Waters of LifeBiblical Studies in Multiple Languages |
|
Home Bible Treasures Afrikaans |
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Bengali -- Burmese -- Cebuano -- Chinese -- Dioula? -- English -- Farsi? -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Kyrgyz -- Malayalam -- Peul -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Thai -- TURKISH -- Twi -- Urdu -- Uyghur? -- Uzbek -- Vietnamese -- Yiddish -- Yoruba
Previous Lesson -- Next Lesson YUHANNA - Işık Karanlıkta Parlıyor Bölüm 3 - IŞIK ÖĞRENCİLERİN HALKASINDA PARLIYOR (Yuhanna 11:55 - 17:26)
A - Acılar Cuması’na Girerken (Yuhanna 11:55 - 12:50)
1. İsa’nın Beytanya’da Meshedilmesi (Yuhanna 11:55 – 12:8)YUHANNA 11:55-57 Fısıh Eski Antlaşma’nın en büyük bayramıdır. Yahudiler bu bayramda, Allah’ın gazabının kendilerine dokunmadan üstlerinden nasıl geçtiğini anar, şükrederler. Çünkü kendileri için belirlenmiş olan tanrısal kuzunun koruması altında yaşamışlar; imanları sayesinde gazaptan kurtulmuşlardı. İşte Yahudiler bu vesileyle Allah’a hamdetmek için her yıl Kudüs’e gelir, binlerce kuzuyu kurban ederlerdi. Tövbe edip arınmak ve Tanrı kuzusuyla buluşmaya hazırlanmak amacıyla birçok Yahudi Kudüs’e bayramdan önce gelirdi. Bir ölüye dokunan kişi, Allah’ın tapınağına tekrar girebilmek için yedi gün boyunca bir dizi temizlik kuralı uygulamak zorundaydı (Sayılar 19:11). Bu kez hacılar hararetli bir şekilde herkese İsa’yı soruyorlardı. Acaba gelecek miydi? Yahudi Yüksek Kurulu’nun kendisi hakkında vermiş olduğu ölüm hükmünü bildiği halde casusların kendisini köşe bucak aradıkları Kudüs’e girecek miydi? Ölüm tuzağı, yutmak için İsa’yı bekliyordu. YUHANNA 12:1-3 İsa, düşmanlarının hilesinden korkmadı, Göksel Babası’nın istemiyle uyum içinde Kudüs’e doğru yoluna devam etti. Gizlenmek yerine, bayrama daha bir hafta kala kente döndü, başkente üç kilometre mesafedeki Beytanya’ya girdi. Orada, bir süre önce ölümün üstesinden gelerek eşsiz gücünü gösterdiği ve bu yolla Babası’nı yücelttiği eve gitti. İsa tarafından yaşama dönderildikten sonra Lazar herkes gibi yiyip içip olağan yaşantısına devam etmişti. Onu yolda yürürken görenler dehşete kapılıyorlardı. Marta, Meryem ve Lazar Mesih’te Allah’ın yüceliğini görmüşler, Yahudi Kurulu’nun tüm tehditlerine karşın bunu itiraf etmişlerdi. İsa ve arkadaşlarını evlerinde ağırlayarak onlara akşam yemeği verdiler. İsa’nın sevgili dostu Lazar sofrada, kendisini dirilten Rabb’inin koluna yaslandı. Bu manzara bizlere, Allah’ın bundan böyle bizden uzak olmayacağı, O’nun yüceliğinde kardeşçe aynı sofraya oturacağımız cenneti çağrıştırmıyor mu? Ev işlerinde hamaratlı olan Marta, evde ne kadar değerli eşyası varsa çıkarıp ortaya koydu. İsa’nın, ölümü bile dize getiren gerçek Mesih olduğunu kavramıştı. Daha çok ruhsal konulara eğilimli olan Meryem de İsa’ya kendisine göre hizmette bulundu. Bir testi içinde, yaklaşık bir yıllık işçi ücreti değerinde hoş kokulu bir yağ getirdi. Sahip olduğu en değerli şeyi İsa’ya sunmak istiyordu. Ne var ki, O’nun başını meshetmeye layık görmedi kendisini. Yaşamı boyunca arttırdığı parayla sahip olduğu değerli yağı, yere kapanarak O’nun ayaklarına sürdü. Sevgi ucuz değildir; almaz, verir, fedakârlıkta sınır tanımaz. Meryem, Rabb’in ayaklarını, meshettikten sonra, saçlarıyla sildi. Meryem’in Kurtarıcı’ya duyduğu kutsal sevgisi böylece tüm evi, dirilten fedakârlığın güzel kokusuyla doldurdu. YUHANNA 12:4-6 Yahuda malı İsa’dan daha çok sevdi. Aklı fikri maddiyatta, imanıysa çok zayıftı. Ne ruhsal bereketi fark etti, ne de Meryem’in Mesih’e sunduğu yürekten ibadeti anlayabildi. Meryem’in sarfettiği yağın fiyatıyla meşguldü zihni. Varlığı seven, şeytanlaşır. İlginçtir, Yahuda İsa’ya duyduğu kini, dindarlık maskesiyle örtmeyi de ihmal etmedi. Sanki tek amacı, hayır işlemek, yoksullara yardım etmekti. Oysa yoksullar onun umurunda bile değildi. Parayı sadece kendisi için aşırmak istiyordu. Arada sırada yaptığı iyi işler, düzenli hırsızlıklarını örtmek içindi. Hırsızlığı sadece kendisine emanet edilen para kutusunda değil, tüm düşüncesinde ve benliğinde de gösterdi kendini. İsa tüm bunlara karşın Yahuda’nın hıyanetini açıklamadı, ona sonuna kadar katlandı. Yahuda, hırsız, sahtekâr ve yolsuz biriydi. Kendine ve varlığa adeta tapıyordu. Kardeşim, hem Allah’a, hem de mala tapamazsın. Birisini seçip diğerinden nefret etmek zorundasın. Kendi kendini aldatma. Hedefin Allah mı, yoksa servet mi? YUHANNA 12:7-8 İsa bizden ne savurganlık istiyor, ne de değerli kokuları birbirimizin ayaklarına dökmemizi. O’nun amacı, gözlerimizi çevremizdeki yoksullara açmak. İsa, yoksulların her zaman bulunacağını söylüyor. Hiç bir parti, ideoloji ya da din bu gerçeği değiştiremez. Bencilliğimiz büyük, sevgimiz zayıftır. Yeryüzünde gerçek anlamda ruhsal sosyalizm hiç bir yerde bulunmadığı gibi, insanlar asla aynı kabiliyet, servet ve onura da sahip olamayacaklardır. Doğuda batıda, nereye gidersek gidelim, hor görülenlere, itilip kakılan insanlara, yoksullara rastlayacağız. Sen ise, gerek köyünde gerekse yaşadığın kentte yoksulları ara, onlarla dost ol. Onlarda İsa’yı göreceksin. Mesih, insan yüreğinin taş gibi katı olduğunu gördü. Oysa O, onların uğrunda canını verecek kadar sevgi doluydu. Ama O aynı zamanda, ölümüne hazırlık niteliğinde kendisini meshetmesi için Kutsal Ruh’un Meryem’i yönelttiğine tanık oldu. Tanrısal sevginin kişiye yerleşmesiyle, Kutsal Ruh imanlıyı, olağanüstü hizmet ve eylemlerde bulunmaya sevkeder. Meryem böylece ulu misafiri onurlandırdı. Kutsal Ruh Meryem’e, İsa’yı defnine hazırlık olarak meshetmesini telkin etmişti. Bu mesh, dünyada gerçekleşen en büyük “reform” olan, günahlı yeryüzünün Kutsal Allah’la barıştırılmasının başlangıcıydı. DUA: Rab İsa, seni seviyoruz, çünkü Lazar’ı dirilttin, karanlık mezardan korkmadın. Tüm benliğimizle sana hizmet edebilmek için malımızı ve yüreklerimizi sana hediye etmesini öğret bizlere. Sevginin bizlere dolup bizi fedakâr bir yaşama sevketmesi için yüreklerimizi cimrilikten, ikiyüzlülükten, hırsızlık ve hasetten kurtar. SORU:
|