Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":

Home -- Turkish -- Colossians -- 044 (The Elixir that Keeps a Church Alive)

This page in: -- Arabic -- Chinese -- English -- French -- German -- Portuguese -- Spanish -- TURKISH

Previous Lesson -- Next Lesson

KOLOSELİLER - MESİH İçinizde!
Elçi Pavlusun Koloselilere Yazdığı Mektup

Bölüm 3 - Dirildikten sonraki yaşamın nasıl? (Koloseliler 3:1-17)

18. Kiliseye can veren iksir (Koloseliler 3:16)


Koloseliler 3:16
16 Mesih'in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. Tam bir bilgelikle birbirinize öğretin, öğüt verin, mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyerek yüreklerinizde şükranla Tanrı'ya nağmeler yükseltin.

Ulusların Elçisi İsa’nın sözlerinin “Ruh ve yaşam” olduğuna tanıklık etmiş ve buna iman etmişti. (Yuhanna 6:63) Kiliseyi canlı tutan buydu. Şayet İsa’nın güç dolu sözleri sustuğunda kilise ölürdü. Bu nedenle Pavlus, Kolose ve Laodikya kiliselerinin ihtiyarlarına İsa’nın sözlerini içlerine iyice doldurmalarını önerdi. Haftada yalnız bir öğün yemek yiyeni diğer günlerde oruç tutan bir kişi güçsüz kalır. Her sabah bir yudum su içen, bir dilim ekmek yiyen kişi ise, okuluna veya iş yerine dinç olarak gider. Ancak bu yeterli değildir. Her kişi günde bir öğün sıkı bir yemek yemeli ve kuvvetli bir kahvaltı yapmalıdır. Aynı şeyler ruhsal yaşam için de geçerlidir. Sadece Pazar günü ayine gitmekle insan her ne kadar ruhsal açıdan ölmez ama güçsüz düşer. Her sabah düzenli yalvaran bir kişi de birkaç saat dinç kalır ama bütün gününü böyle geçiremez. Her gün birkaç kez Tanrı’nın sözlerini içtenlikle analım, araştıralım ve Ruh’un kiliselere ne söylediğine ciddi olarak kulak verelim.

Özellikle de haftada en az bir kez bu sözleri tekrarlayalım ve ezberleyelim ki, bilincimiz güçle dolsun. Günlerin akarak geçtiği bu günlerde sözleri yalnız okumak yetersiz kalır. Ses kirliliği, siren lambaları, televizyon ekranlarının yanıp sönmesi insanın zihnini toplamasını engeller ruhsal huzurunu kaçırır. Bu eğilimleri yenmek için ruhumuzu İsa’nın ezberlemiş olduğumuz sözleriyle doldurmalıyız. İşte o zaman güçlenir, teselli olur ve güvenle yönetilirsin.

Biz Avrupalılar ezber konusunda çok tembelleştik, düşüncemizle her sorunu çözebileceğimizi sanıyoruz. Bu aptalca bir yanılgıdır. Mesih’in sözleri hem bu dünya hem de öteki dünya için geçerlidirler. Onlar geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği aydınlatmaktadırlar. Bize Tanrı’yı, Baba’yı tanıtır, bizi şeytandan, yalancılardan ve katillerden korurlar. Bir çalışma programı hazırla ve bu çerçeve içinde her yıl 50 tane veya daha fazla İsa sözünü ezberle. Bu sözleri ailen ve dostlarınla paylaş ve haftada bir söz ezberleyeni ödüllendir. Vaaz sırasında duyduklarımızı ne yazık ki, hemen unuturuz, ancak dimağımıza yer edenler sonsuza dek kalır. İsa şöyle der; “ Yer ve gök ortadan kalkacak, ama sözlerim her zaman baki kalacaktır.” (Matta 24:35)

Pavlus ayrıca kilise yöneticilerine vaazlarında gereğinden fazla öğretmemelerini, çünkü dinleyicilerin alış kapasitelerinin sınırlı olduğunu yazarak onları uyarıyordu. Sevindirici Haber’i ve Mesih’in Yasasını tüm bilgeliğimizle aktarmalıyız. (Matta 28:20) Bir vaazda veya bir konferansta dikkatimizi 8 dakikadan fazla toplamamız olanak dışıdır. Bu dakikadan sonra beyin devre dışı kalır ve gözlerimiz boşluğa kaymaya başlar. Ne zaman ki, konuşmacı heyecanlı bir olay anlatır veya bizi güldürecek veya şoka düşürecek bir konuya girer, beyin tekrar çalışmaya başlar, konuşmacının sözlerini yeniden algılar olur. Eskiler vaazın olumlu, anlaşılır, kişiye dönük, basit ve görsel olması gerektiğini söylerler. Luther, “Kilisede bir vali, bir general, bir sanatçı, anneler ve babalar varsa, vaiz sözlerini kime yöneltmelidir? diye sormuş ve kendisi yanıtlamıştır; “ çocuklara ve gençlere, çünkü onların anladığını diğerleri de anlayacaklardır.”

Pavlus’un sözleri sadece yöneticilere değil, cemaate de dönüktür., böylece onlar da öğrenip olası yanlışları düzeltebilirler. Böyle bir öğüt ne yazık ki, artık verilmiyor. Oysa Pavlus yöneticilerin mesleki bilgilerine güvendiği kadar, Kutsal Ruh’un her cemaat üyesini bilgilendirdiğine, onları çeşitli ruhsal yeteneklerle donattığına inanıyordu. Başından Mesih ve Kutsal Ruh’la ilgili bir olay yaşamışsa, bunu başkalarına da aktarmalı, tanıklık etmelidir. Hiç kimse diğerinden aşağı görülmemelidir. Hiç kimse kendisinin her şeyi bildiğini sanması gibi bir yanılgıya düşmemelidir. İsa’nın söylediği gibi, Mesih en derin müjdelerini cemaatin en basit kişilerine vermiştir; ” Şükürler sana, ey Baba! Göğün ve yerin Rabbi. Çünkü bunları bilginlerden ve akıllılardan gizledin, küçük çocuklara açıkladın. Evet Baba! Çünkü senin gözünde doğru olan buydu.” (Matta 11:2526)Bu dualar üzerine uzunca düşünmemiz gerekir. Kilisede hor ve küçük görülenlerin cemaat içinde ünlülerden ve zenginlerden çok daha fazla söz hakkına sahip olduklarını ancak bu yolla anlayabiliriz. Birbirimizi dinlemeyi ve Üç Cevherli Tanrı inancımıza ters düşmedikleri sürece değişik görüşlere saygı göstermeyi öğrenmeliyiz.

Pavlus kilisede ve evde ilahi okumayı imanımızın gerçeğini ve tesellisini ifade edebilmemiz, aktarabilmemiz ve tanımamız için vazgeçilmez bir işlem olarak görmektedir. Paul Gerhard, Friedrich Hiller, Martin Luther ve kilise tarafından kabul gören diğer yazarların ilahilerini ezberlemiş olanlara ne mutlu. Bu ilahiler bedensel zaaf ve aşırı sıkıntı çektiğimiz zamanlarda inancımızı, sevgimizi ve umudumuzu güçlendirecek yetkiye sahip itiraf ve duaları içermektedirler. Zaman içinde, ruhumuza yön veren bu yazarların eserlerinin Goethe, Schiller ve Hermann Hesse’nin yapıtlarından çok daha değerli oldukları görülecektir. Yeni ve cazip, övgü ve ödül şarkıları tanımlanmamış sevgiye ve bilinmeyen bir Tanrı’ya dönük olmamalı, çarmıhta gerilen dirilmiş için söylenmelidir. Pavlus da bu noktaya işaret etmektedir ; “ Ama biz çarmıha gerilen Mesih’i yayıyoruz.” (I.Korintoslular 1:23)

İlahi okumasını bilenler Ruh’un yönetiminde aile içinde de karısı veya kocası ile beraber okumalıdır. Şarkı söylerken beden ve ruh İsa ile sağlanan bir uyum içinde hareket eder ve kurtarılırlar. İlahi cemaat içinde tek bir sese dönüşür. Burada geçerli olan kural şudur; Konuşmasını bilen ilahi okumayı da bilir. Şarkı söylemeyi beceremediğine inanan ise içinden mırıldanır. Rahip Wilhelm Busch şöyle der; “ Hepimiz kendimiz ve tüm Mesih takipçileri için müziğe yatkın bir yüreğe gerek duyarız.” İkinci dünya savaşının bombardımanlı gecelerinde ailesinin söylediği ilahiler sığınaklarda kulakları sağır eden bomba sesleri arasında huzur veriyordu.

Birçok mezmur ve ilahi imanımız için iyi bir yardımcıdır. Burada dikkat etmemiz gereken nokta, Tanrı’ya teşekkür etmeye öncelik vermemizdir. Çok fazla şer istemesini biliyor, ancak verdikleri zengin armağanlar için İsa ve Babası’na çok az teşekkür ediyoruz. (Mezmur 103:12) Teşekkür etmedeki pintiliğimiz ve lütuf aldıktan sonraki düşüncesizliğimiz ruhsal gelişimimizi engeller. Bu nedenle Pavlus Koloseliler’e yazdığı mektubun üçüncü bölümünde üç kez dua etmemizi istemektedir. (Koloseliler 3:15-17) Kilise ihtiyarlarından biri, kendisine yöneltilen “ailenle sıkıntı için yaşadığın halde , neden her zaman neşeli, güler yüzlü ve teselli bulmuş görünüyorsun?” sorusu üzerine şöyle bir yanıt verdi. “Ben sabah herkesten önce kalkıp hava, güneş, su, işim, her türlü lütuf, güç ve İsa’nın bizim için yaptığı ve yapacağı her şeye, Kutsal Ruh’un verdiği teselliye teşekkür ediyorum. Böylece tüm sorunlarım azalıyor, yüreğim özgürlüğüne kavuşuyor.”

Dua: Göklerdeki Babamız, İsa Mesih aracılığıyla Babamız olduğun için sana dua ediyoruz. Biricik Oğlu’nun bizim için ölmesi, bizi seninle barıştırması nedeniyle dua ediyoruz. Kutsal Ruh’un içimizde yaşaması nedeniyle seni övüyor, kendimiz ve dostlarımız için müziğe yatkın bir yürek istiyoruz., böylece evlerde ve kilisede sana sunulan övgü artsın. Âmin.

Soru 15: Şimdiye kadar İncil’den kaç ayet ezberledin? (kendi yararın için tövbe et ve birkaç ayet ezerle)

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on July 13, 2023, at 11:43 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)