Home
Links
Bible Versions
Contact
About us
Impressum
Site Map


WoL AUDIO
WoL CHILDREN


Bible Treasures
Doctrines of Bible
Key Bible Verses


Afrikaans
አማርኛ
عربي
Azərbaycanca
Bahasa Indones.
Basa Jawa
Basa Sunda
Baoulé
বাংলা
Български
Cebuano
Dagbani
Dan
Dioula
Deutsch
Ελληνικά
English
Ewe
Español
فارسی
Français
Gjuha shqipe
հայերեն
한국어
Hausa/هَوُسَا
עברית
हिन्दी
Igbo
ქართული
Kirundi
Kiswahili
Кыргызча
Lingála
മലയാളം
Mëranaw
မြန်မာဘာသာ
नेपाली
日本語
O‘zbek
Peul
Polski
Português
Русский
Srpski/Српски
Soomaaliga
தமிழ்
తెలుగు
ไทย
Tiếng Việt
Türkçe
Twi
Українська
اردو
Uyghur/ئۇيغۇرچه
Wolof
ייִדיש
Yorùbá
中文


ગુજરાતી
Latina
Magyar
Norsk

Home -- Turkish -- Ephesians - 013 (How to recognize the Father)

This page in: -- Arabic -- English -- German -- Indonesian --TURKISH

Previous Lesson -- Next Lesson

EFESLİLER - Ruh'la Dolun
Mesihin İncilinde Pavlusun Efeslilere Mektubu

Bölüm 1 - Elçinin mektubunun başında Efes ve civarındaki kiliseler için ettiği dualar (Efesliler 1:3-23)
B - Elçi Pavlus’un Efes’teki kutsallar adına teşekkür ve dua etmesi (Efesliler 1:15-23)

Yüceliğin Babasını nasıl tanırız? (Efesliler 1:17)


Efesliler 1:17
17 Rabbimiz İsa Mesih'in Tanrısı, yüce Baba, kendisini tanımanız için size bilgelik ve vahiy ruhunu versin diye dua ediyorum.

Ruhsal endişeler içindeki Pavlus Şükran duasından sonra, yüreğinde taşıdığı acil dileklerini açıkladı. Efes’te beraber çalıştığı arkadaşlarının Kutsal Ruh konusunda canla başla çalışsalar da, Üç cevherli Tanrı’nın varlığını algılamada sorun yaşadıklarını fark etmişti. Bu nedenle “Yüceliğin Babası’ndan” O’nu ruhsal açıdan algılayabilmeleri için Bilgelik ve Müjde’in Ruhu’nu göndermesini talep etti.

Burada bir kez daha vurgulayalım ki, Tanrı’yı algılamak yalnız bilgi ve tahsille ilgili olmayıp, Ruh’un bağışlaması sonucu ortaya çıkan bir olgudur. Bugün yaşadığımız Avrupa’da, sahip olduğumuz akademik inanç kıvılcımlarıyla tövbe etmeyi öğrenmeli ve Tanrı’nın gerçek algılanmasının genellikle gökten yollanmış dolaysız bir mesaj olduğunu artık iyice kavramalıyız. Bu bilgelik herhangi bir felsefi sıfat veya paye ile bağlantılı değildir, çünkü o Tanrı’nın Ruhu sayesinde birçok dehadan daha akıllı kılınan basit insanlara verdiği bir Tanrı armağandır. Ayetullah Humeyni şöyle demişti: “ Haksızlık yapmak haksız şekilde acı çekmekten daha iyidir.” Oysa Mesih hizmetkârı basit bir kadın: Haksız şekilde acı çekmek haksızlık yapmaktan daha iyidir” diyerek, bunun tam tersini savunmuştur. Bu basit karşılaştırma, Hıristiyanlıkla Müslümanlık arasındaki farkı çok açık biçimde ortaya koymaktadır. Pavlus, İsa Mesih’in Babası’ndan Efes’teki kutsallar adına tanrısal bilgeliği algılayabilmeleri, Tanrı’nın kim olduğunu O’nun vermiş olduğu iletiler çerçevesinde kiliselerinde açıklayabilmeleri için somut mesajlar dilemiştir.

Pavlus mektubunda “Rab İsa Mesih’in Tanrısı, Yüceliğin Babası“ adına dua eder. Her iki tanımlama da, Yahudi-Hıristiyanların Tanrı ve Rab İsa Mesih’i daha iyi anlayabilmeleri için kullanılmış olsa gerekir. Meryem’in Oğlu kısa aralarla Tanrı’ya yakararak, kendisinin üslendiği görevler ve gerçekleştirdiği mucizeler hakkındaki ayrıntıları konuşur. Öğrencilerine şöyle seslenir: “ Benim yiyeceğim, beni gönderenin istediğini yapmak ve işini tamamlamaktır.” (Yuhanna 4:24) Filipus’a şöyle konuşur: “Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum. Bende yaşayan Baba kendi işlerini yapmaktadır.” (Yuhanna 14:10) Yüksek Kâhinlik konuşmasında şöyle der: “ Sonsuz yaşam seni, tek gerçek Tanrı’yı ve göndermiş olduğun İsa Mesih’i bilmeleridir.” (Yuhanna 17:3) Tanrı’nın kendisi içinde insan biçimine büründüğü İsa, (Yuhanna 1:1-18; 6:46; 20:28; Romalılar 9:5) Babası’nın sözlerinde asla karşı gelmedi. Alçak gönüllüğünü her zaman korudu. (Matta 11:25-27; 24:3; Yuhanna 10:28-30, Elçilerin İşleri 1:7) “İnsan biçimine bürünerek kendini alçalttı. Ve itaat ederek ölüme dek, haç ölümüne dek yürüdü. Bu nedenle Tanrı civarındaki kiliselerin O’nu pek çok yüceltti. Ve O’na her addan üstün olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa adına gökteki, yerdeki ve yer altındaki her varlık diz çöksün. Ve her dil İsa Mesih Rab’dir diyerek Baba Tanrı’nın yüceliği için tanıklık etsin.” (Filipililer 2:8-11)

Pavlus hiç çekinmeden Tanrı’nın üçlü Birliğinle olan bağlantısından konuşuyordu. Şam’da İsa’yı tüm yüceliği içinde görmüştü. O zamandan beri Pavlus bu konuda tutarsız konuşmalarda bulunmuyordu. Tam tersine, gökyüzündeki Babası’na, gizli yüceliğini ve sevgisini Efes’teki kilise yöneticilerine göstermesi için yalvardı. Böylece onlar sadece dünyevi düzeyde yaşamak zorunda kalmayacak, göksel gerçekler aracılığıyla dünya görüşlerini genişletme imkânına kavuşacaklardı. Bu bağlamda Elçinin duası, onların diri Tanrı’yı tanıması dileği üzerinde yoğunlaşıyordu.

Bu rica harika, ancak aynı zamanda da çok tehlikelidir. Akdeniz civarındaki kiliselerin yeterli sayıda ve istenilen düzeyde Kutsal Metine kavuşması için 200 yıldan fazla bir zamanın geçmesi gerekecekti. Yeni Antlaşma’yı oluşturacak çok sayıdaki metnin ve Müjde yazılarının derlenmesi için gerekli böyle uzun bir dönemde, var olan yalnız gerçek Müjde’di.

Rab İsa, Pavlus’un bu ricasına Tanrı’ya özgü biçimde kulak verdi. Ona dört Müjde’i ve Elçilerin İşlerini derleyen ve Yunanca olarak yayınlayan, Yunanlı Doktor Luka’yı yoldaş olarak verdi. Bunların içinde İncil’in çok sevilen “Altın bölümü”, İsa’nın ağzından aktarılmış, Tanrı’nın, Baba’nın yüreğini gözlerimizin önüne seren, “Baba ve iki oğlu” yazgısı da bulunmaktadır. Luka olmasaydı, Noel öyküsünü, Kutsal Ruh’un dökülmesini ve kilise tarihini başka birçok olayını tanımamış olurduk. Sami ırkından olmayan Luka Pavlus’un Yunanlı yol arkadaşıdır. Pavlus’un göz hapsinde tutulduğu dönemde onun yazılarını derleyen Luka olmuştur.

Müjde yazarlarından biri de Elçi Yuhanna’dır. Yuhanna Pavlus’un öldürülmesinden sonraki dönemde Efes’te patriklik yapmış, yazılarını büyük olasılıkla, Helenizm’in merkezi olan bu kentte kaleme almıştır. Bu yazılar içinde Tanrı’nın kim olduğunu ve bunun kiliseler için ne anlama geldiğini bildiren, Pavlus’un duasının geliştirilmiş hali diye niteleyebileceğimiz, kendi yorumu da vardır.” Tanrı Ruh’tur ve O’na tapanların ruhta ve gerçekte tapınmaları gerekir. “ (Yuhanna 4:24)

“Tanrı ışıktır ve O’nda karanlık yoktur… O ışıkta olduğu gibi biz de zamanımızı ışıkta geçiriyorsak, karşılıklı ruhsal paydaşlığımız var demektir. Oğlu İsa’nın kanı bizi her günahtan arıtır.” (I.Yuhanna 1:5-7)

“Tanrı sevgidir. Sevgide kalan, Tanrı’da kalır. Tanrı da o kişide.”(I.Yuhanna 4:16)

Yuhanna vahiy kitabında, tahtında oturan Yüce’yi uzaktan gördüğünü, O’nu yeşime, lekesiz, kırmızı billura benzettiğini, tahtının çevresinde zümrüt gibi bir gökkuşağının olduğunu anlatır. Burada yeşim Tanrı’nın bedel ödemeye hazır sevgisini, billur masum yüceliğini ve zümrüt gökkuşağı da gücünü temsil etmektedir. (Vahiy 4:2-3) İsa göz hapsindeki Pavlus’un isteklerini, Yuhanna’nın vahisinin son bölümlerinde bir kez daha yerine getirmiştir. O göksel Yeruşalim Kentinde yeni kilisenin yazgısını fark etmiş, Kutsal Tanrı ve O’nun Kuzusu’nu bu altın kentin içinde, kendisini koruyan herhangi bir tapınak olmaksızın otururken görmüştür. Tanrı’nın kutsal parlaklığı, yanında bulunan kutsallara zarar vermemektedir, çünkü onlar Tanrı’nın sevgisi içinde yeni yaşamlarına kavuşmuşlardır. (Vahiy 21:22-23)

İsa yeni görev stratejisinin mesajını yaymak için ilk önce Petrus’u görevlendirmişti. Elçilerin sözcüsü göğün açıldığını, çarşafa benzeyen bir nesnenin içindeki her türlü sürüngen ve kuşlarla beraber yere doğru indiğini görmüştü. Bir ses ona şöyle buyurdu: “ Kalk Petrus, kes ve ye!” Ama Petrus, “Hayır ya Rab, çünkü ben hiçbir zaman sıradan ya da mundar bir şey yemedim.”diye yanıtladı. İşte bu sözler üzerine diri Rab ona bilinen şu açıklamasını yaptı: “Tanrı’nı temiz kıldığı şeyleri sen mundar sayma! ” (Elçilerin İşleri 10:9-23) Böylece saf olmayan uluslara misyonerlik başlamış oldu, çünkü Tanrı’nın Kuzu’su onların da tüm günahlarının bağışlanmasını öngörüyordu.

Petrus ilk mektubunda çığır açacak bir mesaj vermişti. Mesih’e inanan Helenleri Tanrı Halkı, O’nun çağırdıkları, kutsal kâhinler ve Rab’bin malları olarak niteledi. (Mısır’dan Çıkış 19:6; I.Petrus 2:9-10) O bu sözleriyle çağrılmış İsrail halkını, tüm uluslardan oluşan İsa Kilisesine katmaktaydı ki, bu da Yahudilerin gözünde bağışlanmaz bir günahtı.

Yeni Antlaşma’nın ve Kilise tarihini taşıyanların geçmişlerini araştıranlar, bu kişilerin Sami ırkından olmayanı, arı gibi çalışan bazı derleyiciler, ilahiyatçılar ve reformistlerden oluştuğunu, ama asla peygamber veya yeni iletileri dinleyenler olmadıklarını fark edecektir. İsa ve öğrencileri Tanrı’nın sesini aktaran eşsiz megafonlarıdırlar ve O kendisini ve mesajlarını onların aracılığı ile tanıtmıştır.

İslam dininin temelini de bazı açıklamalara dayanır. Allah Kuran’da kendisini “gururlu” olarak niteler. O katı yürekli ve soğuktur ve kendisine şartsız sualsiz itaat edilmesini ister. Ayrıca Allah kurnazdır, yalan ve sahtekârlığa ses çıkartmaz. Nedense Avrupa ve Amerika’daki hayalci Hümanistler buna inanmak istememektedirler. Her iletinin kökeninde Tanrı’nın olması gerekmez. Başka dünya görüşünü veya bilgeliği benimsemek isteyenler, Rab İsa’dan karşılaştırma Ruh’unu istemelidirler. Yalanın babasının yalanlarına kanmamak için böyle bir yola başvurmak gerekmektedir.

İsa Yeni Antlaşma’nın 200 ayetinde verdiği mesajlarla, bize Gökyüzündeki Tanrı’yı tanıtmak istemiştir. Bu mesajlar Yeni Antlaşma’nın çekirdeğini oluşturmaktadırlar. Kutsal Ruh Pavlus’a, Tanrı’nın kendisini Yüceliğin Babası olarak tanıttığı mesajları yayabilmesi için tüm kapıları açmıştır. Eski Antlaşma’nın Yücesi Yahova’dır. Onun yüceliği, burada verilen 347 adının, sıfatının ve özelliğinin toplamından oluşur. Bu nedenle Pavlus, Yüce’nin gerçekte sevgi, bilgelik ve açıklık dolu bir Baba olduğuna tanıklık etmiştir. O, İsa Mesih’in babası ve dolaylı olarak bizim de Babamız’dır. Yüce ile Baba arasında hiçbir fark yoktur, Baba adı daha çok Yüce’nin ruhsal özelliğini ortaya koymaktadır.

Dua: Göklerdeki Babamız, Mesih İsa’nın Ruhu’nu gerçeği arayanlara dolaysız mesajlarla bağışladığın, onlara Oğlu’nun aracılığıyla ve Yüceliğinin içinde Babalık yaptığın için sana dua ediyoruz. Gözlerimizi ve kulaklarımızı aç ki, seni tanıyalım, sözlerini işitelim, onları anlayalım ve severek itaat edelim. Âmin.

Sorular:

  1. Tanrı’yı nasıl fark ederiz?
  2. “Yüceliğin Babası” deyimi neyi ifade eder?''
  3. Niçin her ruhsal açılıma güvenmememiz gerekir?

Tanrı’yı Yüce Babamızı tanımamız, O’nu varlığımızın bir ölçüsü olarak algılamak adına gereklidir. Babamız bizi kendi katına yükseltmek, yetiştirmek ve yenilemek istemektedir. Bu nedenle Pavlus, Efes’teki kutsallar ve bizim adımıza yalvarmaktadır.

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on February 03, 2018, at 05:04 PM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)