Waters of LifeBiblical Studies in Multiple Languages |
|
Home Bible Treasures Afrikaans |
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Bengali -- Burmese -- Cebuano -- Chinese -- Dioula? -- English -- Farsi? -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Kyrgyz -- Malayalam -- Peul -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Thai -- TURKISH -- Twi -- Urdu -- Uyghur? -- Uzbek -- Vietnamese -- Yiddish -- Yoruba
Previous Lesson -- Next Lesson YUHANNA - Işık Karanlıkta Parlıyor Bölüm 2 - IŞIK KARANLIKTA PARLIYOR (Yuhanna 5:1 - 11:54)
C - İSA’NIN KUDÜS’Ü SON ZİYARETİ (Yuhanna 7:1 - 11:54) KARANLIK IŞIKTAN AYRILIYOR
2. Doğuştan Kör Olan Adamın İyileştirilmesi (Yuhanna 9:1-41)
a) Sept Günü Yapılan Şifa Mucizesi (Yuhanna 9:1-12)YUHANNA 9:1-5 İsa kendisini taşlamaya azmeden düşmanlarının yanından kaçıp gitmedi. O tehlikeli anda bile kalabalıktaki kardeşi insanın sıkıntısını gördü. Mesih, kutsayan, affeden, kurtaran sevgidir. Doğuştan kör olan adamı O’nun öğrencileri de görmüştü; ama ona acımak yerine, buna hangi günahının yol açmış olabileceğini kendilerine sormuşlardı. İnsanlar öteden beri her hastalığın ardında bir günahın yattığına inanırlar. İsa hastalığın sebebini açıklamadı; bu zavallının büyük sıkıntısı Allah’ın olağanüstü bir eylemi için fırsattı. Rab, öğrencilerinin bu çaresizi daha fazla suçlamalarına, körlüğünün nedenleri hakkında çene çalmalarına izin vermedi. Onları ileriye bakmaya, Allah’ın isteminin ne olduğunu görmeye yöneltti: şifa ve kurtarış. İsa bir keresinde, “Çalışmam gerekiyor” demişti. O’nu hizmete iten, sevgisiydi. Amacı, yargılamak, yok etmek değildi. O işlerinden söz ederken, “Ben kendi işlerimi değil, Babamın işlerini yapıyorum” diyerek, Babasıyla eşsiz bir uyum içinde çalıştığını da vurguladı. İsa, vaktin daraldığını, ölüm anının yaklaştığını sezdi. Ama O, buna karşın, hastayı iyileştirdi. O, her an dünyanın ışığıydı ve kendi yaşamının ışığıyla bu âmâyı aydınlatmak istiyordu. Birazdan, hiç kimsenin iş göremeyeceği karanlık gecenin geleceğini biliyordu. O halde henüz vakit gündüzken, bizler de kalkıp O’nun adını müjdeleyelim, O’nun gerçek güneş olduğunu duyuralım. Kötü dünyamız için Mesih’in ikinci gelişinden başka ümit yoktur. Kim O’nun yolunu hazırlayacak? YUHANNA 9:6-7 İsa önceki mucizelerini sözü aracılığıyla gerçekleştirmişti. Körün karşısında ise, yere tükürdü, çamur yaptı ve çamuru adamın gözlerine sürdü. İsa’nın bunu neden yaptığını bilmiyoruz. İsa, adamın yüreğindeki sıkıntısını derinden hissetti, onunla paylaştı. İşin garibi, körün gözleri birden açılmadı. Şiloha çayında yıkanmak için, vadiye inen uzun yolu katetmesi gerekiyordu. Bu çayın “gönderilen” anlamına gelen adı Şiloha, sanki, kötü yaşamlarını, günahlarla doğmuş olduklarını kendilerine bildirmesi için İsa’nın bu adamı halkına göndermek istediğini simgeliyordu. Kör, imanla İsa’nın vaadini kabul etti, O’nun sevgisine güvendi, içinde binbir düşünceyle yola koyuldu. İsa’nın buyruğu gereğince çaya gidip yüzünü yıkadı. İşte o an, “imkânsız” gerçekleşti, âmânın gözleri açıldı, ömründe ilk kez, suyu, ışığı, insanları, gökyüzünü, ellerini gördü. O an belki kendinden geçercesine Allah’ın merhametine hamd ve şükürle haykırdı. YUHANNA 9:8-12 Gerçekleşen mucize gizli kalmadı. Komşuları iyice şaşırmış, kimileri, şimdi önlerinde duran, konuşan adamın, vaktiyle eşinin dostunun yardımıyla yürüyebilen âmâ olduğundan kuşkulanmışlardı. O ise, daha önce doğuştan kör olduğuna, şimdi ise iyileştiğine tanıklık etti. Böyle bir şeyin mümkün olabileceği insanların kafasına bir türlü girmedi. Şifanın nasıl gerçekleştiğini inceden inceye bilmek için adamı sorguya çekmeye başladılar. Ona önce kendisini kimin iyileştirdiğini sormak yerine, gözlerinin nasıl açıldığını bilmek istediler. Adam, Kurtarıcı’dan söz ederken, “İsa adında bir insan” dedi. Bundan fazlasını bilmiyordu. O’nun Tanrı oluşundan habersizdi. Bütün bildiği, bu İsa adındaki insanın yere tükürüp çamur yaptığı, sonra bu çamuru gözlerine sürdüğüydü. Daha sonra kendisine dediği gibi çaya gidip yüzünü yıkamış, gözleri bir anda açılmıştı. İşte o an Yüksek Meclis’in casusları ona ısrarla sordular: “Kim bu İsa?” Genç adam, “Bilmiyorum” dedi. “Ben kör, hasta ve çaresizdim. Yanıma geldi, benden ne para istedi, ne bir teşekkür bekledi. Sonra O’nun bana buyurduğu üzere, çaya gidip yıkandım. Şimdi görüyorum. Ne O’nun kim olduğunu, ne de nerede yaşadığını biliyorum.” DUA: Rab İsa, kör adamın yanından ilgisizce geçmeyip onun gözlerini açtığın için sana şükrederim. Evet, Rab, sen onu günahlar içinde doğanların simgesi kıldın. Işığını görebilip kutsal adını sevinçle müjdeleyebilmemiz için bizlerin gözlerini de aç. SORU:
|