Mobile device - Print - Bottom

Previous Lesson -- Next Lesson

11. “DİN BİLGİNLERİNDEN” SAKINDIRIYOR DUL KADINI ÖVÜYOR (Markos 12:38-44)

---

Markos 12:38-44
38 İsa öğretirken şöyle dedi: "Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selamlanmaktan, 39 havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının. 40 Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır."
41 İsa tapınakta bağış toplanan yerin karşısında oturmuş, kutulara para atan halkı seyrediyordu. Birçok zengin kişi kutuya bol para attı. 42 Yoksul bir dul kadın da geldi, birkaç kuruş değerinde iki bakır para attı.
43 İsa öğrencilerini yanına çağırarak, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı. 44 Çünkü ötekilerin hepsi, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna karşın, varını yoğunu, geçinmek için elinde ne varsa, tümünü verdi."

“Aydınların” çoğu kendilerini beğenir, mütevazi görünerek övünür, kendilerini gösterebilecekleri toplantılara davet edilmelerini dört gözle beklerler. Çağrıldıkları toplantılaraysa, en alımlı giysileriyle katılır, herkesin selam vermek için kendilerine atılmasını beklerler. Salonlarda en güzel yerler onlara verilir. Konuştuklarında söz ağızlarından dirhemle çıkar, çevrelerindekilerin yüzeysel sözlerine başlarını sallayarak hafif bir gülümsemeyle karşılıkta bulunurlar. Oysa gizlide amaçları, sade insanların, fakir-fukaranın, dulun-yetimin parasına konmaktır. İsa bizi böylesi ikiyüzlülük, azamet, yapmacık vekar gibi gülünçlüklerden sakındırıyor. Nitekim Pavlus’ta başkalarının bağışıyla değil, el emeğimizle yaşamamızı istiyor. Allah’a karşı tövbekâr, O’nun nimetine şükreden sıradan bir insan gibi yaşamak amacın olsun.

İsa, Allah’ın tapınağında para sandığına bağışta bulunmak için uzanan elleri gözlüyordu. Zenginlerin sunduğu büyük bağışlara aldırış etmedi, kasalarından taşanı veriyorlardı. Akılları sıra servetleriyle Allah’ın kayrasını satın alacaklardı.

Muhtaç, yoksul bir kadın geldi o sırada. Belki de çocuklarının geçimini sağlayan tek kişiydi. Sandığa az bir para bıraktı. Sunmuş olduğu miktar azlığına karşın bir günlük gelirine eşitti. O kadarını toplamak için belki de onun bunun evinde bütün gün çalışmıştı. Ama o yüreğinde bu sunusuyla Allah’ı onurlandırmak arzusu duydu. İsa bunun en büyük sunu olduğunu söyledi. Ya sen Allah için nasıl fedakârlıkta bulunuyorsun? Allah’ı gerçekten seviyor musun. Servetini O’nun uğrunda harcamakla kendisiyle olan bağını ispat edebilirsin.

Azlığına rağmen İsa bu fakir ve dul kadının bağışını övdü. İman ve Allah korkusuna dayanan her bağışı Rab kutsar ve ondan hoşnut olur.

Allah’ın Egemenliğinin sırlarından birisi de yetim evleri, hastaneler ve Tanrı Sözünü yayma merkezlerinin sağladığı hizmetlerin bu mütevazi, ama devamlı bağışlara dayanmasıdır. Yoğun bereketler doğuran böylesi bağışlar Allah’ı sevindirir, zira sununun doğurduğu bereket onun kıymetinden kat kat daha üstündür. Biz de sana, malının bir bölümünü gücün nispetinde sürekli Allah’ın istemi doğrultusunda harcamanı salık veririz. Rab’den sana muhtaç birini ya da bağışta bulunabileceğin ruhsal bir hizmet kuruluşu göstermesini dile. Bağışlarının varması gereken hedef için de dua et, çünkü bu Allah’a yapmakta olduğun ibadetin bir parçasıdır.

Dua: Göksel Baba, cimriliğimizi, açgözlülüğümüzü, başkalarının sıkıntılarına aldırmayışımızı bağışla. Taşlaşmış yüreklerimizi değiştir; kurtarışına şükür ifadesi olarak malımızı ve canımızı uğrunda bağışlayabilmemiz için içimizde fedakârlık, özveri ruhu canlandır. Yardıma gerçekten muhtaç insanları bize göster, Egemenliğinle uyum içinde olan müjdeyi yayma ve diğer hayır faaliyetlerine bizleri de ortak et. Bizlere sürekli lütufta bulunan sen Babamızın adının kutsanması için kiliselerimizde alma değil, sunma ruhu doldur. Amin.

Soru 26: İnsanların sunularını Mesih nasıl değerlendiriyor?

Ezberle: “Çünkü diğerlerinin hepsi zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna rağmen, varını, yoğunu, geçinmek için elinde bulunanın tümünü verdi.” (Markos 12:44)

Mobile device - Print - Top