Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":

Home -- Turkish -- Ephesians -- 004 (Apostolic greetings)

This page in: -- Arabic -- English -- German -- Indonesian --TURKISH

Previous Lesson -- Next Lesson

EFESLİLER - Ruh'la Dolun
Mesihin İncilinde Pavlusun Efeslilere Mektubu

Elçi Pavlus’un esenlik dilekleri (Efesliler 1:2)


Efesliler 1:2
2 Babamız Tanrı’dan ve Rab İsa Mesih’ten sizlere kayra ve esenlik olsun.

Pavlus birçok mektubuna bu selamlama sözleriyle başlar. O Elçilik iletisini birkaç cümleyle özetler. Bu bağlamda mektubun konusunu ve içeriğini başlangıç bölümünde açıklar, alıcıya taşıdığı ruhsal endişeleri hemen aktarır.

Tanrı’nın kayrası sizin içindir

Yaratılış öyküsünü okumuş olanlar bilirler ki, Tanrı’nın erkek ve kadını yaratmış, onlara kötü işler yapmayı yasaklamış, alışkanlık kazanmasınlar diye de kötülüğü yüreklerinden uzak tutmaları gerektiğini bildirmiştir. Buyruğunu tutmadıkları için ikisi de cennetten kovulmuşlardı. Artık Tanrı’sız kalmışlardı. Hatta birikendi kardeşini öldürdü. (Yaradılış 4/1-12) Bencilliğin getirdiği sefalet tüm dünyada yayılmış, hatta günümüze bile ulaşmıştır.

Ancak Tanrı kokuşmaya başlamış insanlığı kurtarabilmek için sevgili Oğlu’nu yolladı. (Yuhanna 3/16) O kötülüklerin getirdiği günahları yüklendi, onların çekmeleri gereken cezaları çarmıhta acı çekerek ödedi. Bu nedenle kötü yola düşenler, bilerek veya bilmeyerek hiçbir çaba göstermeksizin temizlendiler. Tanrı’nın sınırsız kayrası tüm günahkârları kapsar. Bu onlar için büyük bir şanstır. Hepsi günah işlemiş, ama bağışlanarak temiz olmaya hak kazanmışlardır. Ne yazık ki, bu heyecan verici gerçeğe çok az kişi inanmaktadır. Bu gizemi çözen ve yeni bir af hakkının geleceğini kavrayanlar, vicdanlarının nasıl temizlendiğine tanıklık edecek, Kutsal Ruh’un tesellisini ve gücünü fark edecektir. Bizler sokakta veya evde, her kişiye Tanrı’nın onu sevdiğinin güvencesini verebiliriz. O sana İsa Mesih aracılığıyla, bağışlanma hakkını tanıdı. Kendine ait olanı al, böylece Tanrı sevgisinin güvencesi altında mesut bir kişi olursun.

Pavlus bu gizemi fırsat buldukça tanımladı. Romalılara şöyle seslendi: “Aralarında hiçbir ayrım olmadan İsa Mesih’e iman yoluyla Tanrı tarafından doğru sayılırlar. Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı. Onlar bir karşılık ödemeden Tanrı’nın kayrasından yararlanarak, Mesih İsa’da sağlanan kurtuluşla doğrulukla donatıldılar.(Romalılar 3/23-24) Korintos kilisesindekilere şu güvenceyi veriyordu: “ Tanrı Mesih’in kişiliğinde insanların suçlarını saymayarak dünyayı kendisiyle barıştırıyordu. Bize de barıştırıcılık sözünü verdi. Bu nedenle Mesih adına elçilik ediyoruz. Tanrı dileğini bizim aracılığımızla yalvarırcasına belirtiyor. Biz de Mesih adına yalvarıyoruz: Tanrı’yla barışın. Günah nedir bilmeyeni bizim yerimize günah kıldı. Öyle ki, Mesih’te Tanrı’nın doğruluğu olalım. “ (II. Korintoslular 5/19-21)

Bu gerçekleri kavrayan ve ona inanların içinde, herhangi bir karşılık ödemeden kadar barışma gerçekleşir. Artık o Tanrı’nın sevgisi ve O’nun Oğlu aracılığıyla sonsuza dek doğru olacaktır. Pavlus mektubunun alıcısına daha başlangıçta, bunun şahsi garantisini verir. Ayrıca bu doğruluk hakkını yaymaları için onlara cesaret verir

Tanrı’nın esenliği sizin içindir.

İsa Elçilerine devrim niteliğinde bir açıklama yaptı. “Sizlere esenlik bırakıyorum. Size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın, korkmayın!” (Yuhanna 14/27) Mesih yüreğinin sakinliğini öğrencilerine miras bırakmıştı. Onlar tüm günahlarından arındıktan sonra, Kutsal Ruh’un gücünü alacaklardı. O’nun meyveleri arasında, gökyüzünde her zaman var olan esenlik de bulunuyordu. (Galatyalılar 5/22)

Pavlus ayrıca şuna da tanıklık etti: “ Tanrı’nın insan kavrayışını aşan esenliği, Mesih İsa’da yüreklerinizi ve akıllarınızı koruyacaktır. “ (Filipililer 4/7) Mesih’in halefleri için onların hayal güçlerini kat kat aşan bir armağan verilecektir. Her şeyi yaratanın içinde bulunduğu esenlik, Mesih’in ruhsal alnına girdikleri anda, onlara da dolacaktır. Günlük yaşamamızın huzursuzluğu, ölümden ve mahşerden duyduğumuz bilinçaltımıza yerleşmiş korkumuz onlardan, iyi ve hatasız oldukları için değil, İsa Mesih’in adaletinin bağışlayıcılığını kabul ettikleri için alınmıştır. Kurtarıcıları İsa’ya gösterdikleri imanlarıyla onlar şimdi gökyüzünü esenliği içinde yaşamaktalar.

İsa ölüler arasından dirildikten sonra, Paskalya akşamı kapalı bir mekânda, öğrencilerine göründüğünde, onları “ Esenlik üzerinizde olsun” diye selamladı. (Yuhanna 20/19) Kapılarını onların imansız olmaları veya Cuma gecesi kaçmaları nedeniyle çalmamıştı. İsa çarmıhta onların günahlarını ödemiş, Tanrı’nın esenliğine inanmaları için cesaretlendirmişti. Yüce Yaradan ile yapılan büyük barışma artık tamamlanmıştı. Tanrı’nın esenliği İsa’ya inananlara dolmaya başlamıştı. Oysa öğrenciler gördüklerine ve işittiklerine inanamıyorlardı. Bu nedenle ölüler arasından dirilen selamını yeniledi. “Esenlik üzerinizde olsun” Ve sonrada heyecan verici bir cümle daha ekledi. “ Baba beni gönderdiği gibi, bende sizleri gönderiyorum.” (Yuhanna 20/21) Ardıllarından her biri esenlik dolu bir kamyona benzeyecek, ancak tanrısal esenliği kendi zevki için değil, onu özleyenlere vermek için kullanacaktı.

Ölüler arasından dirilenin öğrencilerine verdiği bu selam aslında kafalarının dikine gittikleri için değil, bağışladıklarıyla alçak gönüllülük ve yumuşak huyluluk içinde yaşadıkları için verilmiştir. Bu Mesih Yasa’larının en temel noktasıdır.

“ Birbirinizi sevin. Tıpkı benim sizleri sevdiğim gibi, sizde birbirinizi sevin.Birbirinize karşı sevgi beslerseniz, herkes öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır.” (Yuhanna 13/34-35)

Sürekli esenlik başkalarının hatalarını tamamen bağışladığımız, Kutsal Ruh’un bizleri alçakgönüllülük içinde özür dilememiz için dua etmeye zorladığı anda gerçekleşecektir. İsa “Ne mutlu barışçılara! Çünkü onlara Tanrı çocukları denecek” cümlesini boşuna söylememiştir. (Matta5/9)

Yüce Tanrı bizim Babamız’dır.

Elçinin selamı ayrıca, her zaman geçerli olacak barışın ve sürekli esenliğin nedenlerini ve arkasındaki yatan düşüncelerini anlamamız için bize yol göstermektedir.

Tanrı kimdir? Septuaginta yani Yeni Antlaşma’nın Yunanca çevrisinde, Theos kavramı İbranicedeki Elohim sözcüğünün karşılığıdır. Elohim sözcüğü çoğul halindedir ve Tanrı kavramının karşılığı değil, Tanrı varlığının ve O’nun tanrısal işlevinin genel karşılığı olarak algılanmalıdır. Bu nedenle Yunancadaki Theos sözcüğü de belirli bir Tanrı’yı değil, kanıtlanamamış bir yaratıcının varlığını ifade eder.

Birçok dinin ulu ve sonsuz bir kavramdan bahsetmesi, ancak gerçekte O’nu tanımadığını kabul etmesi, günümüzde modern Senkretizminin hastalığı ve en büyük eksikliği olarak görülmektedir. (Yuhanna 1/18) Kimi idealiz yanlıları işi büyüterek, dünya barışını sağlamak için günümüz dinlerinin birlerine yaklaşmalarını, hatta birleşmelerini talep etmektedirler. Bu tip düşünceler Mesih karşıtlarının getirilmek istenen egemenliğinin hazırlık safhasını oluştururlar.(Vahiy 13/3b-8)

Pavlus Atina’da, Yunanlıların birçok tanrıya ve puta saygı gösterdiği ortamda yaşıyordu. Bu insanların “tanımadıkları bir tanrı” için nasıl tapındıklarını soruşturuyor, onlara dünyayı yaratan ve ona esenlik veren gerçek bir varlığın olduğunu öğretiyordu. (Elçilerin İşleri 17/23) Bu bağlamda Elçi, Efes kilisesine yazdığı mektupta, boş bir kavram olan Theos’ un yerine gerçek Tanrı’nın adına inanmalarını söylüyor, Mesih’in öğretisi ve Göklerdeki Babamız’ın görüşleri doğrultusunda, O’nun adını Babamız olarak vurguluyordu.

Yeni Antlaşma’nın Metinlerinde, İsa’nın konuşmalarını aktaran yaklaşık 200 ayette, Eski Antlaşma’da adı geçen Rab’bin “ İsa Mesih’in Babası” ve “Babamız” olduğuna tanıklık edilmektedir. Babamız ifadesi, Hıristiyanların ana duasında bir hitap biçimi olarak yalnız bir kez kullanılmıştır.(Matta 6/9a; Luka 11/2) İsa’ya doğumundan itibaren Yaradan’ı, Baba diye çağırma hakkı verilmiştir. Bu O’nun halefleri üzerindeki yaptırımlarına neden olmuş, onların Yüce Tanrı’yı “Babamız”' diye çağırmalarına izin vermiştir. Bu dünyevi ve liturjik her türlü çerçevenin sınırlarını zorlayan, nefes kesici bir davettir. Biz kimiz ki, Tanrı’ya “Babamız” diyoruz?

Mesih’in kanı aracılığıyla günahlarımızdan arındırılmamızdan beri, bizi hiçbir günah Üç Kez Kutsal olandan uzaklaştıramaz. Kutsal Ruh’u vermekle bizi yalnız yasal olarak evlat edinmekle kalmamış, aynı zamanda O’nu Babamız diye çağırmamız için gereken ruhsal altyapıyı da hazırlamıştır. Yeni Antlaşma’nın birçok ayetinde bu çağdaş olaya ilişkin işaretler verilmiştir.

Pavlus şöyle tanıklık eder “ Tanrı’nın Ruhu’yla yönetilenler Tanrı’nın oğullarıdır. Sizleri yeni baştan korkuya sürükleyecek olan kölelik ruhunu almadınız; sizi oğulluğa yükselten Ruh’u aldınız. Bu Ruh’la “Abba Baba” diye sesleniriz. Ruh kendisi, bizim ruhumuzla birlikte, Tanrı’nın çocukları olduğumuza tanıklık eder.” (Romalılar 8/14-16)

Elçi Yuhanna da kendinden geçerek şöyle söyler: “ Bakın, Tanrı’nın çocukları adıyla tanınalım diye, Baba bize büyük bir sevgi gösterdi. Gerçekten de öyleyiz. Dünya bunun için bizi anlamıyor. Çünkü O’nu anlamadı. Sevgili Kardeşlerim, şu anda Tanrı’nın çocuklarıyız. İleride ne olacağı daha belirgin değildir. Ama Mesih göründüğünde, O’na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz.” (I. Yuhanna 3/1-2)

İsa haleflerine şöyle buyurdu: “ Ama sizlere derim ki, düşmanınızı sevin ve size baski yapanlar için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Baba’nızın oğulları olasınız. Çünkü O güneşini hem kötülerin, hem de iyilerin üzerine doğdurur ve Yağmurunu hem doğruların, hem de eğrilerin üzerine yağdırır…. Göksel Baba’nızın yetkin olduğu gibi, sizler de yetkin kişiler olun. “ (Matta 5/44- 48)

Bu son ayeti okuyan ve üzerinde düşünenler şoka gireceklerdir. Tanrı gibi hatasız olduğunu kim söyleyebilir ya da düşünebilir? Ancak burada ifade edilmek istenen, bizim Tanrı gibi hatasız olmamız gerektiği değil, Göklerdeki Babamız’ın ne kadar hatasız olduğudur. Her kişinin babasından bazı genleri almış olması kaçınılmaz bir olaydır. Bu bağlamda bizim doğuştan hatasız olmamız beklenemez, hatta düşünülemez, şayet öyleysek bunun nedeni Babamız’ın bir armağanı, O’nun bağışlayıcılığı ve O’nun adına bize doğru yolu gösteren Kutsal Ruh’un yüreğimize girmiş olmasıdır.

Ne mutlu babalarının Tanrı olduğunu bilen ve buna inananlara! İnanan kişi Yüce Tanrı’nın kendisini tanıdığını, sevdiğini, ona sahip çıktığını ve her an tanında olduğunu bilir. Böyle bir kişi asla yalnız kalmaz, umudunu kaybetmez. Ölüm bile onun için Tanrı tarafından kaldırılmıştır, çünkü Babamız ölümsüzdür ve sonsuz yaşamını bize armağan etmiştir.

Pavlus Elçiye özgü esenlik dilemesiyle, bize bağışlanmış ve hak ettiğimiz tanrısal esenliğin gökyüzündeki Babamız tarafından verildiğine tanıklık eder. Böyle bir bilgi bizi kalıcı bir teşekküre ve içimizden gelen bir duaya zorlar. Pavlus ayrıca birçok nimetin, göksel Babamız’ın Oğlu İsa Mesih’ten de kaynaklandığını sözlerine ekler.

İsa Mesih’in Rab olduğuna niçin tanıklık ederiz

Beytlehem tepelerinde gece yarısı çobanlara görünen melek, onlara şöyle konuştu: “ Korkmayın, işte size tüm insanlığı çok sevindirecek bir haberi müjdeliyorum. Çünkü bugün size Davut’un kentinde bir kurtarıcı doğdu. O Rab olan Mesih’tir.” (Luka 2/10-11) İsa ahır olarak kullanılan bir mağarada doğmuş, içinden hayvanların su içtiği bir yalakta yatmış olsa bile, doğumundan itibaren Rab’lerin Rab’bi diye anılacaktır. Bizi pisliğimizden ve sıkıntılarımızdan kurtaracak olan Eski Birliğin Rab’bi Yahova, O’nun bedeni içinde insana dönüşmüştür.

İsa’nın yüceliği o günlerde henüz kimse tarafından keşfedilmemişti. Yalnız öğrencileri Rab’lerinin yüceliğini aşağıda sayılan olaylar sonucu fark ettiler (Kötü ruhların kovulması) (Matta 15/21-28; Markos 5/1-20) Bir buyruk üzerine rüzgârın kesilmesi. (Matta 8/18-23,27) Suya batmadan Genesaret Gölü üzerinde yürümesi. (Matta 14/23-33) Kendisine gelen hastaların iyileştirilmesi. (Matta 4/23-25; Markos 3/7-12; Luka 6/17-19) O’na iman edenlere beş ekmeğin ve iki balığın 5000 kişi için çoğaltılması. (Matta 14/13-21)Üç ölünün diriltilmesi. (Markos 5/21-24, 35,43; Luka 7/11-15; Yuhanna 11/32-45) O’nun yüceliği ve sevgisi kendisine inananların yaşamlarını derinden etkiledi. Artık anlamışlardı: “İsa Rab’dir”

Bizi Kutsal Tanrı ile birleştiren çarmıh ölümünden sonra dirilen İsa, Petrus’un tövbesi üzerine ona göründü. Diğer öğrenciler titremeye başlamışlardı: “Rab gerçekten dirildi ” (Luka 24/34) Birkaç kez öğrencilerine göründü ve : “ Gökte ve yeryüzünde tüm yetki bana verilmiştir” diye konuştu. (Matta 28/18)

Yeniden doğanlar topluluğu için artık her şey açıkça belli olmuştu: “İsa Rab’dir ” Ancak eleştirmeyi seven öğrenci Tomas İsa’nın, içinde uyanan merakını gidermesinden sonra bir adım daha atarak, O’na şöyle hitap etti: “Rabbim ve Tanrım ”'

Dirilen İsa gözleri kamaştıran parlaklığı içinde Şam önlerinde, cemaatini takip edene kendini gösterdiğinde, yere kapanan şahıs kendisine seslenen şu sesi duydu: “ Saul, Saul niye bana eziyet veriyorsun? ” Saul yanıt verdi: Sen kimsin ya Rab?” O ise “Ben senin eziyet verdiğin İsa’yım” diye konuştu. (Elçilerin İşleri 9:4-5) Saul o zamanlar çarmıha gerildikten sonra dirileni tanımıyordu. Ancak O’nu bir şimşek parlaklığında görünce, hemen anladı. O Rab’bin bizzat kendisidir.

Elçi Yuhanna ağaçsız, çıplak Patnos Adasında beklerken, Tanrı tüm yüceliği içinde kendisini ona gösterdi. Yuhanna bu olayı şöyle anlatır: “ Benimle konuşanın kim olduğunu görmek için geriye dönünce, yedi altın şamdan gördüm. Şamdanların orta yerinde, İnsanoğlu’na benzeyen biri duruyordu. Ayaklarına dek uzanan bir giysi giymişti. Göğsüne altın bir kuşak sarılıydı. Başı, saçları yün gibi ak, kar gibi bembeyazdı. Gözleri ateş alevine benziyordu. Ayakları ocakta ateşle arıtılmış parlak tunç- gümüş alaşımı gibiydi. Sesi çağlayan sularının sesini andırıyordu. Sağ elinde yedi yıldız tutuyordu. Ağzından iki ağızlı keskin bir kılıç çıkıyordu. Yüzü, tüm parlaklığıyla aydınlatan güneş gibiydi. O’nu görünce ölü gibi ayaklarının dibine serildim. Sağ elini üstüne koyarak, “Korkma, ilk ve Son benim dedi,” Diri olan da benim. Öldüm ve işte sonsuza dek diriyim. Ölümün ve ölüler ülkesinin anahtarları benim elimdedir. “ (Vahiy 1/12-18) Patrik Yuhanna’nın bu eşsiz anlatımı, İsa’nın bugün Rab olduğunu bildirmekte. O’na iman edenler O’nun sevgisiyle sonsuza dek korunacaktır.

Pavlus iki veya üç yıl kaldığı Efes’te Tiranos’tan kiraladığı salonda, her akşam vaaz veriyor, soruları yanıtlıyor, sert eleştirilerde bulunuyor ve Sevindirici Haber’i yayıyordu. Verdiği 700 den fazla derste, Efes ve civarından gelen ilgili dinleyicilerine bizim giriş bölümünde anlatabileceğimizden çok daha fazla konuda açıklamalarda bulundu. Büyük olasılıkla Roma’dan yazdığı veda mektubunda, Efes’te yapmış olduğu konuşmaları, Elçilere özgü esenlik selamında topladı. Artık bizim için yapılması gereken tek şey, aşağıdaki sözlere tanıklık etmek olacaktır. “ Kulağı olan, Ruh’un kiliselere ne dediğini işitsin.” (Vahiy 2/7 vd.)

Dua: Göklerdeki Babamız, Oğlun İsa Mesih aracılığıyla Elçi Pavlus’a vermiş olduğun esenlik selamı için Sana dua ediyoruz. O bu yolla, Senin ve Rab İsa’nın sonsuz esenliğini ve bütün bağışlayıcılığından bizim pay almamızı sağladı. Bize tanımış olduğun bu hakkı, etrafımızdaki arayan insanlara da ver. Âmin

Sorular:

  1. İsa Mesih’in bağışlayıcılığı senin için ne ifade ediyor?
  2. Tanrı’nın esenliği aklımızın sınırlarını niçin aşar?
  3. Yüce Tanrı’ya “Baba” deme hakkımız nereden gelmektedir?
  4. İsa Mesih’i Rab diye çağırma hakkını bize kim vermiştir.?

Babamız Tanrı’dan ve Rab İsa Mesih’ten sizlere kayra ve esenlik olsun (Efesliler 1/2)

Top

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on February 03, 2018, at 05:02 PM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)