Waters of LifeBiblical Studies in Multiple Languages |
|
Home Bible Treasures Afrikaans |
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Bengali -- Burmese -- Cebuano -- Chinese -- Dioula? -- English -- Farsi? -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Kyrgyz -- Malayalam -- Peul -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Thai -- TURKISH -- Twi -- Urdu -- Uyghur? -- Uzbek -- Vietnamese -- Yiddish -- Yoruba
Previous Lesson -- Next Lesson YUHANNA - Işık Karanlıkta Parlıyor Bölüm 4 - IŞIK KARANLIĞI YENİYOR (Yuhanna 18:1 – 21:25)
A - İsa’nın Tutuklanmasından Defnine Kadar Meydana Gelen Olaylar (Yuhanna 18:1 - 19:42)
4. İsa’nın Çarmıha Gerilmesi ve Ölümü (Yuhanna 19:16b-42)
e) İsa’nın Böğrüne Mızrak Saplıyorlar (Yuhanna 19:31-37)YUHANNA 19:31-37 Yahudiler şeriatlarına yobazca sarıldılar, insanlıktan yoksundular. Musa’nın zamanında idam edilenlerin gece olmadan kaldırılmaları şarttı. Yahudiler bu buyruğu, çarmıha gerilen üç mahkum hakkında da uyguladılar; çünkü büyük bayramın sevincini yaşarken, böylesine çirkin bir manzara görmek istemiyorlardı. Çarmıhtakilerin bacaklarını kırdırtarak bir an önce hayatlarına son vermesini istediler Pilatus’tan. Çarmıha gerilenler çoğu kez üç gün sonra ancak son nefeslerini veriyorlardı. Zira el ve ayakların damarların arasından çivilenmesi, fazla kan kaybına engel oluyordu. Askerler bu iğrenç işe koyuldular. İlk iki mahkumun ayaklarını, onların canhıraş çığlıklarına aldırış etmeksizin vahşi darbelerle kırdılar. İsa’nın yanına geldìklerinde, O’nun ölmüş olduğunu gördüler. Bedeni, çarmıha gerilmeden önce hunharca kırbaçlanmış, direnme gücünü yitirmişti; O’nun kutsal canı, günahlarımızın ve Tanrı’nın yargı öfkesi altında yanmış, ezilmişti. İsa bizi gerçek anlamda ve sonsuza dek Tanrı’yla barıştırarak kendi istemiyle öldü. Askerler, bu türden dinsel düşünceleri tasarlayabilmekten bile uzaktılar. Sadece çarmıha Gerilen’in ölüp ölmediğini anlamak istediler. Onlardan biri kargısını İsa’nın böğrüne sapladı. Kan ve su aktı. Bu, O’nun cuma günü saat altıda son nefesini verdiğinin kanıtıydı. Bu olay imanlılara, üç açıdan Tanrı’nın zaferini duyuruyor: 1- Şeytani ruhların yönetiminde Yahudiler, çarmıha Gerilen’in kesinlikle tanrısal kurban olmadığı anlaşılsın diye, Mesih’in kemiklerini de kırdırmak istediler. Çünkü Fısıh yasasına göre, kuzu ateşe konulduğunda, onun tek bir kemiği bile kırılamazdı (Çıkış 12:46). Oysa Tanrı, Oğlunu ölüm anında da korudu, kimse O’nun, Tanrı Kuzusu kimliğine leke süremedi. 2- İlk imanlılar topluluğu, Zekarya kitabında (12:10, 11:13), askerin, İsa’nın böğrüne kargısını saplayacağına ilişkin şaşırtıcı bir peygamberlik buldu. Orada peygamber, Antlaşma halkının, sadık çobanlarına otuz gümüşten fazla değer biçmeyeceklerini; bu hakarete karşın Tanrı’nın, lütuf ve dua ruhunu Davut evine ve Kudüs halkına dökeceğini, o zaman gerek çarmıha Gerilen’i, gerekse O’nun Babası’nı tanıyacaklarını bildiriyor. Bu aydınlanma olmadan onlar, ne Tanrı’yı, ne de O’nun kurtarışını anlayabileceklerdi. Çarmıha Gerilen, Tanrı’nın Ruhu’na sahip olabilmek için biricik yoldur. Nitekim, “Bedenini deştikleri adama bakacaklar” diye yazılıdır. 3- Tanrısal zaferin üçüncü belirtisi ise, çarmıhın altında, meydana gelen olayların ve söylenen sözlerin sadık bir görgü şahidi olarak kalan “öğrenci”dir. O, askerler üzerine geldiğinde kaçmadığı gibi, Rabb’ini ölüm anında da terketmedi. İsa’nın böğründeki kargı yarasını gördü; imanla Kutsal Üçlük’te sonsuz yaşama kavuşalım diye, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un sevgisine tanıklık etti. DUA: Rab İsa Mesih! Sen günahlarımızın, şeytanın ve yargının galibi, Kutsal Ruh’un birliğinde Baba’yla yaşayan ve hükmeden ebedi Rab’sin. SORU:
|