Home
Links
Bible Versions
Contact
About us
Impressum
Site Map


WoL AUDIO
WoL CHILDREN


Bible Treasures
Doctrines of Bible
Key Bible Verses


Afrikaans
አማርኛ
عربي
Azərbaycanca
Bahasa Indones.
Basa Jawa
Basa Sunda
Baoulé
বাংলা
Български
Cebuano
Dagbani
Dan
Dioula
Deutsch
Ελληνικά
English
Ewe
Español
فارسی
Français
Gjuha shqipe
հայերեն
한국어
Hausa/هَوُسَا
עברית
हिन्दी
Igbo
ქართული
Kirundi
Kiswahili
Кыргызча
Lingála
മലയാളം
Mëranaw
မြန်မာဘာသာ
नेपाली
日本語
O‘zbek
Peul
Polski
Português
Русский
Srpski/Српски
Soomaaliga
தமிழ்
తెలుగు
ไทย
Tiếng Việt
Türkçe
Twi
Українська
اردو
Uyghur/ئۇيغۇرچه
Wolof
ייִדיש
Yorùbá
中文


ગુજરાતી
Latina
Magyar
Norsk

Home -- Turkish -- Mark - 090 (Jesus’ Struggle in His Prayer)
This page in: -- Arabic -- English -- Indonesian -- Tamil -- TURKISH

Previous Lesson -- Next Lesson

MARKOS - İsa Kimdir?
Mesihin İncilinin Markos Göre Yorumu
BÖLÜM 8 - MESİH’İN ACILARI VE ÖLÜMÜ (Markos 14:1 - 15:47)

7. MESİH’İN DUADA VERDİĞİ SAVAŞIM (Markos 14:39-42)


Markos 14:39-42
39 Yine uzaklaştı, aynı sözleri tekrarlayarak dua etti. 40 Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. İsa'ya ne diyeceklerini bilemiyorlardı.
41 İsa üçüncü kez yanlarına döndü, "Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?" dedi. "Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor. 42 Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!"

Koyu karanlık biricik Doğru kişi olan Rab İsa ve dünyanın üzerine çöktü. Tanrısal öfke, günahlarımızı yükleneni sardı, kötülüğün orduları izleyicilerin canlarını gafil avladı. İsa şehir dışındaki Getsemani bahçesine gitti.

İsa birden titreyerek silkindi. Canı ölüm kertesinde (derecesinde) kederlendi. Bu korku ve kederin anlamını yalnızca Rabbi sevenler anlayabilir.

Allah’ın Oğlu ölümden korkmuyordu, ne de şeytandan. Daha önce bu karanlık güçlerle boğuşmuş, galip gelmişti.

Ama kendisini alçaltıp dünyanın günahını kendi sırtına alınca Kutsal Babası yüzünü kendisinden çevirmiş, O’nu tüm ulusların yerine bir günah keçisine dönüştürmüştü.

Dünyanın hakkettiği yargı kendi üzerine dökülüp kendisini bir anda Baba’dan ayrı bulunca, İsa Allah’ın günahlara kısas olarak hazırladığı acı öfkesini insanlık bedeninde hissetti.

Oğul bu korkunç andan kendisini çekip kurtarması için Babasına yardım dileğinde bulundu... belki evrenin kurtuluşu için bir başka çare vardı. Titremeler içinde tapınarak kendisiyle savaştı. Babasına karşılık almaksızın yalvardı. Buna karşın bir an kendisini ön plana çıkarmadı... “Baba, gene de senin istemin gerçekleşsin." Tanrısal öfkenin kâsesini içmeye hazırdı. Rab’bin verdiği bu korkunç mücadele gösteriyor ki dünyanın kurtuluşu için çarmıhtan başka yol yoktu.

Kendisini destekleyip cesaretlendirmeleri için İsa öğrencilerinin yanına geldi. Biraz önce neye mal olursa olsun Mesih’i savunacağını ısrarla söyleyen Petrus karanlığa dayanamamış uykuya dalmıştı. Kendi gücüyle iblislerin üstesinden gelebilecek, bir insan dahi bulunamaz. İmanlıları yalnızca Allah’ın Ruhu koruyup zafere götürebilir.

Gücüne, iradesine bel bağlayan kişi zamanı geldiğinde karanlığın çağrılarına artık dayanamayacak, uykuya dalacaktır. Kendi deneyimleri ışığında İsa bizi Kutsal Ruh’un gücünde uyanık kalmaya, sürekli dua edip Kutsal Kitab’ı düşünerek okumaya teşvik etti. Zira Kutsal Kitab’ı çalışarak güçlü, kötü ruhları ayırt eden bir zihne sahip oluruz. Ancak bu yolla hilekar İblisin kurduğu tuzaklara düşmeyiz.

Sürekli Kutsal Kitab’ı okumayan, duayı terk eden kişi çok geçmeden kendisini denemede bulur. Gerçi insan iradesi Allah’a hizmete hazırdır, ama beden zayıftır. Hepimiz Allah’ın gücüne muhtacız. O’nun Ruhu ruhumuza kuvvet verir. Bu gerçeği aklından çıkarma: İman, Allah’a giden yol, ruhlarla boğuşmakla kat edilir. Bedeninin yasak arzularına, ruhunun anlamsız telkinlerine ancak Allah’ın Ruhu gem vurabilir.

Mesih’in uyarılarına karşın öğrenciler ayakta kalamayıp uyuyuverdiler. Kimsenin nefsine hakim olamadığı bu mücadele anı aracılığıyla bir kez daha görüyoruz ki, İsa’dan başkası dünyayı Allah’la barıştıramaz, şeytanı dize getiremez. O’nun geceye, yorgunluğa aldırmayan kişiliği ne büyük tesellidir bizim için! O şimdi de, gökyüzünde gece gündüz biz zayıflar için şefaatte bulunuyor. O’nun gücünde, zayıflığımızdan utanmıyoruz.

Ne büyük kayıp! İsa’nın defalarca bildirdiği o can alıcı an için bile insanlar uyanık kalamadılar. Yer ve gök bu saatin özlemini çekmişlerdi. Anlaşılan İsa’nın tüm öğretişleri izleyicilerine yapmaları gerekeni henüz anlatamamıştı.

Hain ve rehberlik ettiği çapulcu takımı iyice yaklaşmıştı. O an ne yapmalıydı? Güçlü Mesih Baba’sının istemine uydu, günahlıların kendisini yaka paça sürüklemelerine izin verdi. Yaradan canının günahlı yaratılmışların eline bırakıyordu.

Kaçabilmelerini sağlamak için Rab tutuklanışından hemen önce uyumakta olan öğrencilerini kaldırdı. “İşte hainim geliyor. Sadakatime ihanetle karşılıkta bulunan, kurtulmalığıma kinle cevap veren, dualarımı reddeden yakınımızda!"

Sen, kardeşim, uyuyor musun, yoksa dua ederek İsa’nın sözlerini okuyor musun?

Dua: Rab İsa Mesih, bizim yerimize acı çektiğin için sana şükrederiz. Ruhsal uyuşukluğumuzu, hayalciliğimizi bağışla. Üstümüze üstümüze gelen denemelere direnebilmemiz için güç ver bize. Buyruklarını yerine getirip istemini gerçekleştirebilmemiz için Kutsal Ruhunla donat bizi. Uyanık kalıp bizim için şefaatte bulunan sen Rabb’imizi yüceltiriz. Tanrısal öfkeyi bizim yerimize içtin. Amin.

Soru 7: İsa neden kederlendi?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on January 30, 2013, at 10:43 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)