Dirilten, Ruh’tur; bedenin bir faydası yoktur. Mesih’in varlığı imanlıda, ancak O’nun Ruhu yerleştiği takdirde söz konusudur.

Kutsal Ruh bize nasıl yerleşir? İşte, Mesih’le kusursuz bir birlik içinde yaşamak için O’nun “bedenini yiyip kanını içmek” isteyen imanlıların en temel sorusu budur. İsa bu soruyu sade bir biçimde cevapladı: “Sözüme kulak verin, yüreklerinizi İncil’in hazinesine açın.” Mesih, Allah’ın kelamıdır. Bu kelama kulak verip iman eden kişi Rabb’in Ruhu’yla dolar. Kutsal Kitap’tan mümkün olduğunca çok sayıda ayet ezberleyerek, bilinç altını O’nun gücüyle doldur, O’nun vaatlerine yürekten güven. Gerçek üstünlük buradadır. Çünkü evrenin Yaratıcı’sı, Mesih’in kurtarıcı kelamı aracılığıyla, yetkisini ve öz yaşamını vererek senin bedenine yerleşiyor.

YUHANNA 6:64-65
64 “Yine de aranızda iman etmeyenler var.” İsa iman etmeyenlerin ve kendisini ele verecek olanın kim olduğunu başlangıçtan biliyordu. 65 “Sizlere, ‘Baba’nın bana yöneltmediği hiç kimse bana gelemez’ dememin nedeni budur” dedi.

İsa’yı izleyen öğrencilerin büyük bölümü bu can alıcı önemdeki son tartışmayı bile anlayamadılar. Başlarını sallayarak O’nun yanından ayrıldılar. Bedenine ve kanına ilişkin sözleri İsa’nın Celile’deki hizmetinin doruk noktasıydı. Ama bu aynı zamanda, izleyicilerinden çoğunu kendisinden soğuttu. Az sayıda öğrenci kaldı. Kendisini terkedenler, her söylediğini kayıtsız şartsız benimseyecek, “imkânsız”ı dahi kabul edecek bir imana sahip değildiler. O’nun tanrılığını anlayamamış, kendi öz kurbanı temelinde O’nunla bir antlaşmaya girmeye cesaret edememişlerdi.

İsa izleyicilerine, Ruhu’na kimilerin karşı koyacağını, yürek ve zihinlerini ona kapayacaklarını açıkça bildirdi. Rab İsa, her insanın yüreğini tanıdığı gibi, başlangıçtan beri kendisiyle birlikte olan hain Yahuda İskariyot’un kirli amacından haberdardı. Bedenini kurban olarak sunacağını anlatırken dinleyicilerinden birinin kendisini bu yolda ele vereceğini biliyordu. İsa, hiçbir insanın Baba’nın Ruhu kendisine işlemeden iman edemeyeceğini, gene hiçbir insanın Kutsal Ruh yüreğinde olmaksızın kendisine “Mesih” diyemeyeceğini tekrarlayarak bu önemli ve belirleyici vaazına son verdi. İmanımız sadece bir doğrulama, tasdik değil; Kutsal Ruh’un etkinliği sayesinde O’nun şahsıyla bağlantıya girmek, birleşmektir. Kendini olduğu gibi Baba’nın Ruhu’nun dürtüsüne bırak. İsa’nın sözlerine karşı koyma. O zaman O’nun sana yerleştiğini, senin için hazırlanmış olan bu yaşam ekmeğinin sende sonsuza dek kalacağını görecek, yaşayacaksın.

DUA: Rab İsa, en gizli düşüncelerimiz dahi sana malumdur. Sana karşı işlediğimiz saygısızlık ve sadakatsizlikten utanıyor, senin engin bağışına sığınıyoruz.

SORU:

  1. Dirilten Ruh ile Mesih’in bedeni arasında nasıl bir ilişki vardır?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on April 16, 2012, at 12:03 PM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)