Waters of LifeBiblical Studies in Multiple Languages |
|
Home Bible Treasures Afrikaans |
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Bengali -- Burmese -- Cebuano -- Chinese -- Dioula? -- English -- Farsi? -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Kyrgyz -- Malayalam -- Peul -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Thai -- TURKISH -- Twi -- Urdu -- Uyghur? -- Uzbek -- Vietnamese -- Yiddish -- Yoruba
Previous Lesson -- Next Lesson YUHANNA - Işık Karanlıkta Parlıyor Bölüm 2 - IŞIK KARANLIKTA PARLIYOR (Yuhanna 5:1 - 11:54)
C - İSA’NIN KUDÜS’Ü SON ZİYARETİ (Yuhanna 7:1 - 11:54) KARANLIK IŞIKTAN AYRILIYOR
1. Çardak Bayramında İsa’nın Sözleri (Yuhanna 7:1 – 8:59)
g) Mesih İbrahim’den Önce Vardır (Yuhanna 8:48-59)YUHANNA 8:48-50 İsa Yahudilerin yüzlerindeki maskeyi yırttı. Onlara, Gerçek’ten habersiz olduklarını, kendilerine İblis ruhunun hükmettiğini bildirdi. Bu hücumun ardından kötü ruh, kendisini açığa vurmak zorunda kaldı. İşte, onlar tövbe etmiyor, hallerine ağlamıyorlardı. İsa’nın Kutsal Ruh’tan doğmuş olmasına lanet okudular, O’na gizlice “melez Samiriyeli” dediler; çünkü Samiriyelilerin kendisini coşkuyla kabul etmeleri Kudüs’e ulaşmıştı. Irkçı Yahudiler öfke içindeydiler. Ancak topluluktan bir grup, İsa’nın aile ve aşiretinin Yahudi olduğunu biliyordu. Bunlar, O’nun gerçi Yahudi asıllı olduğunu, ama kendisine giren Şeytan’ın ona mucize yapma gücü verdiğini söylüyorlardı. Bu iddiada, yalancı ruhun kendisini görüyorsun. İblis’in egemenliği altında bulunan bu zavallılar kendi gerçeklerini görmek yerine, Allah’ın Kutsalı’na bu suçlamayı yaptılar. “Yalan babası” onların akıllarını öylesine karıştırmıştı ki, akı kara, karayı ak görüyorlardı. Mesih bu körler ordusuna sakin bir biçimde cevap verdi, onlara yüceliğini duyurdu: “Bende İblis yoktur” dedi. “Kutsal Ruh’la doluyum. Hayvani arzulara iten bir ruh bana güç getiremez. Ben, sevgi, gerçek ve saflıkla doluyum. Kendim için yaşamıyorum, bencil değilim, sizler gibi böbürlenmiyorum. Tersine, kendimi inkâr ediyor, Babam’ı onurlandırıyorum. Size Allah’ın Babalık adını duyuruyor, O’nu yaşantımla kutsuyorum. Evet, size Allah’ın özünü bildiriyorum. Allah’ın Babam olduğunu gizlemeden açıkça bildirdiğim için bana kin besliyorsunuz. Sizin bu isyanınız, yerini Allah’ın Kutsal Ruhu’nun almaması için yüreğinizden çıkmak istemeyen İblis ruhunun eseridir. Kutsal’ın çocukları olmak istemiyorsunuz. Bu yüzden beni lanetliyor, öldürmek istiyorsunuz. Kendi yüceliğimin peşinde değilim, çünkü ben öncesizden beri Baba’nın adındayım. Beni O savunur, benimle O ilgilenir. Beni koruyan, yücelten de O’dur. Beni tanımadığınız ve kabul etmediğiniz için sizi gene O yargılayacaktır. Çünkü Allah’ın Ruhu’ndan doğanı reddeden kişi yargıya uğrar.” YUHANNA 8:51-53 İsa, yalan ruhunun kendilerine yerleştiği düşmanlarına bile İncil’ini bildirdi; sözlerinin, kulak verip kabul edenlerde işleyeceğini, onlara sonsuz yaşam ve ölümsüzlük sağlayacağını bildirdi. Ölüm onlar için sadece Babaları Allah’a açılan kapıydı. Sonsuz yaşama onlar kendi doğrulukları sayesinde değil, İsa’nın kendilerinde etkinliğini gösteren sözü aracılığıyla kavuşmuşlardı. Allah’ın Egemenliği’ndeki bu ilkeyi kavradın mı? İsa’nın sözlerini yüreğinde tutmayan kişi, Şeytan’ın günah ve ölüm çukuruna düşer. Ancak İncil’i yüreklerinde, zihinlerinde tutanlar, İsa’nın sözlerini sevenler, sonsuza dek yaşar. İşte o an Yahudiler öfkeden adeta kudurdular, “Sen İblis’in ta kendisisin” diye haykırdılar. “Sözün seni ele verdi. Yalancının birisin. Atalarımızın tümü öldü. Sen nasıl, sana iman edene ebedi yaşam verebileceğini iddia edersin? Ardından ölümün gelmeyeceği bir yaşam bahşedebileceğini iddia ettiğine göre, sen Allah mı oldun? Sen saçmalıyorsun! Nasıl İbrahim’den, Musa’dan ve Davut’tan üstün olduğunu söyleyebilirsin?” YUHANNA 8:54-55 İsa, özüne ilişkin ayrıntılı bilgilerle onlara sakin bir biçimde cevap verdi. Özünde yüce olduğundan, O’nun yüceltilmeye ihtiyacı yoktu. Allah bizzat Oğlu’nu onurlandırmak görevini üstlenmiştir; çünkü Allah Oğul’dadır ve Baba oluşunu O’nun aracılığıyla duyurmaktadır. Evet, Yahudiler de her şeye gücü yeten ulu Allah’ın kendi tanrıları olduğunu iddia ettiler; oysa onlar O’nu gerçekte tanımadılar. Babaları, kendisini sahtekârca “Tanrı” adının ardında gizleyen, bu eşsiz adı bir maske olarak kullanan İblis’ti. Sevgiden yoksun olmalarına karşın, dindarlık görüntüsü vermeye çalışıyorlardı. Gerçek Allah’ı tanıyan kişi, O’nun gibi sever. Her hangi bir dinin, Allah adına sımsıkı tutunması, onun doğruluğunu göstermez. Çünkü Allah’ın, Rabbimiz İsa’nın Babası olduğunu kabul etmeyen bir inanış temelden geçersizdir. Allah’ın özüne ilişkin diğer dinlerin ağızlarına sakız ettikleri tüm diğer ad ve sıfatlar birer önbilgiden ibarettir. Allah’ın gerçek özü, Kutsal Üçlük’tür. Bu nedenle İsa Yahudilere, “O’nu tanımıyorsunuz” dedi. “Yaşamınız ve düşünceleriniz yalan üzerine kurulu.” Aynı zamanda İsa onlara, öncesiz Tanrı’yı tanıdığını söyledi. O’nun babalığına tanıklık etmemiş olsaydı, Kutsal Üçlük’ten habersiz diğer yalancılardan İsa’nın bir farkı olmayacaktı. Oysa Mesih Allah’ı onlara gerçek kimliğiyle gösterdi. YUHANNA 8:56-59 Gerçek Tanrı’yı tanımadıklarını, dindarlıklarının ardında Şeytan’ın varolduğunu söyledikten sonra İsa, Yahudilere, öncesizliğini haber verdi. Onlar kendisini ya kabul, ya da inkâr edeceklerdi. İman önderi İbrahim’i örnek vererek onlara Tanrılığını duyurdu. İsa böylece İbrahim’in Allah katında diri olduğunu, Mesih’in bedene girdiği an sevinçle coştuğunu bildiriyor. Çünkü Mesih’in insan bedeni alarak dünyamıza gelmesiyle İbrahim’e verilen büyük vaat gerçekleşecek, tüm uluslar kutsanacaktı. Bu sözleri işiten Yahudiler, “Genç yaşına rağmen nasıl bundan bin yıl önce vefat etmiş olan İbrahim’i gördüğünü iddia edersin? Sen delirmiş olmalısın” dediler. İsa onlara, “İbrahim doğmadan önce ben varım” diyerek cevap verdi. Gerek kendisinin, gerekse Babası’nın öncesiz Tanrı olduğunu kavrayabilmeleri için tanıklığının başında yeniden “size doğrusunu söyleyeyim” ifadesine yer verdi. Bu tanıklıktan önce, Vaftizci Yahya, Mesih’in sonsuzluğunu duyurmuş, ama halk bu gerçeği benimseyememişti. Bir insanın öncesiz Tanrı olabileceğini kafaları almıyordu. Mesih’in tanıklığını da Allah’a küfür, çılgınca bir büyüklenme olarak gördüler. Yargı önüne çıkmasını beklemeden, O’nu taşlamak istediler. Oysa İsa bir anda kayboldu. “Saati” henüz gelmemişti. Tapınağın kapısından çıkıp izini kaybettirdi. DUA: Rab İsa, sana tapınırız; çünkü sen sadık ve sevgi dolu, öncesiz Tanrısın. Kendini yüceltmek yerine, Baban’ı onurlandırıyorsun. Şeytan’ın tuzağına düşmememiz için bizi her türlü gurur ve böbürlenmeden koru. Sürekli Göksel Babamız’ın adını kutsayıp sana iman aracılığıyla sonsuz yaşamı elde edebilmemiz için bize yardım et. SORU: |