Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Mark - 069 (Respecting the State and Tribute Money)
This page in: -- Arabic -- English -- Indonesian -- Tamil -- TURKISH

Previous Lesson -- Next Lesson

MARKOS - İsa Kimdir?
Mesihin İncilinin Markos Göre Yorumu
BÖLÜM 6 MESİH’İN KUDÜS’E GİRİŞİ VE SON İŞLERİ (Markos 10:46 - 12:44)

7. DEVLET VE VERGİ KONUSU (Markos 12:13-17)


Markos 12:13-17
13 Daha sonra İsa'yı söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla Ferisiler'den ve Hirodes yanlılarından bazılarını O'na gönderdiler. 14 Bunlar gelip İsa'ya, "Öğretmenimiz" dediler, "Senin dürüst biri olduğunu, kimseyi kayırmadan, insanlar arasında ayrım yapmadan Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi? Verelim mi, vermeyelim mi?"
15 Onların ikiyüzlülüğünü bilen İsa şöyle dedi: "Beni neden deniyorsunuz? Bana bir dinar getirin bakayım." 16 Parayı getirdiler. İsa, "Bu resim, bu yazı kimin?" diye sordu. "Sezar'ın" dediler.
17 İsa da, "Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin" dedi. İsa'nın sözlerine şaşakaldılar.

Düşmanları, kendilerine O’nun öğrencileri süsünü vererek, önemli konularda görüşlerini almak için Mesih’e yaklaştılar. Amaçları O’nu tuzağa düşürmekti. Bir gafını yakalayacak, hemen o an tutuklayacaklardı. Bu çirkin amaç uğrunda iki düşman topluluk birleşivermişti: Sömürgecilere vergi verilmesine karşı din yobazı Ferisiler ve Romalıların uşağı Kral Herodes.

Bunun gibi tarihte kimi kez düşmanlar kendilerine hile ve yalan ruhunu aşılamış Öğretmenlerinin yolundan giderek, Mesih imanlılarını şaşılası bir dayanışma içinde yok etmek istemişlerdir. Güler yüzle, sahte bir tevazuuyla sorular yöneltirler. Amaçları aslında sordukları kişiyi ortadan kaldırmaktır. İkiyüzlülük günahların en çirkinidir. Kendini sına, acaba tüm davranış ve sözlerinde doğru musun? Ya da tiksindiğin halde, birine dostuymuş gibi göründüğün oluyor mu?

Düşmanları Mesih’in doğru, kimseden korkusu olmayan, Allah’la sürekli bağı içinde bencillik ormanlarının bağrında sevgi yolunu öğreten biri olduğunu itiraf etmek zorundaydılar.

İsa’ya sordukları soru mali bir konuya ilişkindi. Para pul yüzünden çoklarında sevginin bitebildiğini tecrübe onlara öğretmişti. Servet, sözünü ancak dünyada geçirebilir, ahrette ise, onun bir değeri yoktur. Yaşadığımız yeryüzüne hakım olan, şehvet, açgözlülük ve çekemezliktir. “Ezici çoğunluk” servetin kölesidir.

Ferisiler Sezar tarafından kendilerine dayatılan vergiyi ödemenin günah olduğuna karar vermişlerdi. Gerek tapınak için ödedikleri para, gerekse “gönüllü” olarak yaptıkları iyi işler yeterliydi. Oysa işin şakaya kalır yanı yoktu, çünkü vergi Herodes’in askerleri için tek gelir kaynağıydı. Allah’ın Oğlu’na gelip sordular: “Vergi ödememiz doğru olur mu?” Vereceği cevapla kazdıkları çukura düşeceğini hesaplamışlardı.

İsa eline bir para alarak bir yüzündeki Kayzer’in resmini onlara gösterdi. Bu, Yahudilerden değil Roma’dan gelen bir parçaydı. “Sezar’ın hakkını Sezar’a verin” dedi. Böylece O Roma kanununa aykırı davranmadı, izleyicilerine isyan fikri aşılamadı. Elçiler de daha sonra imanlıları sürekli yürürlükteki idareye boyun eğmeye çağırdılar. Mesih imanlıları kanunlara karşı olamazlar, aksine egemenliklerin Allah’tan olduğunu bilerek, Allah önünde sorumlu idareciler için dua ederler.

Mesih Allah’a itaati hemen siyasi sorumlulara itaatin yanı başında zikretti. Ama, Allah Sezar’dan ne denli yüceyse, O’na olan itaatimiz da aynı ölçüde büyük olmalıdır. şu da var ki, devletler Allah’ın mülkü, Sezarlar, onların servetleri ve dünyanın tüm mülkü gene Allah’a aittir.

Rabbimiz Mesih yeryüzünün tüm bilgelerinden daha bilge, sözünde, kendisini tuzağa düşürmek isteyenlere karşı bile duyduğu eşsiz sevgisinde doğru, sadıktır.

O bizi anlık egemenliklere boyun eğmeye, üzerimize düşen vergileri ödemeye çağırıyor. Fakat bundan daha büyük bir önemle bizi Allah’a itaat etmeye, malımızı canımızı O’nun tasarrufuna bırakmamızı istiyor. Dünyalık işlere bel bağlama, yaşamının işlerini eline vererek Rabbine güven. Sadakatle Rabbine itaat eden kişi, Kutsal’ı yanında bulur, O’nun kendisini terk etmediğini görür.

Allah’a itaatimiz, teslimiyetimiz kralın yetki alanının sona erdiği sınırdır. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı bir yerde Mesih imanlısı devletine özveri ve içtenlikle hizmet eder. Fakat o Allah’a insanlardan daha çok boyun eğmelidir. Çünkü evrenin odak noktası ve koruyucusu Kutsal’ın kendisidir.

Dua: Kutsal Allah, sen her şeyin maliki, güçlü olan ve acıyansın. Mal-mülk sevgimizi, dünyalık işlerle aşırı ilgimizi bağışla. Yalnızca sana yaslanıp her işimizi sana teslim edebilmemiz için bizi ikiyüzlülük, açgözlülük ve çekemezlik duygularından kurtar. Servet, iktidar uğrunda savaşmayıp yoksullara yardım elini uzatmaları için büyük devletlere yol göster. İnsanların düşüncelerinin maddi olandan ruhsal yaşama, bencillikten sevgi hizmetine dönüşebilmesi için onların, vatandaşlarına din hürriyeti tanımalarını sağla. Amin.

Soru 22: Mesih’in kendisini denemek isteyenlere verdiği cevabında bir bilgelik görüyor musun?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on January 30, 2013, at 10:30 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)