Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Mark - 094 (Jesus Before the Civil Court)
This page in: -- Arabic -- English -- Indonesian -- Tamil -- TURKISH

Previous Lesson -- Next Lesson

MARKOS - İsa Kimdir?
Mesihin İncilinin Markos Göre Yorumu
BÖLÜM 8 - MESİH’İN ACILARI VE ÖLÜMÜ (Markos 14:1 - 15:47)

11. İSA SİVİL MAHKEMENİN ÖNÜNDE (Markos 15:1-15)


Markos 15:1-15
1 Sabah olunca başkâhinler, ileri gelenler, din bilginleri ve Yüksek Kurul'un öteki üyeleri bir danışma toplantısı yaptıktan sonra İsa'yı bağladılar, götürüp Pilatus'a teslim ettiler.
2 Pilatus O'na, "Sen Yahudiler'in Kralı mısın?" diye sordu. İsa, "Söylediğin gibidir" yanıtını verdi.
3 Başkâhinler O'na karşı birçok suçlamada bulundular. 4 Pilatus O'na yeniden, "Hiç yanıt vermeyecek misin?" diye sordu. "Bak, seni ne çok şeyle suçluyorlar!"
5 Ama İsa artık yanıt vermiyordu. Pilatus buna şaştı.
6 Pilatus, her Fısıh Bayramı'nda halkın istediği bir tutukluyu salıverirdi. 7 Ayaklanma sırasında adam öldüren isyancılarla birlikte Barabba adında bir tutuklu da vardı. 8 Halk, Pilatus'a gelip her zamanki gibi kendileri için birini salıvermesini istedi.
9 Pilatus onlara, "Sizin için Yahudiler'in Kralı'nı salıvermemi ister misiniz?" dedi. 10 Başkâhinlerin İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu. 11 Ne var ki başkâhinler, İsa'nın değil, Barabba'nın salıverilmesini istemeleri için halkı kışkırttılar.
12 Pilatus onlara tekrar seslenerek, "Öyleyse Yahudiler'in Kralı dediğiniz adamı ne yapayım?" diye sordu.
13 "O'nu çarmıha ger!" diye bağırdılar yine.
14 Pilatus onlara, "O ne kötülük yaptı ki?" dedi. Onlar ise daha yüksek sesle, "O'nu çarmıha ger!" diye bağrıştılar.
15 Halkı memnun etmek isteyen Pilatus, onlar için Barabba'yı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.

Tutukevinde geçirdiği acılarla dolu geceden sonra İsa’yı gözü dönmüş, katil Roma valisine götürdüler. Yahudilerin o dönem, her hangi bir insani idam cezasına çarptırabilme yetkileri yoktu. Aralarında başkâhinlerin, “becerikli" yargıçların, ileri gelen bilginlerinin bulunduğu halkın yetmiş ihtiyarı İsa’yı tanrıtanımaz yabancılar eliyle öldürtmek kararını almışlardı. Bu gülünç son İsa’nın Allah tarafından reddedilmiş biri olduğu haberini bir anda etrafa yayacaktı.

Hilede üstlerine olmayan Yahudiler Pilatus’a İsa’nın ölümünü, Allah’ın Diri Oğlu yada Vaadedilen Mesih olduğunu iddia ettiği gerekçesiyle önermediler. Siyasi suçlara bakan sivil mahkemenin karşısında Mesih’in “halkı sömürge kâbusundan kurtarmak isteyen bir kral" olarak geçindiğini iddia ettiler.

Pilatus hemen sordu, “Sen kral mısın?” İsa bu lâkabı reddetmedi. Aksine, yeryüzündeki ruhsal krallığını vurguladı. Amacı salt dinsel olsaydı, kendi canını rahatlıkla kurtarabilirdi, ama Allah’ın halk üzerindeki hakkını inkâr etmedi. Zira Yüce Olan, onların sadece yüreklerini değil, yaşamlarını, yaşantı biçimlerini de yönlendirmek, kendi iradesine rameylemek istiyordu. Allah’ın Oğlu’nun mülkün sahibi, egemenliğinin hedefinin ise, evreni değiştirmek olduğuna inanmak, Mesih’e imanın vazgeçilmez koşuludur.

Pilatus Mesih’in bu itirafını kavrayamadı. Bunların birlikte, O’nun kan dökebilecek bir asi olamayacağını anlamıştı. Karşısında dürüst, dinine bağlı, sıradan bir insan duruyordu. Gülümsedi, Yahudi önderlerinin hoşuna gidecek her hangi bir şeyi yapmaktan nefret ettiğini gösterircesine, O’nu serbest bırakmak istediğini belirtti. Ancak Roma İmparatorluğunun o zaman içinde bulunduğu istikrarsız durum, Yahudi ileri gelenlerinin akla hayale gelmez hileleri karşısında Pilatus davayı gürültüsüz patırtısız hemen sonuçlandırmayı tercih etti.

Yahudilerin suçlamalarına İsa sessiz kaldı. Kim olduğunu, Egemenliğinin ne anlama geldiğini açıkça bildirerek yetki sahibine gereken cevabi vermişti. Sonunun yaklaştığını biliyordu. Ölümden ürkmedi. Hiç bir insandan merhamet dilemedi, krallara yaraşan suskunluğuyla adeta yalanlarını yüzlerine vurdu.

İsa’yı kurtarmak için yasal bir yol arayıp duran Pilatus nihayet, şikayetçi güruhuna iki kişiden birini seçmelerini teklif etti. Dilerlerse ayaklanmaya katılmış bir katili yada Allah’ın engin yürekli Kuzu’sunu serbest bırakacaktı. Hukuku kendisinin de ciddiye almadığı belli oluyordu. Çoğunluğun, tövbeye çağıran alçakgönüllü bir insani tercih ettiği nerede görülmüştü? Onların gözü her zaman kendilerine güç, servet, hakimiyet getirecek “kahramanlar”dır. İsa’yı bir an önce ölüme göndermek için sabırsızlanan Yahudi önderleri halk yığınlarını, ücretle tuttukları yaygaracıları Roma bölge valisinin önüne sürdüler.

Pilatus galeyana gelen kalabalığı sakinleştirmek arzusundaydı. Bölgelerinde düzeni, asayişi sağlamayan valilerini idam ettirmekten çekinmeyen Kayzer’den korkuyordu. Adaleti gerçekleştirmektense rahatını korumayı tercih etti. Yahudileri tatmin etmek için tek bir suçu olmayan İsa’nın çarmıha gerilerek idam edilmesine karar verdi.

Bir düşün kardeşim, insanlar İsa’yı mahkum ediyor, dindarlar O’nun çarmıha gerilmesini arzuluyor, arkalarından halk yığınları bunun için çırpınıyor. Allah’ın Egemenliğine tahammülü olmayan en çirkin başkaldırıcı, âsi İblis’in ruhudur bu.

Bu olaylara tanık olsaydın, kimi seçerdin? Halkına özgürlük, mutluluk vaadetmiş, ayaklanma önderi Barabas’ı mı, yoksa dünyanın günahını yüklenen, hakaretlere uğramış Allah Kuzusu İsa’yı mi?

Sorumuzu iyice düşün, geleceğini belirle. Dünyanın Kurtarıcısı, Egemenliğini izleyicilerinin yüreklerinde kuran Allah’ın Oğluna inan.

Dua: Rab İsa, sen gerçek kralsın. Tevazu, kanaatten çok, malı mülkü, güç ve onuru sevdiğimi önünde itiraf ediyorum. Bu günahımı affet. Zindanlarda çürüyen suçsuz insanlara yardim etmediysem, onları savunmaktan kaçtıysam bağışla beni. Gerçeği izleyip, gerektiğinde cesaretle doğrunun yanında olabilmeyi öğret bana. Amin.

Soru 11: İsa’nın kral olduğunu itiraf edişi sence neyi ifade ediyor?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on January 30, 2013, at 10:45 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)