Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":

Home -- Turkish -- Ephesians - 006 (Chosen in Christ)

This page in: -- Arabic -- English -- German -- Indonesian --TURKISH

Previous Lesson -- Next Lesson

EFESLİLER - Ruh'la Dolun
Mesihin İncilinde Pavlusun Efeslilere Mektubu

Bölüm 1 - Elçinin mektubunun başında Efes ve civarındaki kiliseler için ettiği dualar (Efesliler 1:3-23)
A - Elçinin mektubunun başında Efes ve civarındaki kiliseler için ettiği dua (Efesliler 1:3-14)

Mesih’te seçilmemiz (Efesliler 1:4-6)


Efesliler 1:4-6
4 O kendi önünde sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih'te seçti. 5 Kendi isteği ve iyi amacı uyarınca İsa Mesih aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi. 6 Öyle ki, sevgili Oğlu'nda bize bağışladığı yüce lütfu övülsün.

Pavlus’un sözlerine göre, gökyüzünde Babamız’dan Oğlu aracılığıyla aldığımız ilk esenlik, seçilmemizdir. Bu noktada İsa haleflerini uyarmıştı: “Çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır.” (Matta 22:14) Burada bir soru akla geliyor: Sonsuza dek Tanrı’nın yanında kalabilmek için seçilmeyi kim hak ediyor? O’nun bize yönelttiği parlak ışığına kim dayanır? (Elçilerin İşleri 9:3-4a; Vahiy 1:17) “İyilik eden yok, bir kişi bile” (Mezmurlar 14:3b) “Tanrı’dan başka kimse iyi değildir.” (Matta 10:18) Aslında Tanrı tarafından çağrılmayı, hiç kimsenin hak etmediğini söyleyelim.

İsviçreli Profesör Karl Barth Efes mektubunun, İncil’in predestinasyonun kavranması konusunda bir devrim yarattığını savunmakta, çünkü hiç kimse gökyüzündeki Baba Tarafından doğrudan çağrılmamıştır. Çağrılmanın şartı Mesih İsa’ya olan inanç ve O’nunla kaynaşmaktır. Kuran’ın sevgiden yoksun, Allah istediği kişiyi baştan çıkartır, istediğini yönetir söylemi geçerliliğini yitirmiştir. (Bakara Suresi 2/26; Elam Suresi /39; Elrat Suresi 13/27; İbrahim Suresi 14/4) Bizim Tanrımız kalpsiz bir keyfi despot değil, bağışlayıcı ve iyiliksever bir Baba’dır. Pavlus O’nu sonsuz sevgisi, sabırlı bağışlayıcılığı ve Mesih aracılığıyla bizi çağırması nedeniyle över ve O’na şükran sunar.

Efesliler 1:4 te verilen ileti, aynı zamanda İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olarak seçilme onurunu taşıyan, bu özelliklere sahip tek kişi olduğunu da bildirir. O kutsal sevgisinin bedende yer bulmuş ruhudur. Babası ile beraber hatasız bir yaşam sürdü ve sözleri doğrultusunda dünya çapında işler yaptı. (Yuhanna 1:3; Koloseliler 1:16-18; I.Korintliler 8:6b; İbraniler 1:2) O tüm günahkârları kutsal Tanrı ile barıştırdı, onlara Baba’ya giden bir yol açtı. (Yuhanna 14:6 Romalılar 3:23-24; vd.) O’na gelip sözlerine iman edenler kötülüklerden arınacak ve İsa’nı ruhsal bedenine sunulacaktır. İsa’ya güvenenler O’nun yanında asmanın üzerindeki üzüm salkımları gibidirler. Bu beraberlik sonucu iman eden kişi, İsa’nın çağırılmasından par ve hak alacaktır. Baba’ya gitmek ne O’nun yanında kalabilmenin tek yolu sadece İsa’dan geçer.(Vahiy 7:9-10)

İnsan İsa’ya iman etmeye başladığında, O’nun çağırılmasına ortak olacaktır. Arayış içinde olan kişi gökyüzünde Babamız tarafından İsa’nın vaazları ve O’nun elçilerini sözleri aracığıyla çağrılır, ancak asla kendini inkâr etmeye ve Tanrı’nın Oğlu’nun peşinden gitmeye zorlanmaz. Ancak İsa’nın bu davetine kulak verenler, daha dünya kurulurken, yaratacağı insanların beklenen karşı durmalarına karşın, kendilerine kurtulma şansını vermeyi düşünen Babası’nın beğenisini kazanacaklar ve gerçekleri öğrenme fırsatını yakalayacaklardır. (I.Timoteos 2:4)

Babamız Tanrı’nın önünde hangimiz kutsal ve hatasız yaşıyor?

Ne yazık ki, çok az sayıda insan gökyüzünde Baba tarafından çağrılacaktır, çünkü çok kişi seçilmek için yüksek bedeller ödemeye razı değildir. Onlar bencillik ve hırs içinde ölmeye mahkûm edilmişler, Baba’nın ve Oğlu’nun sevgisini ancak teorik olarak alabileceklerdir. Bu insanlar yine de O’nun hak dağıtan lütfü ve Kutsal Ruh’un devreye girmesiyle Tanrı’nın olduğu gibi kutsallığa yönlendirileceklerdir.(Levililer 19:2) Baba’larının olduğu gibi merhametli olmaya çağrılacaklardır. (Luka 6:36) Ayrıca aynı gökyüzündeki Baba gibi yetkin olmaya davet edilmişlerdir. (Matta 5:48) Hiç kimse bunları kendiliğinden başaramaz. Bunun için her zaman bir kurtarıcı ve bir teselliciye gereksinimi vardır. Bu nedenle çağrılmamız kişiye dolaysız olarak yapılmaz, ancak Mesih’in varlığında yapılır. Sadece O’nun içinde olmakla saygınlık ve kutsal olarak değer kazanabiliriz.

Mucizeler yalnız O’nda
Kurtarılabiliriz ancak
O’nun kanında

(Philipp Friedrich Hiller’in bu konuya ilişkin bir şiiri)

Dr. Martin Luther “Doğru kişi imanla yaşar” tümcesini kavrayabilmek için tam 18 yıl İncil’i tahsil etti. (Romalılar 1:17) Pavlus Tanrı’yı, Hıristiyanların ruhsal açıdan umutsuz bir durumda oldukları için değil, Kutsal Üçleme’nin sevgisiyle eksiksiz ve şefkatle hazırlandıkları için övdü.

Mesih tarafından seçilmemizde asıl konu bizim durumumuz ve geleceğimiz olamaz, önemli olan Tanrı’nın mutluluğudur. O çağırdıklarının kendisiyle beraber sevgi ve gerçek içinde yaşamalarını arzu etmektedir. Peki, hangimiz sırf O’na olan sevgimizden, O istedi diye kutsal yaşamak için çaba gösteriyoruz? Varlığımızın merkezi biz ve düşüncelerimiz değil, bizi çağıran İsa Mesih’tir. Merkezinde bencilliğimizin bulunduğu çark artık yıkılmalıdır ki, sadece O’na ve Oğlu’na dua edilsin.

Tanrı’nın çocukları olmamız Önceden belirlendi

Eski Antlaşma’da anlatılanlar ve elçi meleklerin sözleri, Meryem’in Oğlu İsa’nın Tanrı’nın biricik gerçek Oğlu olduğuna işaret etmektedir. O’nun yaşamı, işleri ve kefaret ölümü Baba’nın onayıyla gerçekleşmiştir.

Çağrılmamız yalnız Mesih’te olacağından, bize oğulluktan pay verir. O’nun halefleri Tanrı’nın dua etmeye mecbur edilen, Müslümanların Allah’la olan ilişkilerinde olduğu gibi, korku içinde yaşayan köleler olmamalı, gökyüzündeki Baba’nın çocukları olarak algılanmalıdırlar. Bunun anlamı, yaşam süresi tamamlanmış yaratıkların, kökten bir değişim sonucu sonsuz yaşamı temsil eden Mesih’le birliktelikleri nedeniyle, kendilerine güvenilerek yaşam boyunca Mesih’e gerçekten iman edenleri, kendi çocukları olarak önceden belirlemiştir. Böyle bir karar her zaman hukuksal ağırlıklı bir kuram ve O’nun kurtarma planının hedefi olacaktır.

Umutsuzların sığınacak yer bulmaları İsa Mesih aracılığıyla olmuş ve olacaktır. İsa onlara Göklerdeki Babamız duasını ve göklerdeki Baba’ya güvenmeyi öğretti. Tanrı ailesinin ruhsal yaşamını düzenleyen ve binden fazla maddesi olan bir yasa müjdeledi. O çağrıların yerine ölüme gitti ve onlar hukuksal açıdan sonsuza dek çocukları olarak kalabilmeleri için Babası’nın adına evlat edindi. Bu bağlamda, Tanrı’nın bizden hoşnut olması ve çağırılmamız, duygusal amaçlar veya boş vaatler değil, hukuksal temellere dayanan istem bildirileridir. Mesih’in içinde ve O’nun aracılığıyla Tanrı’nın çocukları olarak önceden belirlenmemiz, bizim yalancıların babası şeytan karşısındaki hukuksal dayanağımızı oluşturur.

Göklerdeki Babamız bizi hukuksal açıdan çocukları olarak kabullenmesinin dışında Kutsal Ruhu göndererek bizi ruhsal olarak değiştirdi, yeni bir karakter verdi. Pavlus şöyle konuşmaktaydı: “Çünkü her kim Mesih’teyse yeni bir yaratıktır.” (II. Korintliler 5/17) Meryem’in Oğlu meclis üyesi Nikodimos’a şöyle seslenmişti: Sana doğrusunu söyleyeyim. İnsan yeniden doğmadıkça Tanrı’nın Hükümranlığını göremez…. Tanrı’nın Hükümranlığına giremez. (Yuhanna 3/3-5)

Elçi Pavlus, Tanrı’nın Baba’lığımızı üstlenmesinin, Mesih’in yetkinliğiyle biz iğrenç günahkârlar için hukuksal ve ruhsal bir armağana dönüştüğünü söyler

Yeniden doğan Hıristiyanların, Mesih içindeki yeni varlıkları içinde mutlu olduklarını söylemelerine rağmen, eski yaşamlarında sanki kirli hiçbir nokta bulunmadığını belirtmeleri utanç verici bir durumdur. Oysa gerçek, somut günahkârların Mesih içinde çağrılmaları sonucu Tanrı’nın gerçek çocukları olmaya hak kazanmalarıdır. Gençlik yıllarında, yalan, hırsızlık, dolandırıcılık ve diğer kötülükleri bedenlerinde taşımış olanlar, eski kuşaklardan gelen günahkâr genlerinin Mesih’in kanı ve adaleti ve de O’nun Kutsal Ruhu sayesinde temizlenmiş olmasının bilincini taşıyanlar, Baba’ya ve Oğlu’na dua ederler.

Pavlus, İsa Mesih’e iman etmiş, O’na sevgisini vermiş ve O’nu kurtarıcı olarak tanımışları hiçte hak etmedikleri halde, sonsuz büyüklükteki yüceliği içinde bağışladığı için göklerdeki Babamız’ı över.

Burada şu soru ortaya çıkıyor; Baba’yı ve Oğlu’nu gerçekte ne kadar seviyor ve ne kadar dua ediyoruz? Rab İsa Mesih, Petrus'a “Beni seviyor musun? Sorusunu üç kez yenilediğinde, öğrencilerin sözcüsü çok üzülmüştü, ancak sonradan anladı ki, Rab onun duygularını ve amaçlarını soruşturmuyor, vereceği göreve ve hatta inançları uğrunda ölüme ne kadar hazır olduğunu öğrenmek istiyordu. Dünyamızın son günlerinde ortaya çıkacak olan Mesih karşıtı bizi kendisi için hizmet etmeye zorladığında, ona nasıl bir yanıt vereceğiz?

Dua: Göklerdeki Babamız, bizi Sevgili Oğlun İsa Mesih’te çağırdığın ve O’nun aracılığıyla bizi evlat edindiğin ve yeniden doğumumuzu bağışladığın için Sana dua ediyoruz. Buna layık olmayan biz günahkârların Senin önünde çocukların gibi oturmamıza izin verdin. Biz kimiz ki, bizi bağışlıyorsun? Bize sunduğun Sevgin için sana teşekkür ediyor, arkadaşlarımızı ve akrabalarımızı da bağışlayıcı ve merhametli Oğlun aracılığıyla kurtarman için yalvarıyoruz. Âmin

Sorular:

  1. Çağrılmamızda yatan gizem nedir?
  2. Tanrı önünde kutsallıkla ve hatasız yaşamak ne anlama gelir?
  3. Göklerdeki Babamız bizi nasıl önceden çocukları olarak belirledi?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on February 03, 2018, at 05:03 PM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)