Waters of LifeBiblical Studies in Multiple Languages |
|
Home Bible Treasures Afrikaans |
This page in: -- Albanian? -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba
Previous Lesson -- Next Lesson Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 2 - Diğer Uluslara Verilen Vaazların Raporları Ve Antakya'dan Roma'ya Kadar Kurulan Kiliseler - Kutsal Ruh Tarafından Görevlendirilen Elçi Pavlus'un Hizmeti (Elçilerin İşleri 13 - 28)
F - SEZARİYE’DEN ROMA'YA GEMİYLE YOLCULUK (Elçilerin İşleri 27:1 - 28:31)
2. Denizde Fırtına ve Malta’da Gemi Kazası (Elçilerin İşleri 27:14-44)Elçilerin İşleri 27:27-37 Dalgaların tehdidi ortasında on dört gün uzun bir süredir. Ayın yarısı boyunca sürüklenen bir gemide olmak sonsuzluk gibidir. Yönünü kaybeden ve ölümün gözlerinin içine bakanların yüreğinde birçok ölümler olur. Ancak Pavlus yönünü kaybetmemek için dua etti. Bunun sonucunda dinlenmiş ve kendinden emindi. Onun pusulasının oku daima Tanrı’yı gösteriyordu. Mesih’in doğruluğu ve kanı aracılığıyla aklandı ve teselli buldu. Birden gece yarısına doğru denizciler bir karaya doğru yaklaştıklarından kuşkulanmaya başladılar. Hemen derinliği ölçtüler ve sahile doğru sürüklendiklerini de bildikleri için suyun gittikçe sığlaştığını gördüler. Geminin kayalıklara bindireceğinden korktular. Bu nedenle çapayı biraz indirerek gemiyi yavaşlatmaya çalıştılar. Aynı zamanda küçük tekneyi de denize indirerek kaçmaya da hazırlandılar. Ne haince tasarlanmış bir tuzak! Tecrübeli Pavlus denizcilerin kurnazlığını sezerek hemen küçük teknenin iplerinin kesilmesi ve suya düşürülmesi emrinin verilmesi için subaya seslendi. Melek ona sadece bazıları değil, “herkes” kurtulacak demişti. Şeytan de-nizcileri kandırarak Tanrı’nın planını engellemeye çalışmıştı. Ama elçinin uyanıklığı sayesinde bu aldatma hemen bertaraf edildi. Daha sonra Pavlus önlerinde yatan belirsizlik için fiziki güce ihtiyaçları olduğunun farkına vardı. Kurtarılmaları yakın olduğundan bir şeyler yemek zorundaydılar. Oruç tutmalarına gerek yoktu. Pavlus bu karanlık gecede ve korkunç fırtınanın ortasında, hepsini iyice karınlarını doyurmaları için teşvik etti. Onun bu gücü, dikkatliliği, imanı ve cesareti herkesi etkiledi. Orucun bırakılması gerektiğini söylediğinde, ekmeği bölüp herkesin önünde dua etmeye başladığında ve bu fırtınanın ortasında Tanrı’ya lütfu için şükrettiğinde herkes dikkatli bir şekilde ona baktı. Hemen bir araya geldiler ve uzun bir açlıktan sonra Tanrı’nın kendilerini kurtaracağını bilerek büyük bir iştahla yemeklerini yediler. Pavlus, Rab İsa’nın adıyla, dalgalar gemiyi yutsa ve parçalasa bile, saçlarının bir telinin bile zarar görmeyeceğinin güvencesini verdi onlara. Elçinin imanı, bü-yüyen sorunlara rağmen güçlü bir şekilde büyüyordu. Mesih’in ona verdiği söz, karşılaştığı tüm büyük sorunlardan daha önemliydi. Elçilerin İşleri 27:38-44 Gün ağardığında, Tanrı’nın onları, ölümcül dalgaların gücünü kesen kıyıdaki kayalığa değil, küçük ve sessiz kumlu bir körfezin kıyısına yönelttiğini neşe içerisinde gördüler. Onları, gemilerini doğanın şiddetli öfkesinin ortasından alıp fırtınanın sürüklemesiyle Malta adasına getiren ve denizin ortasındayken kaza yapmalarına izin vermeyen, En Yüce Olan’dan cesaret aldılar. Sonunda rüzgâr onları daha sığ kıyıya doğru sürüklemeye başladı. Birden büyük bir çarpışma oldu. Gemi kumsala vurdu ve karaya oturdu. Yüksek dalgalar ve şiddetli çarpışma nedeniyle geminin kıç tarafı parçalanırken, pruvası da kötü bir şekilde kuma çarptı. Su bir nehir gibi gemiye hücum etti ve askerler tutukluları öldürmek için birden kılıçlarını çektiler. Sahile ulaşıp kaçmalarına izin verilirse, onların yerine aslanlara kendileri atılacaktı. Bu nedenle Şeytan, son anda bile Pavlus’un kurtuluşunu ve Müjde’nin Roma’ya ulaşmasını engellemek istedi. Ama Mesih, Pavlus’un geçmiş sıkıntılarında ve zorluklarında onu gözetmiş olan, iyiliksever yüzbaşı Yulius’u kullandı. Elçinin, adadan ayrılmadan önce yapmış olduğu peygamberliğe güvendi ve bu nedenle de tutuklulardan hiçbiri oradan kaçamadı. Böylece, askerlerin tutukluları öldürmesini engelledi ve herkesin gemiyi terk etmesi için emir verdi. Bazıları kalaslara, bazıları gemi parçalarına tutunup sahile ulaşırken, bazıları da yüzerek karaya çıktılar. Hiç kimse boğulmadı. Güvenli bir şekilde karaya ulaşanların sayısı 276 idi. Islak bir şekilde ve soğuktan titreyerek kayaların üzerinde durdular ve kurtardığı için Tanrı’ya övgüler sunup O’nu yücelttiler. Mesih Pavlus’a verdiği sözü tuttu. Onun hatırına subayın, görevlilerin, gemi sahibinin ve tüm tutuklu ve yolcuların hayatlarını onlara bağışladı. Pavlus ve arkadaşları Luka ve Aristarhus’un kurtulmasıyla, su geçirmez bir deri kılıfta muhafaza ettiği Luka’nın Müjdesi’nin metinleri ve el yazmaları da kurtulmuş oldu. Mesih elçinin ve Müjde’nin mutlaka Roma’ya ulaşmasını istedi ve bu isteğini de uyguladı. Hiç kimse O’nun kurtarışla ilgili isteğinin önüne geçemez. Dua: Güçlü Rab, Pavlus’u ve gemiyi denizde batmaktan kurtardığın için sana şükrederiz. İnanıyoruz ki, son yargı gününde de bizleri boğulmaktan ve şimdiki düzensizliklerden kurtaracaksın. Müjde’ni azgın deniz gibi olan bu dünyadaki ulusların arasında yüreklerimizde taşımamız için bize yardım et ve böylece birçokları kurtulabilsin. Amin. Soru 121: Mesih’in elçiyi ve arkadaşlarını kurtardığı üç olay neydi? |